Criminal Case Wiki
Advertisement
Vaka Diyaloglar

Grimsborough'da bir yıl önce...
............

Günümüzde...
David Jones: <İsim>! Seni yeniden görmek ne güzel!
David Jones: Hakikaten beş sene oldu mu yahu? Gram değişmemişsin... Ama Grimsborough gittiğinden beridir epey büyüdü. Umarım halen hoşuna gider!
David Jones: Bense biraz hırçınlaştım ama halen eski bildiğin Jones'um. Tekrar seninle oradan oraya koşuşturmak için sabırsızlanıyorum!
David Jones: Son zamanlarda göbek aldı başını gitti, o yüzden şu kurabiyeleri benden uzak... Şaka la şaka!
David Jones: Grimsborough Emniyet Müdürlüğüne yeni katılanlar oldu ama halen tanıyacağından emin olduğum bazı eski simalar da var!
Alex Turner: <İsim>, ne kadar uzun zaman oldu! Özledik valla!
David Jones: Misal teknik uzmanımız olarak hatırladığın Alex'in hayatı epey değişti!
Alex Turner: Doğru, Cathy ile ben evlendik ve şu aralar ev erkekliği yapıp görmüş olduğun bebeğimiz Sammy'ye bakıyorum.
Catherine Turner: Velhasıl teknik uzmanlık mevkini Alex'ten devraldım. Birlikte çalışmak için sabırsızlanıyorum!
David Jones: Sanırsam Cathy burada hepimiz adına konuşuyor <İsim>! Şimdi sana şehrin bazı havalı mekanlarını göstermek istiyorum. Mesela en sevdiğim donutçu gibi...
Diane Parker: Sabah sabah bu donut muhabbeti de nedir Jones?
Diane Parker: Ah, anladım. Büyük kavuşma için! Tekrardan aramıza dönmen harika <İsim>! Ben Müdürün Diane Parker. Seni Jones ile birlikte bilgilendirme için ofisime bekliyorum!

Şef'in ofisinde...
Diane Parker: <İsim>, işittiğime göre buradayken harika işler başarmışsın, bu yüzden sana cinayet masası dedektiflerinin sorumluluklarını anlatmakla vakit harcamayacağım!
Diane Parker: Gördüğün üzere işimi sıkı tutan birisiyim ama güzel anlaşacağımızdan eminim!
David Jones: Haklısınız Amirim! Ama hazır elimizde bir soruşturma yokken acaba <İsim> ile bir şehir turu mu atsak diyorum. Hani yeni yerleri gösteririm falan?
Diane Parker: Hadi ama Jones, ürkeklik etmene gerek yok! <İsim>'i hayvanat bahçesine götürmek istediğini biliyorum. Günlerdir tek konuştuğun şey bu!
David Jones: Şey, doğrudur! <İsim>, çünkü sabık adli tabibimiz Nathan hayvanat bahçesinde çalışıyor! Veteriner oldu, inanabiliyor musun?
David Jones: Düşünsene, cesetlerden seni ısırabilecek hastalara geçiş! Harbi çılgın çocuk şu Nathan! Her neyse, kendisini bir ziyaret etmemizin hoş olacağını düşünüyorum!
Diane Parker: Pekala Jones, gidebilirsin! Zaten sabahın bu saatinde ekibin çoğu burada değil. Döndüğünde onlarla da tanışırsın <İsim>!
David Jones: Harika! <İsim>, hayvanat bahçesinin açık olup olmadığından emin değilim ama umarım Nathan oradadır!

1. Bölüm

İncele: Hayvanat Bahçesi.
David Jones: <İsim>, yerde birisi var! Olamaz, o... Nathan mı o?
David Jones: 911'i ara, yaralanmış!
David Jones: A... yok, haklısın. Nathan nefes almıyor! Geç kaldık... Ölmüş!
David Jones: Bileklerine baksana... önceden bağlanmış! Ayrıca vücudu ısırıklarla dolu...
David Jones: Bir saniye! Bunlar yılan ısırığı... Bunu anlayacak kadar doğa belgeseli izlemişliğim var!
David Jones: Demek Nathan öldürüldü! Üstelik yılan ile! Tam olarak ne oldu burada?
David Jones: Umarım adli tabibimiz Martine bize daha fazlasını söyleyebilir!
David Jones: Nathan'ın akıllı saati bu! Nerede görsem tanırım! Katil ona saldırdığı sırada düşmüş olmalı.
David Jones: Eminim Nathan şartlar altında akıllı saatini kurcaladığımız için bizi affederdi. Hadi açalım!
David Jones: Ne olur ne olmaz şu yırtık kağıt parçalarını da birleştirelim!
David Jones: <İsim>, Nathan ile kavuşmamızın cinayet soruşturmasına döneceği kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi! Bu işi halletmeyi ona borçluyuz!

Otopsi: Kurbanın Cesedi.
Martine Meunier: Oh lá lá, quelle horreur!
David Jones: Hey Martine... Biliyorum, Nathan'ın ölümü tam bir facia.
Martine Meunier: Evet, tanıdığım birisini otopsi masamda görmek bir yana, böyle hoş bir erkek örneği bu halde görmek fazlasıyla üzücü!
Martine Meunier: Ama hepsinde önce tanıştığımıza memnun oldum <İsim>! Sahadaki... yetkinliğin hakkında çok şey duydum!
Martine Meunier: Böylece, zavallı müteveffa arkadaşımıza dönebiliriz! Birincisi katil, Nathan'ı bayıltmak için başına uzun, ince bir çubuk ile vurmuş.
Martine Meunier: Sonra da, gördüğünüz üzere zannımca uyanmasına karşı tedbir olarak bileklerini halatla bağlamış.
David Jones: Çok ilginç şeyler bunlar da bize Nathan'ın yılan ısırıkları hakkında ne söyleyebilirsin asıl?
Martine Meunier: Isırıklar mercan yılanının dişleri tarafından bırakılmış. Yani yılan cinayet silahınız!
Martine Meunier: Kırmızı, sarı ve siyah çizgilerinden oldukça kolay tanınabilen bir yılandır!
Martine Meunier: Mercan yılanının zehri Nathan'ın konuşma bozukluğu, çift görme ve kas felci geçirmesine, akabinde de ölümcül kalp yetmezliğinden hayatını kaybetmesine neden olmuş!
David Jones: Ne kadar berbat bir ölüm şekli. Zavallı Nathan!
Martine Meunier: Evet, ama asıl ilginç olanı mercan yılanının normalde insanları ısırmayan, ürkek bir yaratık oluşu...
Martine Meunier: ...Yani katilin bu sürüngeni kurbana defalarca kez saldırtabilecek kadar usta bir yılan terbiyecisi olması gerekir!
David Jones: <İsim>, katil yılan oynatıcısı olabilir ama bakalım hapishane hücresinden de güle oynaya çıkabilecek mi!

İncele: Paramparça Kart.
David Jones: <İsim>, bu şirin bir tebrik kartı gibi görünebilir ama içindeki mesaj şirin olmaktan fazlasıyla uzak. Üstelik Nathan'a yazılmış!
David Jones: Diyor ki, "Nathan. Sabah erkenden seni burada bekliyorum. Gözüm üstünde. Geç kalayım deme sakın!" Yazan "J. Peacock" diye biri.
David Jones: Doğru dedin, şu Peacock denen elemanı bulup neden Nathan'a emirler yağdırıyormuş öğrenelim!

Jackson Peacock'a Nathan'a yazdığı hasmane mesajı açıklamasını iste.
Jackson Peacock: Siz ikiniz! Hayvanat bahçesi henüz açılmadı! Girmeyi nasıl becerdiniz?
David Jones: Grimsborough EM'den geliyoruz! Ayrıca siz kimsiniz?
Jackson Peacock: Beni tanımadınız mı? Jackson Peacock, Mighty Zooniverse'in sahibi ve Güzelyaka'nın en zengin girişimcisi!
David Jones: Şey, bir cinayet soruşturması için buradayız ve...
Jackson Peacock: Cinayet mi? Benim hayvanat bahçemde hemde?! Allah'ım, işler için hiç iyi olmayacak bu! Kim öldü?
David Jones: Nathan Pandit, kendisi çalışanlarınızdan biri. Kendisine neden sert bir dille bugün erkenden hayvanat bahçesine gelmesini söylediniz?
Jackson Peacock: Nathan öldü mü?! Alt tarafı geç kalmaması konusunda hatırlatma yapmak istemiştim! Ah, bu iş gittikçe sarpa sarıyor! Şu günlerde iyi bir baytar bulmak ne kadar zor bilir misiniz?
Jackson Peacock: Sanırsam soruşturmanız tamamlanana kadar hayvanat bahçesini açamayacağım. Üstelik tam da teraryumu yenileştirmek için bir servet harcamış iken! Tam bir facia!
David Jones: <İsim>, Peacock teraryum mu dedi? Yılanlar orada yaşamıyor muydu?
David Jones: Nathan'ın cinayetinde yılanın rolü olduğuna göre teraryuma bir göz atalım derim! Tehlikeli sürüngenlerin hepsi kilit altındadır, değil mi?

İncele: Teraryum.
David Jones: Allahtan etrafta dolanan sürüngen falan yok... en azından kafesleri dışında!
David Jones: Doğru dedin, birisi yakın zamanda burada bulunmuş ve ardında çantasını bırakmış! İçine bir bakalım!
David Jones: Baksana, şu madalyonun içinde bir kızın resmi var. Bir yerlerden tanıdık geliyor sanki...
David Jones: <İsim>, bakalım veri tabanımızda bu gizemli kızın kaydını bulabilecek miyiz!

İncele: El Çantası.
David Jones: <İsim>, çantada bulduğun bu seyyar kupanın bize ne gibi bir fayda sağlayacağını düşünüyorsun?
David Jones: Hee, kupanın kenarında bir şey mi yazıyor? İçgüdülerine güvenmemek gibi bir gaflete düşmeyeceğimi biliyorsun! Hadi toz takımını alıp şu yazıyı ortaya çıkartalım!

İncele: Silinmiş Sözcükler.
David Jones: Seyyar kupanın üstünde "Bayan Goldfinch, Dünya'nın en iyi öğretmeni" yazıyor...
David Jones: Bu Bayan Goldfinch içinde kupayı bulduğumuz çantanın sahibi olmalı! Eşyaları olmadan fazla uzağa gitmiş olamaz. Kendisi bulup birkaç soru soralım!

Pippa Goldfinch'e bu kadar erken saatte hayvanat bahçesinde ne aradığını sor.
David Jones: Bayan Goldfinch? Sanırsak bu çanta sizin. Açılış saatinden önce hayvanat bahçesinde ne yaptığınızı öğrenebilir miyiz acaba?
Pippa Goldfinch: Güzelyaka Lisesi'nde fen bilgisi öğretmeniyim. Günün ilerleyen saatlerinde hayvanat bahçesine gezi düzenlenecek, bu yüzden önceden gelip yavrucaklarım için her şeyin yerli yerinde olduğundan emin olmak istedim!
David Jones: Şey, korkarım ki hayvanat bahçesi, cinayetten ötürü ikinci bir emre kadar kapalı kalacak. Hayvanat bahçesini veterineri ölü bulundu!
Pippa Goldfinch: Cinayet mi?! Ah, hayvanat bahçesine gitmenin kötü bir fikir olduğunu biliyordum!
Pippa Goldfinch: Talebelerim son derece hassas çocuklardır. Cesedi gördüklerini düşünsenize... Hayatları boyunca unutamayacakları bir tramva olurdu!
David Jones: Şey, evet. Lütfen telefonunuzu açık tutun Bayan Goldfinch. Size başka sorularımız olabilir!

İncele: Gizemli Kız.
David Jones: Bir saniye <İsim>, madalyondaki kız Harper Stone muymuş?!
David Jones: Harper Nathan'ın kız arkadaşı! Onu ilk bakışta nasıl tanıyamadım hayret!
David Jones: Son zamanlarda Nathan ile fazla vakit geçirmediğimi itiraf etmem gerek. Kafam... çok doluydu...
David Jones: Eğer yanlış hatırlamıyorsam Harper yan iş olarak hayvanat bahçesine danışmanlık yapıyor. Kendisini bulup Nathan'ın terk-i hayat ettiği haberini iletelim.

Harper Stone'a Nathan'ın öldürüldüğünü haber ver.
Harper Stone: Nathan'a mı bakmıştın Jones? Nerede olduğuna dair bir fikrim yok maalesef!
David Jones: Harper, bunca zaman sonra kötü haber vermeye geldiğim için üzgünüm. Şey, bu sabaha karşı Nathan'ın cesedini bulduk. Öldürülmüş.
Harper Stone: Af buyur Jones ama yanlış işitmiş olmam gerek. Nathan öldürüldü mü dedin?
David Jones: Korkarım ki öyle dedim. Çok üzgünüm!
Harper Stone: Ama bu mümkün değil! Kim yapmış olabilir böyle bir şeyi? Kim Nathan'ı öldürmek istemiş olabilir?!
Harper Stone: Nathan ile ben birlikte çok mutluyduk! Yalvarırım bunu yapanı bul <Rütbe> <İsim>!

İncele: Kilitli Akıllı Saat.
David Jones: <İsim>, dua edelim de Cathy Nathan'ın ileri teknoloji akıllı saatinde gizli kalmış işe yarar bir şeyler bulabilsin!

Analiz et: Akıllı Saat.
Catherine Turner: Ah <İsim>, Grimsborough'ya dönüşünün böyle bir facia ile lekelenmiş olmasına inanamıyorum!
Catherine Turner: Nathan harika bir adamdı! Küçük Sammy'yi hayvanat bahçesine götürdüğümüzde onunla ne güzel vakit geçirdiğini hatırlıyorum.
David Jones: Biliyorum Cathy. İşte bu yüzden katilini bir an önce yakalayıp uzun süreliğine parmaklıklar ardına yollamalıyız!
Catherine Turner: O konuda yardımcı olabilirim bak! Gördüğünüz üzere Nathan'ın akıllı saatinde kendisine gönderilmiş oldukça tehditkar bir e-posta vardı!
Catherine Turner: E-postanın konu kısmında üç tane yılan ifadesi vardı ve altındaki mesajda "Nathan, insan, yaşayan canlılar içinde en savunmasız olanıdır... Bunu yakında göreceksin!" yazıyordu!
David Jones: İçinde yılan olan bir tehdit e-postası mı? Nathan'ın ne şekilde öldüğüne bakarsak bunun katil tarafından gönderildiği aşikar!
Catherine Turner: Doğru, ama gel gör e-postanın gönderildiği adresin bir türlü izini süremedim! Tam kafayı yemek üzereydim ki sonra birden aklıma Gabriel'den yardım istemek geldi...
David Jones: Ah, evet <İsim>, Gabriel hem profil uzmanımız, hem de genel kültür erbabımız! Eğer tarih hakkında bir sorun varsa Gabe senin adamın!
Gabriel Herrera: Tanışık olduğumuza pek memnun oldum <Rütbe> <İsim>! Bu arada pek naziksin Jones fakat bana Gabe diye hitap etmezsen sevinirim...
Gabriel Herrera: Katilin e-postasına dönecek olursak. Kelime seçimi dikkatimi çekti... Sanki bir yerlerden alıntı yapıyormuş gibi.
Gabriel Herrera: Hülasa haklı çıktım! Katil Rudyard Kipling'in Cengel Kitabı'ndan bir satırı uyarlamış. Bu, Mowgli adında bir oğlan ve insan biçimli hayvan dostlarıyla ilgili bir hikaye!
David Jones: Velhasıl katil Cengel Kitabı'nı okuyor! <İsim> onu parmaklıklar ardına gönderdikten sonra tek hayvan dostları hapishanedeki fareler olacak!

Daha sonra hayvanat bahçesinde...
David Jones: <İsim>, Grimsborough'ya dönüşünün şen şakrak geçmesini umuyordum ama onun yerine değerli bir dostumuzun vefatıyla karşı karşıya kaldık!
David Jones: Nathan'ın ölümü fazlasıyla acı verici görünüyor... Yılan zehiriyle ölümün en kallavi düşmanımın dahi başına gelmesini istemezdim herhalde!
David Jones: Şüphelilerimizden biri Nathan'ın çalıştığı hayvanat bahçesinin sahibi Jackson Peacock. Peacock tumturaklı dallamanın teki ama şimdilik bir cinayet sebebi yok gibi!
David Jones: Bir de Nathan'ın öldürüldüğü saatte hayvanat bahçesinde bulunan fen bilgisi öğretmeni Pippa Goldfinch var.
David Jones: Ayriyetten Nathan'ın kız arkadaşı Harper'ı sorguladık ama onunda bırak Nathan'ı öldürmeyi, kılına dahi zarar verebileceğini düşünemiyorum!
David Jones: İşimiz önümüzde halledil...
*HISSSSSS!*
David Jones: O ses de neydi öyle <İsim>?
David Jones: Aah! Yılan!!

2. Bölüm

David Jones: <İsim>, daha Grimsborough'ya dönüşünün ilk gününde dostumuz ve eski adli tabibimizin cinayetiyle uğraşmak zorunda kaldığımıza inanamıyorum!
David Jones: Nathan'ın ruh hastası katili onu öldürmek için yılan zehiri kullanmış. Gerçekten de nahoş bir ölüm şekli!
David Jones: Tüm enerjimizi Nathan'a bunu yapan puştu yakalamaya odaklamalıyız!
David Jones: Şu ana kadar epey bir şüpheliyi...
*HISSSSSS!*
David Jones: O da neydi öyle?
David Jones: Aah! Yılan!!
David Jones: Üstüme çıktı! <İsim>, imdat!

-Birkaç dakika sonra...-
David Jones: <İsim>, sen benim kahramanımsın! Çıplak elle o yılanı tutacak büzüğü nereden buldun bilmiyorum!
David Jones: Acayip cesurdun! Sen olmasan şimdiye çoktan sürüngen yemeği olmuştum!
David Jones: Neyse ki hayvan sürünerek uzaklaştı. Umarım onu bir daha görmeyiz!
David Jones: Ah... Yılanın, Martine'in Nathan'ı öldürmede kullanıldığını belirttiği yılanın tarifine uyduğunu mu düşünüyorsun? Bu durumda onu tekrarda bulmamız gerek!
David Jones: Sanırsam hayvanat bahçesi mağazasına doğru sıvıştığını gördüm. Gidip bir bakalım <İsim>!

İncele: Hayvanat Bahçesi Şekercisi.
David Jones: O korkunç yılanı hiçbir yerde göremiyorum <İsim>! Ya yine üstüme zıplarsa?
Vince Moon: "Yılan" mı dediniz beyler? Ortada kaçak bir mahluk var da!
David Jones: Bu konuda arzu ettiğimizden fazla bilgi sahibiyiz! Siz kimsiniz?
Vince Moon: Vince Moon, hayvanat bahçesi bakıcısıyım! Yılancıklar gibi şirinciklere bakıp onları besliyor, oynuyor, arada da hoş sohbet ediyorum... Ve fark ettim ki bir tanesinin tankı boş!
David Jones: Bir tanesi gözetiminiz altındayken kaçtığına göre pek de iyi bakamıyorsunuz demek ki! Yılanı yakaladıktan sonra sizinle de iki çift laf etmemiz gerekecek Bay Moon!
David Jones: Bu arada yılan demişken <İsim>, bir an evvel bulalım şu sürüngen mahluğu!
David Jones: Iıı, hayvanın... saklanıyor olduğunu mu düşünüyorsun? Oyuncak sandığında hem de? Öyleyse benim yerime senin araman daha makul!
David Jones: De, o defteri niye aldın? Hayvanat bahçesi ziyaretçilerinin geri bildirimlerini bırakmak için bir şey sadece!
David Jones: Ah, gördüm! Nathan hakkında yazılmış isimsiz bir yorum var! Diyor ki, "Nathan Pandit'i bir an önce kovmanız mecburidir!"
David Jones: Bu notu bırakan her kim ise Nathan'a epey kızmış belli ki... Sayfadaki şu çok renkli tozdan alacağımız bir örnek bize bunu yazanın kim olduğu hakkında bilgi verebilir!

Vince Moon'a yılanı sor.
Vince Moon: Kaçak yılan için cidden çok özür dilerim <Rütbe> <İsim>! Tankçığından nasıl kaçtığından halen emin değilim!
David Jones: Pekala Vince, çok da küçük olmayan yılanın bir cinayete karıştı!
Vince Moon: Af buyurun? Ama Bollo bir sineği bile incitmez abiler! Patron bile onu terbiye edebiliyor!
David Jones: Bay Moon, sizin haricinizde başka kimin yılan tanklarına erişimi var?
Vince Moon: Yılanlara leziz mamalar vermek için tankları açabilen herkesin! Yani zannımca hayvanat bahçesinde çalışanlar... ve sinsi ziyaretçiler!
David Jones: Yani herhangi bir Allah'ın kulu olabilir... Bize maktül Nathan Pandit hakkında bir şey söyleyebilir misiniz?
Vince Moon: Ö.... ölen Nathan mıymış?!
Vince Moon: Ama Nathan benim dostumdu! Sihirli gücüme bir tek o inanıyordu!
David Jones: Eee... Neymiş peki bu sihirli güç Bay Moon?
Vince Moon: Peh... Hayvanlarla konuşabilmek tabiiki de!
David Jones: A... Anladım! Eğer hayvanlar size Nathan'ı kimin öldürdüğünü söylerse bize bir alo deyiverin, olur mu?

İncele: Oyuncak Sandığı.
David Jones: Ah, yılan! Yılan harbiden de oyuncak sandığının içindeymiş!
David Jones: Yani... Evet, biz de zaten bunu umuyorduk. Affedersin <İsim>!
David Jones: Kaygan mahluk uyuyor gibi... Belki kış uykusuna falan yatmıştır, kim bilir.
David Jones: Her neyse, en azından Rupert'a götürene kadar yılan kimseyi ısırmayacak. Kendisi yeni laboratuvar şefimiz ve, pek yakında göreceğin üzere Grace'ten epey farklıdır!

Analiz et: Uyuyan Yılan.
Rupert Winchester: Vay <İsim>! İlk gününde laboratuvarıma canlı bir yılan göndermek... Hakikaten de nasıl giriş yapacağını biliyorsun!
Rupert Winchester: Rupert Winchester emrinize amadedir! Bu da benim gözüpek stajyerim Amir Devani!
Amir Devani: Nörüyon <İsim>? Oyuncak sandığına dalıp yılanı yakalamışsın. Helal!
Rupert Winchester: Iı, eğer "helal"den kastın "tebrikler" ise son derece haklısın Amir! Nihayetinde tahmin ettiğin üzere <İsim>, kurbanı öldürmede kullanılan yılan buymuş!
David Jones: Peki yılan, katil hakkında size başka bir şey söyledi mi?
Rupert Winchester: Söyledi! Yılandan hoş, misk gibi bir koku yayıldığını fark ettim. Yaptığım denemeler sonucunda kokunun, yılana bulaşan "Eau de Wild" adlı parfümden geldiğini anladım.
Amir Devani: Eau de Wild şu aralar acayip revaçta. Kadın, erkek, trans... hepsi kullanıyor valla!
Rupert Winchester: Genç Amir bu tür şeylerin allamesidir, cakalı ne varsa nabsını tutar hep!
Amir Devani: İhtiyar Rupert haricinde "cakalı" kelimesinin 1974'ten beridir pek sık kullanılmadığını bilmeyen var mı aramızda?
Rupert Winchester: Her neyse, kurbanın üzerinde Eau de Wild izi yoktu, buna binaen parfümü süren ve sıvışkan cinayet silahına bulaştıranın katil olduğunu söyleyebiliriz!
David Jones: Demek katil Eau de Wild adlı parfümden sürüyor! En azından tutuklama sırasında dökeceği terin kokusunu kapatır bari <İsim>!
David Jones: Bu arada yılanlar demişken hayvanat bahçesi teraryumuna da bir göz atalım derim. Hadi gidelim <İsim>!

İncele: Sürüngen Alanı.
David Jones: <İsim>, sürüngenler beni kesiyor, biliyorum! Neler bulduğuna bakıp şu tüyler ürperten yerden seğirtelim bir an önce!
David Jones: Güvenlik kamerasını almayı iyi akıl ettin! Şifresini iki dakikada kıracağından eminim!
David Jones: Evet, şu kırık tahta parçaları fazla şüpheli duruyor. Hadi birleştirelim!

İncele: Güvenlik Kamerası.
David Jones: <İsim>, eğer güvenlik kamerasında işimize yara bir görüntü varsa Cathy'nin onu bulacağından eminim!

Analiz et: Güvenlik Kamerası Kaydı.
Catherine Turner: <İsim>, "tekn-uzmanlığıma" güvenerek teraryumun güvenlik kamerasını bana yollaman akıllıcaydı!
Catherine Turner: Kameranın görüntü açısı maalesef sınırlıydı ve başlarda sadece sürüngenlerin kutularını kurtlu parmaklarıyla dürten küçük çocukların görüntüsü vardı...
Catherine Turner: ...Ama sonra ilginç bir şey geldi! Nathan'ın şüphelilerden biriyle yaptığı ateşli bir tartışmanın görüntü kaydı! Kendiniz bakın!

Kaydın başı...
Nathan Pandit: Yavru pandalar ile yaptığın her şeyi biliyorum!
Jackson Peacock: Orada dur bakalım Nathan! Bunlar seni ilgilendirmeyen büyük meseleleri! Küçük kafanı bunlara yormana gerek yok!
Nathan Pandit: Bana efendilik taslama Jackson! Ya şimdi vazgeçersin ya da...
Jackson Peacock: Ya da ne? Bana bulaşmaya nasıl cürret edersin Nathan! Kim olduğumu bilmiyor musun?

Kaydın sonu...
David Jones: Vay anasını sayın seyirciler! Demek Nathan ile Jackson Peacock birbirlerini boğazlamak üzerelermiş!
Catherine Turner: Evet, görünürde yavru pandalarla ilgili bir mesele!
David Jones: <İsim>, bir an önce Peacock'a bunu sormamız gerek!

Jackson Peacock'tan Nathan ile girdiği tartışma konusunda yanıt talep et.
Jackson Peacock: <Rütbe> <İsim>, umarım buraya Nathan'ın katilini yakaladığınızı söylemek için gelmişsinizdir. Hayvanat bahçesini açmam gerekiyor da!
David Jones: Yakalamak üzereyiz! Bay Peacock, Nathan ile yarvu pandalar üzerine ettiğiniz kavgadan haberimiz var!
Jackson Peacock: Hasbinallah! Nasıl öğrendiniz yahu bunu?
Jackson Peacock: Bakın, yavru pandaları en yüksek meblağyı ödeyene sattığım konusunda söylediği her şey külliyen yalan!
David Jones: Yavru pandaları mı satıyordunuz?! İyi de bunlar nesli tükenmekte olan hayvanlar!
Jackson Peacock: Dedim ya, külliyen yalan! Hem gerçek olsa ne olacak ki? Herkes hayvan sahibi olma hakkına sahiptir ve benim de akçelemem gereken zevklerim var. Misal Eau de Wild parfümüm gibi!
Jackson Peacock: Ama o iyilik budalası hayvan düşkünü beni... mesnetsiz şüphelerine dayanarak yetkililere vermekle tehdit etti. Hepsi de üç beş kokmuş hayvan için!
Jackson Peacock: Benim ormanın kralı Şer Han, kendisinin ise zavallı bir solucan olduğunu bilmiyor muydu acaba!
David Jones: Bay Peacock! Kaçakçılık iddialarına bakacak vaktimiz olmadığı için şanslısınız... yani şimdilik. O vakte kadar dua edin Nathan Pandit'in saçının kılına dahi dokunduğunuza dair kanıt bulmayalım!

İncele: Tahta Parçalar.
David Jones: <İsim>, bu ödül hayvanat bahçesinin "En Sadık Ziyaretçisi" olarak Kit Partridge'e verilmiş!
David Jones: İyi, ne mutlu ona! Fakat bunun soruşturmamızla ilgisi olduğunu sanmıyorum...
David Jones: Ah, haklısın! Eğer Kit hayvanat bahçesinde bu kadar çok vakit geçiriyordu ise Nathan'ı tanıyor olması gerekir. Kendisiyle bir konuşalım o zaman!

Kit Partridge'e Nathan'ı tanıyıp tanımadığını sor.
Kit Partridge: Ne kadar muazzam bir yaratık! Gerçekten takdire şayan!
David Jones: Bay Partridge? Hayvanat bahçesi henüz açılmadı. İçeriye nasıl girdiniz?
Kit Partridge: Ah! Hayvanat bahçesi bana erken giriş imkanı sağlayan özel bir üyelik kartı verdi. Benim gibi bütün "hayvanat bahçecilere" teklif ediyorlar!
Kit Partridge: Şafağın loş ışığında hayvanların otlayışını izlemeye bayılıyorum! Cengel kitabından alıntılayacak olursam "sürülerin ve gücün, pençelerin, dişlerin ve tırnakların saati" bu saatler.
David Jones: Öyle diyorsanız... Bay Partridge, burada bulunmamızın sebebi günün erken saatlerinde hayvanat bahçesi veterinerinin öldürülmüş olması.
Kit Partridge: Ne? Hayvan bakıcılarından biri mi öldürülmüş?
David Jones: Evet, ve hayvanat bahçesinde bu kadar çok takıldığınız için kendisini tanıyor olabileceğinizi düşündük.
Kit Partridge: Korkarım ki buraya ziyaretlerimin sebebi insan aramak değil, onlardan uzaklaşmak! Yılan terbiye etmek bile insanlarla konuşmaktan dana zevklidir benim için!
Kit Partridge: Keşke yardımım dokunabilseydi ama bu sabah gördüğüm cinayete en yakın şey, bir timsahın devasa bir yayın balığını mideye indirmesiydi. Öyle kanlı bir sahneydi ki!

İncele: Ziyaretçi Defteri.
David Jones: Hayvanat bahçesi yorum defterinden aldığın bu çok renkli tozu mikroskopta inceleyelim <İsim>!

İncele: Renkli Parçacıklar.
David Jones: <İsim>, yorum defterinden aldığımız gökkuşağı renkli parçacıklar tebeşirmiş...
David Jones: ...Daha açık olmak gerekirse sınıflarında halen kara tahta bulunduran eski kafalı öğretmenlerin kullandığı tebeşirlerden!
David Jones: Doğru dedin, soruşturmamızda bir tane öğretmen var... Bayan Goldfinch!
David Jones: Demek Nathan'ın kovulmasını talep eden kişi Bayan Goldfinch imiş! Gidip soralım bakalım kendisine nedenini!

Pippa Goldfinch'e Nathan'ın kovulmasını neden istediğini sor.
David Jones: Bayan Goldfinch, maktül Nathan Pandit'in kovulmasını istediğinizi biliyoruz. Şimdi bize nedenini açıklamakla mükellefsiniz!
Pippa Goldfinch: Hay Yarabbi. O yorumun altına adımı bile yazmamıştım... Birilerinin yazanın ben olduğumu anlamayacağını umuyordum!
Pippa Goldfinch: Ama bakın! O veteriner kovulmayı hak ediyordu! Adam tepeden tırnağa ilkesizdi!
David Jones: İlkesiz mi? Buna inanmıyorum ki Nathan Pandit'i sizden çok daha iyi tanıyorum!
Pippa Goldfinch: Son okul çıkışı hayvanat bahçesi ziyaretim sırasında veteriner olacak o adam kız arkadaşından çocuklara yılan terbiye etmeyi öğretmesini istedi. Hatta o tehlikeli yaratıklara dokunabilmelerine dahi müsaade etti!
Pippa Goidfinch: O dangalak kendisini Cengel Kitabı'ndaki çocuk ve bütün hayvanları da dostu sanıyordu! Sağlık, güvenlik veyahut usule uugun davranmak gibi bir gayesi yoktu hiç!
Pippa Goldfinch: Bay Pandit'in vurdumduymazlığı ve andavallığı yüzünden öğrencilerin velileriyle başımın derde girdiği yetmezmiş gibi bir de üstüne az kalsın işimden oluyordum! Yani gitmesi gerekiyordu!
David Jones: Bayan Goldfinch, anlaşılan içinizde epey bir kızgınlık biriktirmişsiniz. Umarım bu sizi vurdumduymazca ve andavalca bir eylemde bulunmaya sevk etmemiştir!

Daha sonra Mighty Zooniverse'de...
David Jones: <İsim>, hayvanları falan boşver, asıl vahşişleşen insanlar!
David Jones: Nathan'ı öldürmek için makul sebepleri olan birkaç şüpheli var elimizde. Onun gibi soğutuk birinin bu kadar insanla ters düşmüş olabileceği kimin aklına gelirdi?
David Jones: Bayan Goldfinch bilindik öğretmenlere benziyordu ama Nathan'ın sağlık ve güvenlik kurallarını sözde ihlaline olan kızgınlığı onu cinayete sevk etmiş olabilir mi dersin?
David Jones: Bir de cinayet işlemeyi düşünemeyecek kadar hayvanlarla balatayı sıyırmış bir hayvan bakıcısı ve "hayvanat bahçeci"miz var tabii!
David Jones: Tabii kimin ne olduğunu...
???: .....
David Jones: Şey... <İsim>, orada duran tuhaf bir adam var!
???: .....
David Jones: Hey sen! Grimsborough Emniyeti! Derhal kendini göster!
Eduardo Ramirez: <İsim>! Jones! Benim ben, Ramirez!

3. Bölüm

David Jones: <İsim>, şu hayvanat bahçesinde asıl vahşi olan hayvanlar mı insanlar mı karar veremiyorum!
David Jones: Nathan'ın ölümündeki şüpheli listemiz gitgide kabarıyor ve...
???: .....
David Jones: Şey... <İsim>, orada duran tuhaf bir adam var!
???: .....
David Jones: Hey sen! Grimsborough Emniyeti! Derhal ellerini havaya kaldır ve kendini göster!
Eduardo Ramirez: <İsim>! Jones! Benim ben! <İsim>'in şehre döndüğünü duydum ve size sürpriz yapmak istedim!
David Jones: Ramirez? Hah, Pasifik Koyu'ndan fiyakalı bir özel dedektif olarak döndüğünü biliyorum, ama bazı şeylerin hiç değişmediğini görmek güzel!
David Jones: Doğru ya, <İsim> bilmiyor henüz! <İsim>, Ramirez bundan kelli Grimsborough EM'de yasal danışmanımız olarak boy gösterecek. Şu ana kadar epey bir vakada yardımcı oldu!
Eduardo Ramirez: Teveccühünüz Jones! Ama söylememde mahzur yoksa zanaatımda epey ustalaştığım söylenebilir!
Eduardo Ramirez: Nathan'ın başına geleni duydum. Yardımıma ihtiyaç duyarsanız bir alo demeniz yeterli!
David Jones: Muhakkak Ramirez! Bir şey bulursak bir alo deriz!
David Jones: Şimdi eğer Nathan'ın katilini yakalamak istiyorsak daha fazla vakit kaybedemeyiz! <İsim>, hayvanat bahçesi mağazasına tekrardan bir bakalım diyorum!

İncele: Mağaza Rafı.
David Jones: <İsim>, bu Nathan'ın cüzdanı. Üstünde baş harfleri var! İçine bir bakalım.
David Jones: Bu yumuş kurbağa da pek tatlıymış ama alma sebebin bu olamaz, değil mi?
David Jones: Ah, gördüm... Üzerinde Nathan'a yazılmış bir not var!
David Jones: Kelimeler solmuş ama ortaya çıkartacağından şüphem yok!
David Jones: Şu kırık rozet de ipucu olabilir. O halde birleştirelim! Hadi <İsim>, Nathan'ın katilinin kaçmasına izin veremeyiz!

İncele: Kurbanın Cüzdanı.
David Jones: Aa <İsim>, Nathan'ın cüzdanında sakladığı şu resme baksana!
David Jones: Şuradaki adam kesinlikle Nathan... Ne kadar da gençmiş!
David Jones: Fakat diğerlerinin kim olduklarını bilmiyorum... Hey, belki gözde özel dedektifimiz Ramirez bize yardımcı olabilir! Hadi fotoğrafı ona gönderelim!

Analiz et: Eski Fotoğraf.
Eduardo Ramirez: <İsim>, Nathan'ın eski fotoğrafında öğrendiklerimi duyunca ağzın yere değecek!
David Jones: Nefesimizi tuttuk bekliyoruz Ramirez!
Eduardo Ramirez: Evvela bu fotoğraftaki insanlar Nathan'ın Grimsborough EM'ye gelmeden önce ilk adli tabiplik yaptığı dönemdeki iş arkadaşları!
David Jones: Nathan ilk işinden hep şefkatle bahsederdi! Bu da bu fotoğrafı cüzdanında saklamasını izah eder zannımca!
Eduardo Ramirez: Evet ama dahası da var! Yanında duran şahıs ise şüphelilerden biri: Kit Partridge!
Eduardo Ramirez: Görünüşe göre Kit bir zamanlar Nathan ile birlikte adli tabiplik yapmış!
David Jones: Kit Partridge mi? İyi de ilk konuşmamızda bize Nathan'ı tanıdığından hiç bahsetmemişti! Umarım bizden bilgi saklamasıyla ilgili verebilecek bir cevabı vardır!

Kit Partridge'e Nathan ile aralarındaki gerçek ilişkinin ne olduğunu sor.
Kit Partridge: Yeni Eau de Wild parfümüm hakkında ne düşünüyorsunuz <Rütbe> <İsim>? Dediklerine göre kokusu hayvanlara çekici geliyormuş ki tam da istediğim şey!
David Jones: Bay Partridge, şimdi sizi koklayacak vaktimiz yok! Kurban Nathan Pandit ile çalıştığınızı biliyoruz! Onu tanıdığınızı neden baştan söylemediniz?
Kit Partridge: Bir saniye... Ölen veterinerin eski işimden tanıdığım şu cana yakın çocuk Nathan olduğunu mu söylüyorsunuz?!
Kit Partridge: Ne kadar küçük bir dünya... Ayrıca ne kadar da feci bir son!
David Jones: Yani ikinizin aynı anda hayvanat bahçesinde bulunmasının safi tesadüf olduğunu mu ileriye sürüyorsunuz?
Kit Partridge: Belki o kadar da tesadüf değildir... Adli tabiplik yaptığım dönemde çok fazla ölüm gördüm, bu yüzden tek istediğim hareketli yaşamla içiçe olmaktı! Nathan'da aynı şeyi istemiş olmalı!
Kit Partridge: İyiki de emekli olmuşum diyorum <Rütbe> <İsim>. Nathan'ı kendi otopsi masamda görmeyi hiç istemezdim doğrusu!

İncele: Kırık Rozet.
David Jones: <İsim>, rozetteki yüz Nathan'a epey benziyor... ve üstünde de "Kahrolsun Nathan" yazıyor!
David Jones: Bu... aksesuarımsıyı yapan her kim ise Nathan'dan pek haz etmiyormuş belli ki!
David Jones: Hey, doğru dedin! Rozet takmaktan pek bir hoşlanan bir şüphelimiz var... Hayvanat bahçesi bakıcısı Vince Moon!
David Jones: Vince bu rozeti takıyordu ise neden bize Nathan'ın arkadaşı olduğunu söyledi o halde? <İsim>, bu işin köküne insek iyi olur!

Vince Moon'u "Kahrolsun Nathan" yazılı rozeti konusunda sıkıştır.
Vince Moon: Ah ne güzel, ne güzel kokarım ben, a...
Vince Moon: ...h, selam <Rütbe> <İsim>! Ben de bizim Harper'dan ödünç aldığım Eau de Wild kokusunun tadını çıkarıyordum... Mutlu bir flamingonun göz yaşlarından yapılmış, biliyor muydunuz!
David Jones: Bay Moon, şimdi flamingoları falan boş verin de bize kulak verin hele! Bu "Kahrolsun Nathan" rozetini bulduk. Siz mi yaptınız bunu?
Vince Moon: Yandı gülüm keten helva! Bana bunu soracağınız tahmin etmiyordum...
Vince Moon: Ama öyle olsun! Nathan'ın ebediyete dek gözümden düşüşünün acıklı hikayesini anlatayım size...
Vince Moon: Nathan aymaz bir hayvan katiliydi! Kurtarılamayacak kadar zayıf olduğunu öne sürdüğü yaratıkları öldürüyordu!
David Jones: İyi de Vince, Nathan bir veterinerdi ve hasta hayvanları azaptan kurtarmak onun işinin bir parçasıydı!
Vince Moon: Bana da aynı bahaneyi sundu! Hayvanları sihirli güçlerimle hayata döndürebileceğimi söylediğimde bana inanmadı!
Vince Moon: Ben de bu yüzden bu rozetleri yaptım! O hayvancıkları öldürdüğü için onu asla affetmeyeceğim. Kahrolsun Nathan!

İncele: Yumuş Oyuncak.
David Jones: <İsim>, kurbağaya yapıştırılmış notta "Nathan, bu hediyeyi kabul edemem. Hayır dediysem hayır!" yazıyor. Yazan da Harper!
David Jones: Anlaşılan bu yumuş oyuncak Nathan'ın Harper'a verdiği bir hediyeymiş fakat Harper bunu kabul etmediği gibi oldukça sinirli bir şekilde reddetmiş!
David Jones: Harper ile Nathan bana birbirlerine deliler gibi aşık görünüyordu ama demek ki kazın ayağı öyle değilmiş! Hakikati Harper'dan öğrenmemiz lazım, hem de hemen!

Harper Stone'u Nathan'ın hediyesini reddetmesi konusunda sıkıtır.
David Jones: Harper, Nathan'a yazdığın notu bulduk. Kavga mı ettimiz?
Harper Stone: Ah <Rütbe> <İsim>, bunu senden saklamamam gerektiğini biliyordum...
Harper Stone: İşin aslı şu ki artık Nathan'ı eskisi gibi sevmediğimi fark ettim.
Harper Stone: Birkaç hafta önce, ben kanepede oturmuş Cengel kitabını okurken, o da ateri oynarken ona tekrardan arkadaş olmayı önerdim.
Harper Stone: Ama Nathan hayır dedi! Beni halen sevdiğini ve denemeye devam etmek istediğini söyledi.
David Jones: Sana sürekli hediyeler gönderdi... ve sen de sürekli reddettin!
Harper Stone: Nathan bir türlü peşimi bırakmıyordu! Ama kalpler yılanlar gibi değildir... Kalbi terbiye edip birisini zorla sevdirtemezsiniz!
David Jones: Harper, umuyorum ki Nathan'ın peşini bırakması için cinayete başvurmamışsındır!

Tekrar ofiste...
David Jones: <İsim>, artık merhum dostumuz hakkında pekçok insanın zehirli düşünceleri olduğunu biliyoruz!
David Jones: Mesela Vince Moon, hasta hayvanları öldürdüğü için Nathan'a öfke kusuyordu!
David Jones: Bir de Harper var tabii. Ben de diyorum neden Nathan ile onu uzun süredir göremiyorum... Meğersem ayrılmışlar!
David Jones: Ama Harper'ın dediğine göre Nathan, onun kendisini artık sevmediğini bir türlü kabullenememiş. Onu bu yüzden öldürmek istemiş olabilir mi sence?
David Jones: Sanırsam haklısın <İsim>, katili iğnelemek için ihtiyacımız olan şey birkaç ipucu daha!
David Jones: İyisi mi zavallı Nathan'ın cesedini bulduğumuz hayvanat bahçesine birkez daha bakalım! Hadi <İsim>, hedefe ulaşmak üzereyiz, hissediyorum!

İncele: Hayvanat Bahçesi Arabası.
David Jones: <İsim>, bu mavi halat bir yerden tanıdık geliyor...
David Jones: Doğru dedin! Bu Nathan'ı bağlamakta kullanılan halatın aynısı! Katile ait olmalı!
David Jones: Üzerindeki şu tuhaf parçacıklar neyin nesi acaba! Bir numune alalım!
David Jones: Şu gösterişsiz kuş evini de açmak gerektiğini düşünüyorsan fazla vakit kaybetmeden açalım!

İncele: Mavi Halat.
David Jones: <İsim>, katilin halatından aldığın parçacıkları doğruca Rupert'a gönderelim!

Analiz et: Tuhaf Parçacıklar.
Rupert Winchester: Tekrardan merhaba <Rütbe> <İsim>! Amir şu her yerde biten yeni yetme kafelerden bir tane kahve almaya gitti. Seni kaçırdığı için üzülecek!
David Jones: <İsim> ile katilin halatında bulduğumuz parçacıklar hakkında ne bulduğunuz söylemezsen biz de katili kaçıracağız Rupert!
Rupert Winchester: Sakin delikanlı, eteğini ayağına dolaştırmaya lüzum yok!
Rupert Winchester: Aslında oldukça basit, bu parçacıklar ölü deri hücreleri!
Rupert Winchester: Hücreler üzerinde yaptığım DNA analizi sonucunda hücrelerin kurbana ait olmadığını teyit ettim. Binaenaleyh bunların katilden geldiğini söyleyebiliriz!
Rupert Winchester: Maalesef bana gönderdiğiniz numune fazlasıyla hasar görmüştü, bu yüzden aparabildiğim tek sonuç katilin kahverengi saçlı olduğu! Umarım bu onu yakalamanıza yardım eder!
David Jones: Etmez mi! <İsim>, ellerine dev kelepçemizi vurduğumuzda parçacıklı derisi kahverengi saçlı katilimizin düşünebileceği son şey olacak!

İncele: Kuş Evi.
David Jones: <İsim>, kuş evi ancak kuş yemiyle dolu olur diye düşünmüştüm ama içine sıkıştırışmış garip bir sopa bulduk! İçgüdünde haklı çıktın!
David Jones: Fazlasıyla şüpheli duruyor... Bir tür silah olabilir mi sence? O halde bunu silah uzmanımız Rita'ya gönderelim!
David Jones: Rita biraz... asabi mizaçlıdır, ama özünde altın kalpli biri olduğunu göreceksin. Hadi bu sopayı ona sevk edelim!

Analiz et: Garip Sopa.
Rita Estevez: <İsim>, sonunda karşılaştık. Piyazladıkları kadar varmıymışsın yakında anlarız!
David Jones: Rita, biraz kibar olur musun lütfen! Daha <İsim>'in Grimsborough'daki ilk günü!
Rita Estevez: Neyse, konuya dönecek olursak bana gönderdiğiniz şey bir yılan tutma sopası! Kendine zarar vermeden tehlikeli yılanları tutmaya yarıyor.
David Jones: Yılan tutma sopası mı? Yani Nathan'ın katiline ait olabilir!
Rita Estevez: Doğru cevap! Sopanın üstünde kurbanın kanından izler buldum, yani katilin yılanı Nathan'ın üstüne salmadan önce bunu kafasına indirdiğini söyleyebiliriz!
Rita Estevez: Katil bunu yaparken bu yeşil sopanın üstüne yeşil pamuk lifleri bırakmış... zaten bu yüzden fark etmesi zor oldu!
Rita Estevez: Laboratuvar faresi değilim ama bunun katilin yeşil giydiği anlamına geldiğini söyleyebilirim!
David Jones: <İsim>, katil yeşil giyiyor olabilir ama onu tutukladığımızda kırmızı görmeye başlayacağı kesin!

David Jones: <İsim>, Nathan'ın soğukkanlı katilini yakalamamız için gereken tüm kanıta sahibiz. Hadi onu yakalayalım!

Katili tutukla.
David Jones: Kit Partridge, seni dostumuz ve eski iş arkadaşımız Nathan Pandit'i canice öldürmekten tutukluyoruz!
Kit Partridge: Ben? Cinayet işlemişim?! Bana bir bakın <Rütbe> <İsim>. Bırakın adam öldürmeyi, sineği dahi incitemem ben!
David Jones: O halde neden Nathan'ı bayıltmakta kullandığın yılan tutma sopasının üstünde şapkandan gelen yeşil pamuk ipliklerinden bulduk?
Kit Partridge: Buralarda tek yeşil giyen ben olamam herhalde!
David Jones: Doğru ama bir mercan yılanını Nathan'ı ısırıp öldürmesi için yönlendiren bir tek sen olabilirsin!
Kit Partridge: Ne?! Ben asla zavallı bir hayvanı o niyetle kullanmam!
David Jones: Ayrıca Nathan'ı bağlamada kullandığın mavi halatın üstünde deri hücrelerini bulduk.
David Jones: Hadi ama Partridge, şu hayvansever ayaklarını bırak da nasıl adi bir katil olduğunu itiraf et artık!
Kit Partridge: .....
Kit Partridge: Eeh! Öyle olsun! Nathan Pandit'i ben öldürdüm! Ama o it bunu hak etmişti!
David Jones: Bize eski iş arkadaşın olarak ondan övgüyle bahsetmiştin! Nathan onu öldürmek isteyeceğin kadar ne yapmış olabilir?
Kit Partridge: Asıl mesele o domuzun ne yapmadığı!
Kit Partridge: Nathan ile adli tabiplik yaptığımız dönemde oğlum bir uyuşturucu baskınında şüpheli olmuştu.
Kit Partridge: Zachary iyi bir çocuktu. Sadece yanlış insanlara bulaşmıştı. Ben de Zach'imin töhmet altında kalmaması için Nathan'dan... delilleri karartmasını istedim.
David Jones: Bir saniye! Bir polis memurundan suçu örtbas etmede yardım etmesini mi istedin?!
Kit Partridge: Hepsi oğlum içindi! Ama buna rağmen o iyilik budalası ödlek bunu kabul etmedi! Yalvarıp yakardım ama bunun ahlak kurallarına muhalefet olacağını söyledi!
David Jones: Elbette Nathan bunu kabul etmedi! Ama neden onu yıllar sonra öldürmeye karar verdin?
Kit Partridge: Oğlumun hapse girmesindeki rolünden ötürü Nathan'ı hiçbir zaman affedemedim. On yıl sonra onu burada, sığınağım hayvanat bahçesini işgal ederken gördüm!
Kit Partridge: Canım hayvanlarımın huylarını izlediğim gibi Nathan'ın rutinini izleyerek uygun anı kolladım. Bu sayede bugün erken geleceğini biliyordum.
Kit Partridge: Zürafalarla ilgilendiği sırada teraryuma sızdım ve bulabildiğim en zehirli yılanı kaptım...
Kit Partridge: ...Ve Nathan denen o hain yılanı onunla öldürdüm!
David Jones: Partridge, burada gördüğüm tek yılan sensin! Nathan delillerle oynamaya kalktığın için seni ihbar edebilirdi ama belli ki ikinci bir şansı hak ettiğini düşünmüş...
David Jones: ...Peki sen ne yaptın? Şükranını onu öldürerek sundun! Diyeceklerim bu kadar. Kit Partridge, tutuklusun!

Hakime Powell: Kit Partridge, Nathan Pandit cinayeti suçlamasıyla mahkeme karşısındasınız. Savunmanız nedir?
Kit Partridge: Suçluyum Hakime Hanım, ama Nathan bunu hak etti! Oğlumun hayatını mahvetti!
Hakime Powell: Evet, sırf oğlunuzun uyuşturucu tacirciliğinden hapse gitmesini önlemek adına yasa dışı olarak delilleri karartmayı reddettiği için! Bir de eski polis memuru olacaksınız!
Hakime Powell: Bay Partridge, ben de bir genç kız annesiyim ama onun için başkalarından kanunları çiğnemelerini istemezdim!
Hakime Powell: Oğlunuz hayatını kendi elleriyle mahvetti, siz de şimdi kendinize aynısını yaptınız! Kit Partridge, Nathan Pandit cinayetinden sizi 27 yıl hapisle cezalandırıyorum!
Kit Partridge: Tek umudum beni Zachary'm ile aynı hücreye koymanız!

Tekrar merkezde...
David Jones: <İsim>, halen Nathan'ın öldüğüne inanamıyorum. Üstelik sırf Kit Partridge'in oğlu hapse girmesin diye kanunları çiğnemeyi reddettiği için!
David Jones: Nathan'ın ahlak pusulası hep doğru yönü gösteriyordu, bu da onu harika bir polis yapmıştı. Bu yüzden böylesine ağır bir bedel ödemesi haksızlık.
David Jones: Seni bilmem <İsim> ama hayatına son veren o sürüngeni yakaladığımız için gece daha rahat uyuyacağım kesin!
David Jones: <İsim>, bugün pek planladığım gibi gitmedi ama iyiki yanımda oldun. Sen olmasaydın bunu yapamazdım!

Eski Dostlar, Yeni Başlangıçlar 1

Şef'in ofisinde...
Diane Parker: <İsim>, vahşi sirk hayvanlarından bozma şüphelilere rağmen ilk vakanı çözdüğün için tebriği hak ettin!
Diane Parker: Bu arada iyi bir haberim var. Diğer ortağın az önce karakola geldi!
Diane Parker: Gloria Hayes oldukça yıldızlara yaraşır bir vesikaya sahip. Buna binaen Jones'un müsait olmadığı zamanlarda kendisiyle birlikte çalışmaktan zevk alacağına inanıyorum.
Diane Parker: Gloria şu anda dinlenme odasında oturuyor. Neden gidip bir merhaba demiyorsun?
David Jones: Amirim, böldüğüm için kusura bakmayın ama Vince Moon burada. Oldukça kaygılı görünüyordu ve derhal <İsim> ile konuşmak istiyor!
Diane Parker: Vince Moon mu? Mighty Zooniverse'teki hayvanat bahçesi bakıcısı değil mi o?
Diane Parker: <İsim>, Jones ile gidip Bay Moon'un ne istediğini öğren, Gloria ile de bilahare tanışırsın!

Yeni ortağın Gloria Hayes ile tanış.
Gloria Hayes: <İsim>! Seninle tanışmak büyük şeref! İkimizinde ilk günü fakat senin geri döndüğün düşünülürse buraları benden daha iyi tanıyor olmalısın!
Gloria Hayes: Şikago gibi büyük bir şehirden sonra Grimsborough gibi ufak bir yere gelmek tuhaf açıkçası. Ama kısa sürede alışacağıma inanıyorum!
Gloria Hayes: Aslında oğlum için buradayım. Eski kocam Jake ile geçen sene boşandık ve oğlumuz Carter'ın velayeti onun üzerine kaldı.
Gloria Hayes: Hakim mesleğimin fazla tehlikeli olduğunu ve bir çocuğa bakamayacak kadar uzun saatler çalıştığımı söyledi. Jake Grimsboroughlu, bu yüzden boşandıktan sonra buraya taşındı.
Gloria Hayes: Ben de oğluma daha yakın olabilmek için tayinimi buraya istedim. Geleli bir ay falan oluyor neredeyse!
Gloria Hayes: Bahsi geçmişken, Carter'ın doğum günü yaklaşıyor! Carter hayvanlara bayılır, acaba bugün gittiğin hayvanat bahçesi mağazasında ona uygun bir hediye bulmamda yardımcı olur musun?
Gloria Hayes: Hem bu arada biz de birbirimizi tanımış oluruz! Sıkıntı olmaz mı? Öyleyse haydi mağazaya. Ben sürerim!

İncele: Hayvanat Bahçesi Şekercisi.
Gloria Hayes: Hayvanat bahçesi mağazasına gelmek harika bir fikirdi <İsim>! Oğlumun bayılacağı bir sürü şey var burada!
Gloria Hayes: Bir şey daha bulmuşsun bakıyorum... DVD mi? Neden onu aldın ki?
Gloria Hayes: Doğru dedin, ben deburada DVD satıldığını görmedim; bu mağazaya ait olamaz öyleyse. Birisi kazara düşürmüş olmalı!
Gloria Hayes: DVD kapağındaki yazı solmuş ama silik kısımları açığa çıkartırsak kime ait olduğunu bulup sahibine geri götürebiliriz!

İncele: DVD Kapağı.
Gloria Hayes: <İsim>, sen DVD kapağını hallederken ben de Carter için harikulade hediyeler aldım!
Gloria Hayes: Neyse, işimize dönelim! Demek kapakta "Grimsborough: Bir yılın özeti" yazıyor. Üstünde de "CCN" harfleri var...
Gloria Hayes: Bir saniye... CCN şehrin yerel televizyon kanalı değil mi?
Gloria Hayes: Öyleyse bu DVD'de Grimsborough'da son bir sene içinde yaşananların bir derlemesi olmalı!
Gloria Hayes: <İsim>, şimdi aklıma geldi de... DVD sayesinde şehirde neler olup bittiğini en hızlı yoldan yakalayabiliriz!
Gloria Hayes: DVD'yi CCN'e teslim etmeden önce ofise dönüp hızlıca bir izlesek, olmaz mı?

Tekrar ofiste....
Gloria Hayes: Tamam... Sanırsam DVD'yi kurmayı başardım...
Gloria Hayes: Evet, çalıştı. Patlamış mısır var mı <İsim>? Öyleyse oynat diyelim bakalım!

DVD'nin başı...
Louis Leroux: Bayanlar ve baylar, Grimsborough'nun sakin görünüşü sizi aldatmasın sakın. Bu sene epey hareketli geçti...
Louis Leroux: ...İlk olarak Grim Badgers Grimsborough tarihinde dördüncü kez Amerikan Futbolu Eyalet Kupasını kazandı. Bastır Badgers!
Louis Leroux: Bunun kadar heyecanlı olmasa da, bu yıl önceki senelere nazaran daha ciddi bir kızamık salgını yaşandı fakat salgın, şahane doktorumuz Greg Gibbs'in çabaları sayesinde fazla yayılmadan önlendi!
Louis Leroux: Tabii Grimsborough'nun yanı başına düşen uyduyu da unutmamak gerek! Ne görüntüydü ama! Çekime bir kez daha bakalım...
Louis Leroux: ......
Louis Leroux: Neyse, düşen gök kapsülü herhangi bir can veya mal kaybına yol açmadı ve Grimsborough'da yaşam her zamanki seyrinde devam etti!
Louis Leroux: Devam edelim: Grimsborough sakinleri üç bacaklı kedi Charlie'nin bir bebeği gölde boğulmaktan kurtarmasını hayretler içinde karşıladı...

DVD'nin sonu...
Gloria Hayes: <İsim>, benim gördüğümü sen de gördün mü?
Gloria Hayes: Grimsborough civarına bir uydu düşmesi büyük olay! Da bize bundan bahsetmeyi neden kimse akıl etmedi?
Gloria Hayes: Ah, Müfettiş Jones'tan daha fazla bilgi isteyelim mi diyorsun? Tamam, hem onunla tanışmak için de bir bahanem olur!

Jones'tan uydu hakkında daha fazla bilgi vermesini iste.
David Jones: <İsim>! Bugün bana doyamadın he?
Gloria Hayes: Ben, şahsen sizinle tanıştığıma çok memnun oldum Müfettiş Jones!
David Jones: Jones demen yeterli! Hem burası Şikago değil, birbirimize sizli bizli hitap etmeye lüzum yok! Neyse, sizin için ne yapabilirim?
Gloria Hayes: Şey, <İsim> ile ben Grimsborough yakınlarına düşen uyduyu öğrendik az önce! Tam olarak ne oldu orada?
David Jones: Ha şu şey! Dünyanın çevresinde dönen ticari uydulardan birinde teknik arıza mı ne olmuş ve buraya düşüvermiş! Sizce de çılgınca değil mi?
David Jones: Allahtan ormanın ortasına düştüde zarar gören en fazla birkaç tane ağaç oldu. Birde birkaç talihsiz rakun belki...
David Jones: Aslında olayın üstünden o kadar çok zaman geçti ki insanlar unutmuşlardı bile!
Gloria Hayes: Unutmuşlar mı? Vay be, Dünya'ya düşen bir uydu bu kadar büyük bir şey sayılmıyorsa Grimsborough sandığımdan daha olaylı bir yer olmalı!
David Jones: Ben "olaylı" kelimesini kullanırmıydım bilmiyorum ama yine de yaşamak için harika bir şehirdir!
David Jones: Bu arada Grimsborough Emniyeti'nin hüsnü niyet mensupları olarak <İsim> ile senin donanma zamanınız geldi! Bir deneyin bakalım üstünüze uyacak mı.

Vince Moon'un ne istediğini öğren.
Vince Moon: <İsim>, bu pis kötü adamı durdurmanız gerek! Lemurum Naboo'yu çok üzüyor!
David Jones: Sakin ol Vince... Önce bir soluklan sonra da bize tam olarak neyden bahsettiğini anlat!
Vince Moon: Bay Peacock! Tü kaka adamlara yavru pandaları satıyor!
David Jones: Evet, pandalardan haberimiz var! Nathan Bay Peacock'u bununla suçlamış ama korkarım ki elimizde kanıt yok Vince. Ayrıca patronun suçlamaları reddetti.
David Jones: Ha eğer bizim bilmediğimiz bir şeyler biliyorsan iş değişir! Senin bundan nasıl haberin oldu?
Vince Moon: Kulaklarım! Patronun ofisinde bunu mırıldandığını kulaklarımla duydum! Eğer doğruysa cezalandırılması gerek! Yavru pandalar paha biçilemezdir!
Vince Moon: İşinize yarar mı bilmem ama Naboo bana Bay Peacock'a benzeyen birinin teraryumda bir bitki kutusuna telefon atarken gördüğünü söyledi. Belki de kanıtlamalardan kurtulmaya çalışıyordu?
David Jones: Eğer... ııı... lemurunuzun dediği doğruysa <Rütbe> <İsim> ile birlikte teraryuma gidip o telefonu arayabiliriz!

İncele: Teraryum.
David Jones: <İsim>, bu kutu teraryum süslemeleriyle dolu! Eğer Vince'in lemuruna inanabilecek isek Jackson Peacock buraya bir telefon atmış!
David Jones: Sanırsam yaprakların arasını arasak iyi olacak!

İncele: Teraryum Süslemeleri.
David Jones: <İsim>, teraryum süslemelerinin olduğu kutunun dibinde harbi harbi bir telefon varmış! Vince, ya da lemuru doğru söylüyormuş!
David Jones: Kimin telefonu acaba... Hey, sen bunları hiç zorlanmadan açıyorsun <İsim>. Bir kere de ben deneyeyim olmazsa?
David Jones: Hadi bakalım... Şuraya bastık mıydı...
David Jones: Bir saniye... Hay eşekler- Kilitlendi! Haydaa...
David Jones: Affedersin <İsim>! Sanırsam telefonu Cathy'ye göndersek iyi olacak. O açabilir herhalde, değil mi?

Analiz et: Akıllı Telefon.
Catherine Turner: <İsim>, Allah'ını seversen bundan sonra Jones'un telefon açmaya kalkmasına mani ol! Tekrar açacağım diye anam ağladı resmen!
David Jones: Özür dilerim Cathy! O sırada aklımdan ne geçiyordu bilmiyorum!
Catherine Turner: Her neyse, bilin bakalım ne buldum... Telefon Nathan'ınmış!
David Jones: Nathan'ın telefonu Peacock'tamıymış?! Bize hiç söylemediği gibi bir de fırlatıp atmış mı yani?
David Jones: Şu ana kadar Peacock'un panda kaçakçılığı yaptığına dair sadece Vince'in iddiası var. Telefonda yasa dışı faaliyetleri üstüne yıkabileceğimiz bir şeyler var mıydı?
Catherine Turner: Haddi zatında somut bir delil bulamadım fakat Nathan ile eskisi Harper'ın aralarında Peacock'un kanun dışı ilişkileri hakkında yatıkları konuşma metinleri dikkatimi çekti.
Catherine Turner: Anlaşılan Nathan, Peacock'u durdurma da Harper'dan yardım istemiş. Peacock'un çevirdiği dolapları öğrenmek için en iyi şansınız Harper olabilir bence!
David Jones: İyi fikir! <İsim>, gidip Harper ile konuşalım!

Harper Stone'a yasa dışı panda kaçakçılığı hakkında ne bildiğini sor.
Harper Stone: Hayırdır <İsim>? Daha fazla kötü haber değildir umarım?
David Jones: Hayır Harper, aslında sana Jackson Peacock'un yasa dışı panda ticareti hakkında soru sormak istemiştik. Nathan'la bu konuda yazıştığını biliyoruz.
Harper Stone: Doğrudur, Nathan'ın anlattığına göre Peacock yüzsüz herifin teki! Sırf cebini doldurmak için nesli tükenen yavru pandaların hayatlarını tehliyeke atıyor resmen!
Harper Stone: Ayrıldıktan sonra dahi Nathan'a Peacock'u durduracağımıza dair söz vermiştim. Hayvanların sıhhati ilişki sorunlarımızdan daha mühimdir!
Harper Stone: Ne yazık ki kendi tarafımda pek bir şey bulamadım... Ama Nathan'ın öğrendiği şeyleri bir günlüğe yazdığını biliyorum!
Harper Stone: Nerede olduğunu bilmiyorum ama Nathan günlüğüne yazmak için sürekli hayvanat bahçesinin Cengel bölgesine gittiğini hatırlıyorum.
David Jones: O halde günlüğü orada bırakmış olma ihtimaline karşın <İsim> ile ben Cengel bölgesine bir göz atalım!
David Jones: Bir de <İsim>, seni bilmem ama benim karnım zil çalıyor. Gitmeden önce bir iki bir şey attırıversek?

İncele: Hayvanat Bahçesi.
David Jones: Tam on ikiden <İsim>! Bu Nathan'ın günlüğü olmalı! Hadi hemen kilidini açalım!

İncele: Kilitli Günlük.
David Jones: <İsim>, Nathan'ın günlüğü epey kalınmış...Peacock'un panda ticaretinden bahsettiği kısmı bulmak için epey bir sayfalar arası mekik dokumamız gerekecek!
David Jones: Bizim yerimize Ramirez'in günlüğe göz atması işleri hızlandırır mı dıyorsun? İyi fikir <İsim>, seve seve yardım edeceğinden eminim!

Analiz et: Nathan'ın Günlüğü.
David Jones: Ramirez, Nathan'ın günlüğünde Jackson Peacock'un yasa dışı yavru panda ticareti hakkında bir kanıt bulabildin mi?
Eduardo Ramirez: Şuna ne dersin <İsim>: Bizzat Peacock imzalı, en son panda satışıyla ilgili ayrıntıların yer aldığı envanter listesini buldum. Günlüğün içinde saklanmış.
David Jones: Peacock imzalı, satılan tüm hayvanların olduğu bir liste mi? <İsim>, bu kanıt o nemrut herifi tutuklamamız için yeter de artar bile!
David Jones: Nathan yine yapacağını yaptı, mezarından bile bize kıyak yapıyor! Teşekkürler Ramirez, şimdi gidip...
Eduardo Ramirez: İndir paçalarını Jones! Günlükte dikkatimi çeken başka bir şey daha vardı...
Eduardo Ramirez: Yakın zamandaki bir girdide Nathan bir amlodipin sevkiyatından bahsediyor. Amlodipin hayvanlarda ve insanlarda yüksek tansiyon tedavisi için kullanılan bir ilaçtır.
David Jones: Eh, Nathan baytar olduğuna göre hayvanları tedavi amaçlı kullanılan bir ilacın sevkiyatından bahsetmesi o kadar da sıra dışı bir şey olamaz herhalde!
Eduardo Ramirez: Ben de asıl sıra dışı olan kısma geliyordum... Nathan amlodipin sevkiyatının kayıp olduğunu yazmış! Ve bu konuda fazlasıyla endişeliymiş gibi görünüyor!
Eduardo Ramirez: Bana bu kayıp sevkiyat işinde gözle görünenden fazlası olduğuna inanıyormuş gibi geliyor şahsen.
David Jones: Hımm, Nathan açıkgöz biriydi, endişesinde haklılık payı vardır illaki. <İsim>, bu meseleyle ilgilenelim sonra...
David Jones: Ama ondan önce Jackson Peacock'u yasa dışı hayvan ticaretinden tutuklayalım!

Jackson Peacock'u tutukla.
Jackson Peacock: Iıh, <Rütbe> <İsim>, gittiniz sanmıştım. Bu sefer ne istiyorsunuz?
David Jones: Jackson Peacock, derhal o pandayı yere indir! Tutuklusun!
Jackson Peacock: Af buyurun?! Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz? Kafa ütülemeyi bırakın ve defolup gidin şimdi!
David Jones: Gideriz ama seni de yanımızda götürürüz... Kelepçelerle tabiiki de! Takke düştü kel göründü Peacock! Panda kaçırdığına dair kanıt var elimizde!
David Jones: Nathan'ın günlüğünde son panda satışının envanter listesini bulduk! Anlaşılan bu işten epey bir meblağ cukkalamışsın!
Jackson Peacock: Şey... Ben... Göründüğü gibi değil...
David Jones: Gayet de göründüğü gibi! O pandayı indir dedim, hem de hemen!
Jackson Peacock: Tamam, tamam! Ama beni hapse koyamazsınız! Hayvanlarım olmadan yaşayamam ben!
David Jones: Bal gibi de koyarız! Jackson Peacock, tutuklusun!
David Jones: Ayrıca Grimsborough Hayvanları Koruma Hizmetleri adına da ona ceza keseceğiz, değil mi pandacık?

Daha sonra Şef'in ofisinde...
Diane Parker: <İsim>, duyduğuma göre Gloria ile son Grimsborough haberlerini yakalamışsınız!
Gloria Hayes: Evet Amirim! Gökten düşen uydular falan, bu şehir tahmin ettiğimde de heyecan verici sanırsam!
Diane Parker: Öyledir! Mesela <İsim> az evvel bir hayvanat bahçesini sahibini hayvan kaçakçılığı yapmaktan tutukladı. Böyle bir şeyi her Allah'ın günü göremezsin herhalde.
David Jones: Doğrusunuz Amirim! Jackson Peacock uzun yıllar daha gün yüzü göremeyecek!
David Jones: Fakat bir mesele daha var Amirim. Nathan'ın hayvanat bahçesinden kaybolan bir amlodipin sevkiyatıyla ilgili epey kaygılı olduğunu öğrendik.
David Jones: Kan basıncı ilacıyla ilgili bu kadar tekinsiz ne olabilir bilmiyorum ama Nathan bu denli endişelenmişse bir gözümüz bunun üstünde olsun derim!
Diane Parker: Haklısın. Bu ilaçla alakalı bütün bilgilerin doğruca masama gelmesini sağlayacağım!
Diane Parker: Ama şimdilik hepimiz uzun bir günü geride bıraktık. <İsim>'in bu başarılı soruşturmasını dışarıda kutlamaya ne dersiniz? Daha çok kutlama yapacağımız kesin!

Advertisement