Criminal Case Wiki
Advertisement
Vaka Diyaloglar

Büro genel merkezi, Sidney, Avustralya...
Şef Ripley: <Rütbe> <İsim>, hatırlarsan X bize SOMBRA deneklerinden birini iş üstünde görmek istiyorsak Sidney'e gelmemiz yönünde bir tüyo vermişti.
Şef Ripley: Ayrıca SOMBRA'nın bu denekleri dünyanın dört bir yanına gönderdiğini de öğrendik. Ama maalesef nedenini bilmiyoruz ve hepsinin peşine düşecek kaynağa da dahi değiliz.
Carmen Martinez: Entrikaları gitgide büyüyor... İşler geri dönülmez noktaya gelmeden neler döndüğünü anlamalıyız!
Şef Ripley: Geleneksel Avustralya Yıldızları Galası bu akşam Sidney Opera Binası'nda gerçekleştirilecek. Dünyanın en nüfuzlu insanlarından bir kısmı orada olacak.
Şef Ripley: Bu kadar tanınmış katılımcı varken, SOMBRA ve deneklerinin de yakınlarda olacağına emin olabilirsin.
Şef Ripley: <İsim>, bu geceki görevin Carmen ile birlikte galaya katılıp SOMBRA'nın yeri hakkında istihbarat toplamak.
Carmen Martinez: Bu da demek oluyor ki üstümüzü değişeceğiz... Opera Binası'nda görüşürüz <İsim>!

-Bir süre sonra Opera Binası'nda...-
Carmen Martinez: Pekala <İsim>, umarım bu iş uzun sürmez. Bu elbisenin içinde gereğinden fazla kalmak istemiyorum.
Carmen Martinez: Olası SOMBRA faaliyetlerine karşı gözümüzü dört açmalıyız. Tetikte ol ve...
Veronica Salter: İmdat! Yardım edin! Biri yardım etsin!
Carmen Martinez: Bayan, biz polisiz! Yaralı mısınız?
Veronica Salter: Vuruldum! Pat... Patronum... Öldü!
Carmen Martinez: Nerede?
Veronica Salter: Orada, Opera Binası'nın yanında!

1. Bölüm

İncele: Opera Binası.
Carmen Martinez: Lanetler kovalasın <İsim>! Bu alelade bir ölü değil... Medya patronu Rufus Murlock bu!
Veronica Salter: Bu korkunç! Patronum ölmüş!
Carmen Martinez: Hanımefendi, tıbbi yardıma ihtiyacınız var. <Rütbe> <İsim> ile ben cinayet mahallini gözetlerken siz de sağlık görevlilerinin sizinle ilgilenmesini bekleyin. Birazdan gelip sizinle konuşacağız.
Carmen Martinez: Rufus epey sağlam vurulmuş yalnız! Anlaşılan birisi onun ölmesini epey istemiş, demek ki elimizde koca bir cinayet var. Bakalım elimizde neler varmış...
Carmen Martinez: Çöp karıştırmak sevdiğim bir iş değil ama suçlu aklının nasıl çalışığını düşünürsek, buradan illlaki bir şeyler çıkar. Hadi arayalım.
Carmen Martinez: Kirli bir bar peçetesine benziyor <İsim>... Muhtemelen aldığın o çöp poşetine aittir...
Carmen Martinez: Üzerinde bir not mu var? "Ne ekersen onu biçersin kardeş!" Bana kalırsa bu bir tehdit. Şu turuncu topraktan bir örnek alalım, bakalım ne çıkacak!
Carmen Martinez: Kara haber tez yayılır <İsim>! Büro'nun adı gazetelerin ön sayfa manşetlerini süslemeden katili yakalamalıyız!
Carmen Martinez: Ama ondan önce... Şu kıyafetten kurtulmam gerek...

Otopsi: Kurbanın Cesedi.
Angela Douglas: N'apan be <İsim>! Bunca zamandan sonra tekrar Avustralya'ya dönmek ne hoş. Lars'la evlendiğim günden beridir buraya gelmemiştim.
Carmen Martinez: He valla, buraya geldiğimizden beridir Lars'ın Avustralyalı damarı kabardı yemin ediyorum. Bana bu sabah veggiemite yedirmeye kalktı üstelik. Kızım, o ne berbat bir şey öyle yahu!
Angela Douglas: Bunu demen ilginç... Katil de bu mayanın özütüne epey düşkün çıktı.
Carmen Martinez: Nasıl yani?
Angela Douglas: Kurban yakın mesafeden 32 mm bir tabancayla vurulmuş. Vücuduna giren altı mermiden ikisi halen içerideydi.
Angela Douglas: O iki mermiyi inceledim ve üzerinde maya özütü, sebze ve baharat katkılarına... Diğer bir deyişle veggiemite kalıntılarına rastladım!
Carmen Martinez: O zaman katil veggiemite yiyor! Anladığın üzere <İsim>, tuzlu yemekten kana susamış bir katilin peşindeyiz!

Veronica Salter'a kurbanın vurulmasını sor.
Veronica Salter: Rufus'un öldüğüne inanamıyorum <Rütbe> <İsim>! Daha iki dakika önce hayattaydı! Bu gerçek olamaz!
Carmen Martinez: Sakin olun Bayan Salter. Bizimle güvendesiniz. Tam olarak ne olduğunu anlatabilir misiniz?
Veronica Salter: Elbette... Iıı... Rufus'a bir telefon geldi ve arayanla yalnız konuşmak istediğini söyledi... Bir an galadan çıktı. Ben... Ben de not almak için peşinden gittim.
Veronica Salter: Daha ne oluyor diyemeden kolumda keskin bir acı hissettim... Sonra da bir şeyle başıma vuruldu.
Veronica Salter: Uyandığımda Rufus yerde... hareketsiz halde yatıyordu! Her yer kan gölüydü!
Carmen Martinez: Bunu yapanı gördünüz mü peki?
Veronica Salter: Hayır... Her şey bir anda gelişti zaten. Rufus bir an hayattaydı... Sonra bir baktım ölmüş!
Carmen Martinez: Bayan Salter, sizi temin ederim <Rütbe> <İsim> bu meselenin köküne inecek. O zamana kadar lütfen bir yere ayrılmayın. Size başka sorularımız olabilir.

İncele: Kirli Bar Peçetesi.
Carmen Martinez: Bar peçetesinden kirli toprağı temizleyince altından bir logo çıktı... Muhtemelen ait olduğu barın logosudur.
Carmen Martinez: Logo, elinde bira tutan sarhoş bir bumerangı andırıyor. Sanırım Avustralya'da bumeranglar bile içiyor...
Carmen Martinez: Doğru diyorsun <İsim>. Bu barı bulmalıyız... Ama sırf logodan aramaya kalkarsak sabaha kadar sürer. Hadi şu toprağı mikroskop altında inceleyelim, belki bize bu peçete hakkında daha fazla bilgi verir.

İncele: Turuncu Toz.
Carmen Martinez: <İsim>, bar peçetesinden aldığın bu toprak örneği kuvars ve feldispattan oluşan bir bir moleküler bileşime işaret ediyor, yanı bu bir kum taşıymış.
Carmen Martinez: Bu kırmızımsı turuncu renkli pudra inceliğindeki kum taşı da Avustralya'da sadece bir yerde bulunur... Outback bölgesinde!
Carmen Martinez: Bar peçetesindeki logo ile Outback bölgesini çapraz inceleyince bir iz yakaladık <İsim>... Sarhoş Bumerang adında bir yol kenarı barı!
Carmen Martinez: Hadi biraz ipucu yakalayalım <İsim>! Outback'e gidiyoruz!

İncele: Sarhoş Bumerang.
Carmen Martinez: Uluru'yu hep ziyaret etmek istemişimdir <İsim>! Keşke bu ziyareti cinayet soruşturması sırasında yapıyor olmasaydık... Ne buldun?
Carmen Martinez: Şu parçalanmış kağıt yığını bir postere ait olabilir ama bizi ilgilendirecek bir duyuru var mıdır bilmiyorum. Tabii... Bakmadan göremeyiz. Hadi parçaları birleştirelim!
Carmen Martinez: Sence şimdi şarkı tıngırdatmanın zamanı mı? Gitar falan iyi hoş da, bir cinayet soruşturmasının ortasındayız hani...
Carmen Martinez: İyi yakaladın <İsim>! Gitarın arkasına bir şey yazılmış... Ama sadece kurbanın adı okunuyor. Toz takımını getiriyorum!

İncele: Yırtık Kağıt.
Carmen Martinez: <İsim>, toparladığın o şey, görünüşe göre her Cumartesi Sarhoş Bumerang'da sergilenen "Cadı Öldü!" adlı bir gösterinin posteriymiş.
Carmen Martinez: Gösterinin başrolünde de Chockas D.Lux diye biri var. Tahminimce sahne adı bu...
Carmen Martinez: Doğru dedin... Bu durumda ölü cadı da kurbandan başkası değil.
Carmen Martinez: Chackas, Rufus'a pek bayılmıyormuş belli ki. Bu da demek oluyor ki şu dansçıyı bu posterle ilgili konuşturmamız gerek!

Chockas D. Lux'a gösteri posterini sor.
Carmen Martinez: Chockas D.Lux, bizler Rufus Murlock cinayetini araştırıyoruz.
Chockas D.Lux: Ding dong! Cadı öldü! Allah'ıma bin şük... O herif korkunç biriydi!
Carmen Martinez: Gösteri posterinize bakılırsa ikiniz pek yakın değilmişsiniz belli ki.
Chockas D.Lux: Rufus'la yıllar önce tanışmıştım, yani kodaman olmadan önce. Daha yeni yetmeyken tam da bu barda ve benzin istasyonunda çalışıyordu. Samimiydik.
Carmen Martinez: Rufus burada mı yaşıyordu?
Chockas D.Lux: Başta öyleydi, ama sonra Sidney'e taşınıp gazete işine girdi. Yıllar geçtikçe ilişkilerimiz koptu.
Carmen Martinez: Rufus ile en son ne zaman görüştünüz?
Chockas D.Lux: Birkaç yıl önce Teksas Makyaj Katliamı adlı büyük bir gösteriye çıkmak için Sidney'e taşınmıştım. Ona ulaşmaya çalıştım ama yanıt alamadım.
Chockas D.Lux: Rufus geri dönmemekle kalmadı, bir de üzerine gösterimi iptal etti! Sırf benimkini de değil, şehirdeki tüm zenne gösterilerini! Hepimizi Sidney'den kaçırtacak bir cadı avı başlattı!
Chockas D.Lux: O gösteriyi de bu yüzden yaptım. Bir gün erkek, ertesi gün kadın olmak zor iştir... Hele ki bu cehennem sıcağında!

İncele: Gitarın Arkası.
Carmen Martinez: Gitarın arkasındaki mesajda "Bu makine, faşist Rufus Murlock'u öldürür." yazıyor.
Carmen Martinez: Gitar Warrin Mundine adlı birine aitmiş. Anlaşılan bu adam kurbana pek methiyeler düzmüyormuş.
Carmen Martinez: Aynen, Warrin Mundine'la konuşup hangi telden çaldığını öğrenelim!

Warrin Mundine'a neden kurbana öfkelendiğini sor.
Carmen Martinez: Warrin Mundine, üzerinde Rufus Murlock'a yönelik bir ölüm tehdidi olan sana ait bir gitar bulduk. Açıklamak ister misin?
Warrin Mundine: Yalan söylemeyeceğim kardeş. O adamı hiç sevmezdim. Kimse sevmezdi.
Warrin Mundine: Ama ben öfkemi müzikle atarım, fiziksel şiddetle değil. Gitar benim sesimdir. Onunla iyileşirim.
Carmen Martinez: Peki Rufus ile aranda seni "iyileşmeye" zorlayacak kadar öfkelendiren ne oldu?
Warrin Mundine: Birkaç ay önce Rufus, Aborjin kültürü üzerine haber yapmaları için muhabirleri buraya göndermeyi kabul etmişti. Amaç topraklarımızı kurtarmaya yardım etmekti.
Warrin Mundine: Ama yaptığı haber su katılmamış yalanlardan ibaretti! O yazı hepimizi vahşiler gibi gsteriyordu, nefret ve cehaletle doluydu. Onun yüzünden toprağımızı kaybettik!
Warrin Mundine: O yüzden Rufus'un ölmesine üzüldüm demek isterdim ama doğrusu o adam zavallı bir moruğun tekiydi.

İncele: Çöp Torbası.
Carmen Martinez: Çöp torbasından aldığın o maske, kurbanın öldürüldüğü sırada taktığı maskeye benziyor. Üstelik bu da kanla kaplı.
Carmen Martinez: İyi yakaladın <İsim>, arkasında bir şey var, muhtemelen bir leke.
Carmen Martinez: <İsim>, bu maske bizi katile bir adım daha yaklaştırabilir! Hadi bunu Lars'a götürelim!

Analiz et: Gala Maskesi.
Lars Douglas: <İsim>, dünyanın öbür ucundaki vatanıma döndüğüm için çok heyecanlıyım! Buraya gelmeyeli yıllar oldu!
Lars Douglas: İlk işim eski mantar şapkamı çıkarmak oldu! Harika olmuş, değil mi?
Carmen Martinez: Of, hayır... Bence sen bunu yak. Sonra da gönderdiğimiz maskeyle ilgili neler öğrendiğinden bahset. Zira buraya bunun için geldik.
Lars Douglas: İşe maskedeki kanın kurbana ait olduğunu söyleyerek başlayabilirim... Sıkılan mermilerle sıçramış.
Carmen Martinez: Bu maske kurbanın değilse, o zaman maskeyi takan kişi kurban vurulduğu sırada kurbanın neredeyse dibinde duruyor olmalı, değil mi?
Lars Douglas: Aynen öyle! <İsim>'in de belittiği gibi, maskenin arkasındaki turuncu leke yerinde bilgiler sağladı.
Lars Douglas: Lekeyi test ettim. Şiraz, yani Avustralya'da yetişen koyu renkli Şiraz üzümünden yapılan şarap çıktı.
Lars Douglas: Kurbanın sülfit alerjisi olduğu ve yalnızca viski içtiğini bildiğimize göre tahminimce bu kanlı maskedeki leke katilden bulaşmış... Yani katil Şiraz içiyor!
Carmen Martinez: <İsim>, katili istediği kadar Şiraz'la kafayı çeksin, biz onu içeriye tıkana kadar durmayacağız!

Daha sonra Büro merkezinde...
Carmen Martinez: <İsim>, buraya güya SOMBRA'dan iz yakalamaya geldik ama onun yerine kendimizi dünyanın en büyük medya patronlarından birinin cinayetiyle baş başa bulduk!
Şef Ripley: Ayne öyle Carmen. Eğer bu vaka ivedilikle çözülmezse, Büro'nun adı basın tarafından çamura yatırılacak. Bunun olmasına izin veremeyiz!
Carmen Martinez: Halledeceğiz Amirim! Hadi durumu bir özet geçelim <İsim>!
Carmen Martinez: Veronica'nın anlattıklarına göre Rufus, saldırıya uğramadan önce Opera Binası'nın dışında telefonla konuşuyormuş. Saldırı sonucunda Rufus ölmüş, Veronica'da bayılmış... Yani elimizde katilin tarifi yok.
Carmen Martinez: Rufus ile Chockas'ın zamanında yollarının kesiştiğini biliyoruz ama bu kesişmeden geriye kalan Chockas'ın dargınlığı. Ama Rufus'u hem sahnede... Hem de sahne dışında öldürmüş olabilir mi?
Carmen Martinez: Bir de Warrin her ne kadar sorunlarını müzikle çözdüğünü öne sürse de kurbana olan hoşnutsuzluğu konusunda fazla açık sözlü. Peki bu onu fiziksel şiddete de iter mi ki?
Şef Ripley: <İsim>, kurbanın ölmesine sevinecek epey düşmanı olduğu açık ve net. Bize düşen ise bu eylemi gerçekleştireni bulmak!
Ingrid Bjorn: <İsim>, birisi kurbanın mülküne izinsiz girerken yakalanmış! Şu anda tutuklanıyor! Televizyonu aç!
TV Muhabiri: Şu anda ünlü su altı hazine avcısı Brice LeBeau'nun, merhum Rufus Murlock'un özel mülküne izinsiz girdiği için yerel polis tarafından tutuklandığı yerden bildiriyoruz sevgili seyirciler.
Brice LeBeau: O azam övmeyi hak etti! Kime LeBeau'ya hayığ diyemez!
Carmen Martinez: Evet, elimizde yeni bir şüpheli var gari!

2. Bölüm

Carmen Martinez: <İsim>, buraya güya SOMBRA'dan iz yakalamaya geldik ama onun yerine kendimizi dünyanın en büyük medya patronlarından biri olan Rufus Murlock'un cinayetiyle baş başa bulduk!
Şef Ripley: Ayne öyle Carmen. Eğer bu vaka ivedilikle çözülmezse, Büro'nun adı basın tarafından çamura yatırılacak. Bunun olmasına izin veremeyiz!
Ingrid Bjorn: <İsim>, televizyonu aç hemen! Brice LeBeau kurbanın mülkünde tutuklanıyor!
TV Muhabiri: Şu anda ünlü su altı hazine avcısı Brice LeBeau'nun, merhum Rufus Murlock'un özel mülküne izinsiz girdiği için yerel polis tarafından tutuklandığı yerden bildiriyoruz sevgili seyirciler.
TV Muhabiri: Yakın zamanda öldürülen Murlock, Sidney açıklarındaki bu okyanus arazisini on beş yıl önce satın almış, aldıktan sonra da halkın buraya girişini yasaklamıştı.
Brice LeBeau: Böyle saşma biğ jey ovamaz! Kimse Brice LeBeau'ya neğede hazine ağayıp ağamayazağını söyleyemez! Hiş kimse!
Brice LeBeau: O azam beni o enkazından uzak tutamaz... İsteğ ölü olsun isteğ diği!
TV Muhabiri: Rufus Murlock'un korkunç vurulma olayı şu anda çeşitli polis teşkilatlarının iş birliğiyle soruşturuluyor. Kurt Haber'den Cooper Anderson'ın haberi.
Carmen Martinez: <İsim>, sence şu hazine avcısı Rufus'un mülkünde tutuklanmaya değer ne arıyor olabilir ki?
Carmen Martinez: Burnuma ipucu kokuları geliyor <İsim>! Bakalım LeBeau neler biliyor! Sonra da dalış takımlarımızı alıp şu gemi enkazını bizzat inceleyelim!

Brice LeBeau'yla kurbanın arazisine izinsiz girmesi hakkında konuş.
Carmen Martinez: LeBeau, göz altına alınmadan önce sana Rufus Murlock hakkında birkaç soru sormamız gerek.
Brice LeBeau: Génial, yine mi povis. Bugün ğesmen paylajılamayan azam ovdum.
Carmen Martinez: Birincisi, o sigarayı yaktığın anda pişman olursun.
Carmen Martinez: İkincisi, öldürülen bir adamın mülküne neden izinsiz girdiğini izah edebilir misin?
Brice LeBeau: Ğufus bana kağasuvarına dalıj yapmamı yasaklamıjtı ama ağtık övdüğüne göğe istediğimi yapabivirim!
Carmen Martinez: Tabii... Televizyonda gemi enkazından bahsetmiştin. Onun hakkında ne diyeceksin?
Brice LeBeau: Oğayı kıyıyı hağitalavken buvdum. Dalıj izni istedim ama Murlock reddetti. İjlerine buğnumu sokamazmıjım! Kimse LeBeau'ya hayığ diyemez!
Brice LeBeau: Bana soğağsan <Rütbe> <İsim>, buğada pis biğ jeyleğ dönüyoğ.

İncele: Gemi Enkazı.
Carmen Martinez: Allah'tan ikimizin de dalış sertifikası var <İsim>, yoksa Rufus'un arazisindeki bu gemi enkasına dalma şansını ıskalardık valla. Neler buldun?
Carmen Martinez: Aldığın şu dalış saati halen çalışıyor. Biri yakın zamanda buraya dalmış olmalı.
Carmen Martinez: Saatin arkasına bir şey kazınmış ama o da epey soluk. İyi bir toz işlemiyle daha fazla bilgi alabiliriz!
Carmen Martinez: Şu çanta da epey yeni görünüyor. Hiç pas belirtisi yok ve ağır olması da buraya yakın zamanda bırakıldığını gösteriyor. Kilidini açarsan içinde ne olduğunu görebiliriz!
Carmen Martinez: Şu kırık makine yığını uzun zamandır burada gibi duruyor. Ne yararı dokunur bilemem ama tamir edip ne işe yaradığını görebiliriz.

İncele: Kilitli Çanta.
Carmen Martinez: <İsim>, bulduğun o çantadan bir tabanca çıktı ya la! Bu şey buraya kadar nasıl gelmiş ola ki?
Carmen Martinez: Daha da iyisi, onu buraya "kim" koydu? Anlaşılan biri bu tabancayı saklamak istemiş... Ama onun adına ne yazık ki sen buldun <İsim>!
Carmen Martinez: Hadi bu tabancayı balistikteki Jonah'a postalayalım!

Analiz et: Tabanca.
Jonah Karam: <İsim>, tabancayı bulmakla iyi iş çıkarmışsın. Bu 32'lik bir Walther PPK. Bunu James Bond meşhur etmişti. Tam koleksiyoner işi!
Carmen Martinez: Cinayet silahımız bu mu peki?
Jonah Karam: Kesinlikle. Angela'nın kurbandan aldığı iki mermiyle bu silahın balistik parmak izini karşılaştırdım. Ve eşleşti. Bu tabanca cinayet silahı!
Carmen Martinez: Eğer bu tabanca cinayet silahıysa gemi enkazında ne işi varmış o zaman?
Jonah Karam: Çoğu suçlu silahlarını en yakındaki halka açık yere bırakır. Katil ise özellikle onu bulduğunuz yere bırakmak için uğraşmış. Yani katil dalış yapıyor.
Carmen Martinez: <İsim>'in katili adalete teslim etmek için dalmayacağı deniz yoktur!

İncele: Dalış Saati.
Carmen Martinez: Dalış saatinin arkasında "Michelle Zuria'ya aittir" yazıyor.
Carmen Martinez: Michelle Zuria mı? Singapur'da karşılaştığımız avukat bu!
Carmen Martinez: O kadın hakkında ciddi şüphelerim var. Önce Singapur'daki müvekkilinin SOMBRA'dan olduğu ortaya çıkıyor, şimdi de bir bakıyoruz Avustralya'da gizemli bir gemi enkazının peşinde!
Carmen Martinez: Tam olarak neler döndüğünü öğrenmemiz gerek <İsim>! Hadi Michelle'le konuşalım!

Michelle Zuria'yı dalış saatiyle ilgili sorgula.
Carmen Martinez: Tekrardan merhaba Bayan Zuria. Nasıl oluyor da önemli bir zat öldürüldüğü anda zart diye ortaya çıkıveriyorsunuz, bir anlatsanıza.
Michelle Zuria: Mesleki tehlike diyelim. Ne istiyorsun <Rütbe> <İsim>?
Carmen Martinez: Dalış saatinizi, Rufus'un özel mülkündeki tanımlanamayan gemi enkazının yakınında bulduk. Sizi haneye tecavüzden içeriye alabiliriz.
Michelle Zuria: Alabilirsiniz ama almayacaksınız çünkü ortada haneye tecavüz falan yok. Sizin kurban bir süre önce benimle yasal danışmanı olmam için görüşmüştü. Varlıklarını denetlememi istedi. Buna denizdeki mülkleri de dahil.
Carmen Martinez: Rufus seninle anlaşmış, sonra da ölmüş. Ne tesadüf ama, öyle değil mi?
Michelle Zuria: İstediğin kadar varsayımda bulun <Rütbe> <İsim>. Elinde başka bir şey yoksa otelimde bir kadeh Şiraz ile sıcak bir banyo beni bekliyor.

İncele: Kırık Parçalar.
Carmen Martinez: <İsim>, şu pas yığınını tekrar bir araya getirmenden etkilendim vallahi... De ne ki bu?
Carmen Martinez: He evet... Üzerinde "Sefer Veri Kayıt Cihazı" yazıyor. İşlevi geminin konumunu, kimliğini, hatta hedefini kaydetmek.
Carmen Martinez: Geminin başına her ne gelmişse bu alette kayıtlı! Bunu hemen Elliot'a götürelim!

Analiz et: Veri Kayıt Cihazı.
Elliot Clayton: Hey <İsim>, bu veri kayıt cihazını onarabildiğine inanamıyorum. Epey kötü bir vaziyette.
Carmen Martinez: Mucize yaratmak senin işin evlat. Eminim bundan bir şey çıkartabilmişsindir...
Elliot Clayton: Doğru, üç beş bilgi çıkarabildim ama çok değil.
Elliot Clayton: Veri günlüğüne göre gemi yaklaşık otuz yıl önce dibi boylamış.
Elliot Clayton: Kayıt cihazının verileriyle kayıtlı enkazların arasında karşılaştırma yapayım dedim ama bir şey bulamadım. Bu enkaz hakkında tek bir kayıt bile yok.
Carmen Martinez: Avustralya açıklarında bir gemi batıyor ve bununla ilgili hiçbir şey yok, öyle mi? Bu hiç mantıklı değil...
Elliot Clayton: Ayrıca kazadan sonra acile giden yolcularla ilgili hiç hastane kaydı da yok ve kontrol edilecek bir yolcu beyanı da olmadığı için de kurtulan olmadığını varsayabiliriz.
Carmen Martinez: LeBeau haklı çıktı <İsim>. Burada hakikaten de pis bir şeyler dönüyor!
Carmen Martinez: Rufus'un gemi enkazıyla, bu suları özelleştirecek ve insanların oraya girmesini yasaklayacak kadar ilgilenmesinin sebebi ne olabilir sence?
Carmen Martinez: Rufus'un bu enkazla bir şekilde bağlantısı olmalı. Ama nasıl?
Carmen Martinez: Doğru dedin, kurbanın geçmişini daha derinlemesine incelememiz gerek. Chockas bize Rufus'u Outback bölgesinde geçirdiği "yeni yetmelik" yıllarından beri tanıdığını söylemişti. Oradan başlayalım!

İncele: Benzinci.
Carmen Martinez: Buraya Rufus'un geçmişi hakkında bir şeyler bulmak umutlarıyla geldik <İsim>. Bakalım neler bulmuşuz!
Carmen Martinez: Bu oldukça süslü bir kostüm sandığı... İçinde ne bulmayı umduğunu bilmiyorum ama denemeye değer.
Carmen Martinez: O elindeki de ne? Koori Times mı? Aborjin gazetesine benziyor ve fotoğraftaki de Warrin!
Carmen Martinez: Geri kalanı fazla güneşten okunmayacak kadar sararıp solmuş. Pudralarsak eksik bilgileri ortaya çıkarabiliriz.

İncele: Kostüm Sandığı.
Carmen Martinez: <İsim>, o sandık kutusundan Evlilik Rüyası'ndaki tüm oyuncuları giydirmeye yetecek kadar kostüm çıktı!
Carmen Martinez: Ancak görünen o ki sandıkta bir de gösteri fotoğrafı bulmuşsun.
Carmen Martinez: Doğru dedin! Altında "Cherrie & Chockas" yazılı. Bu sandık Chockas'ın olmalı.
Carmen Martinez: Fotoğraftaki diğer şahıs kim acaba? Hadi veritabanında aratıp bulalım!

İncele: Zenne Fotoğrafı.
Carmen Martinez: Gözlerime inanamıyorum <İsim>! Cherrie meğersem Rufus'muş! Rufus ne halt yemeye Chockas'la birlikte zenne gibi giyinip poz vermiş ki?
Carmen Martinez: Kesin kimsenin tutucu Rufus Murlock'un kadınsı yönünü keşfettiğinden haberi olmamıştır!
Carmen Martinez: Anlaşılan Chockas'ın bize anlatması gereken daha çok şey var! Gidip bu enerjik zenne ikilisinin aslı neymiş öğrenelim!

Chockas'ı kurbanın zenne olarak poz verdiği fotoğrafı hakkında sorgula.
Chockas D.Lux: Tekrar merhaba <Rütbe> <İsim>. Nasıl yardımcı olabilirim?
Carmen Martinez: Chockas, Rufus ile senin bir fotoğrafını bulduk... Hem de zenne olarak. Açıklayabilir misin?
Chockas D.Lux: .....
Chockas D.Lux: Neredeyse Şiraz'ım boğazımda kalıyordu ayol!
Carmen Martinez: Bize Rufus'un zenne karşıtı kampanya yürüttüğünü söylemiştin, oysa burada süslenip püslenmiş! Ne iş?
Chockas D.Lux: Rufus'la tanıştığımda yolunu kaybetmişti. O korkunç benzin istasyonunda çalışıyordu. Ama ondaki potansiyeli ve şahane elmacık kemiklerini fark ettim.
Chockas D.Lux: Onu bol manikürlü kanatlarımın altına alıp, bildiğim her şeyi öğrettim. Muhteşem zenne ikilisi Cherrie ve Chockas olduk!
Carmen Martinez: Halen Rufus'un bir zamanlar zenne olduğuna inanamıyorum!
Chockas D.Lux: Hayat romanlardan daha şaşırtıcıdır hayatım. Rufus buraya geldiğinde beş parasızdı, kimsesi yoktu. Bir kendi, bir de elindeki bavulu vardı.
Chockas D.Lux: Ama ben onu bir yıldız yaptım! Köşeyi dönecektik! "Güle güle veggiemite, merhaba havyar" diyecektik!
Chockas D.Lux: Ama sonra taşındı. Yeni bir hayata başlamak istediğini söyledi... Onun için yaptıklarımdan sonra bana sırt çevirdi! Adeta kalbimden vurulmuştum!
Carmen Martinez: Pek hüzünlü bir hikayeymiş, ama <Rütbe> <İsim> Rufus'u öldürenin sen olduğunu ortaya çıkarırsa "güle güle özgürlük, merhaba hapis" dersin artık!

İncele: Gazete.
Carmen Martinez: <İsim>, gazetedeki fotoğrafta Warrin biriyle el sıkışıyor... Ama kim olduğunu çıkaramadım.
Carmen Martinez: Arkalarındaki tabelada "Avustralya Kumarhaneleri A.Ş." yazılı. Warrin gibi bir Aborjin lobicisinin kumarhane yatırımcısıyla ne işi olabilir ki?
Carmen Martinez: Ne yazık ki makale Aborjin lehçelerinden biriyle yazılmış...
Carmen Martinez: Doğru dedin <İsim>! Bu yazıyı çevirse çevirse Dupont çevirir!

Analiz et: Gazete Yazısı.
Armand Dupont: Palya <İsim>! Yardım edebildiğim için ne mutlu bana! Sonunda Pitjantjatjara mı geliştirme fırsatı buldum.
Carmen Martinez: Pitjanta ney kaç?
Armand Dupont: Pitjantjatjara. Uluru bölgesinin Aborjin dillerinden biri. Ayrıca bana getirdiğin gazetenin de yazılı olduğu dil.
Armand Dupont: Geleneksel olarak Orta Avustralya'daki Pitjantjatjara halkı tarafından konuşulan bu lehçe, diğer Batı Çöl dilleri ağızlarını bilenler tarafından da anlaşılır.
Carmen Martinez: Evet... pek... sıkıcıymış. Onun yerine bize makalede ne yazığını söylesen? Pek fazla zamanımız yok da.
Armand Dupont: Carmen, aslında bir dinlesen bir şeyler öğrenebilirdin bile.
Armand Dupont: Gazete yazınız, şüpheliniz Warrin Mundine'ı ifşa ediyor. Görünüşe göre halkının kabile topraklarını zengin bir kumarhane yatırımcısına satmak için bir anlaşma yapmış.
Carmen Martinez: Ne?! Warrin kumarhane yapılsın diye kendi halkının topraklarını mı satmış? Üstelik bu haber kurbanın gazetesinde mi çıkmış?
Carmen Martinez: Bu bir sebep olabilir <İsim>. Gidip Warrin'le konuşalım. Bu sefer daha fazla şey anlatacağına eminim!

Warrin'e gazete yazısını sor.
Carmen Martinez: Warrin, Rufus'un muhabirlerinin sana yaptığı haberi bulduk. Kabilenin topraklarını satmışsın ve o da senin karanlık anlaşmanı ifşa etmiş.
Warrin Mundine: O makale baştan sona yalan kardeş! Hem de su katılmamış yalan!
Warrin Mundine: O kumarhane yatırımcısıyla yaptığım anlaşma, kabilemin kutsal topraklarının kurtarılması içindi. Bunun karşılığında kabilemiz inşaata yardımcı olacaktı.
Warrin Mundine: Ama o yazı beni hain durumuna düşürdü! Kültürümü para karşılığında sattığımı yazdılar!
Carmen Martinez: Yani Rufus'la bir zorun vardı, öyle mi?
Warrin Mundine: O yalanlar hayatımı mahvetti Halkımın, davamızın temsilcisiydim ben, ama artık bana güvenmiyorlar. Uğruna çalıştığım her şey heba oldu.
Warrin Mundine: Tüm hayatım Aborjin liderliği yapmakla geçti kardeş. Ama şimdi günlerimi veggiemite yiyip Şiraz içerek geçiriyorum.
Carmen Martinez: Bak "kardeş", eğer Rufus Murlock'u öldürdüğün ortaya çıkarsa kalan günlerini hapiste geçirirsin artık!

Daha sonra Büro merkezinde...
Carmen Martinez: <İsim>, soruşturma acayip bir hal aldı yemin ederim! Kim derdi milyoner medya patronu Rufus Murlock hayatına bir zenne olarak başlamış diye?!
Carmen Martinez: Üstelik cinayet silahını kurbana ait arazideki belgesiz bir gemi enkazında bulacağımız aklımınız ucundan geçmezdi. Bunlar birbirine hiç uyuşmuyor!
Carmen Martinez: Doğru dedin <İsim>. Belki notlarımızın üstünden geçersek mantıklı bir şeyler çıkartabiliriz.
Carmen Martinez: Michelle'in enkazın yakınlarında dolandığını öğrendik. Kurbanın varlığını denetlediğini söyledi ama benim bildiğim Michelle mutlaka bir tilkilik peşindedir.
Carmen Martinez: Rufus, Warrin'in itibarını baltalayarak onu geçim kaynağından etmiş, ama Warrin buna karşılık Rufus'un canını almış olabilir mi?
Carmen Martinez: Bir de biz şu anda konuşurken muhtemelen kurbanın arazisine tekrar sızmaya çalışan Brice LeBeau'yu da unutmamak lazım.
Elliot Clayton: <İsim>! Sana büyük bir haberim var! Rufus'un arazisindeki gemi enkazı vardı ya?
Elliot Clayton: SOMBRA'nınmış!
Carmen Martinez: Gemi SOMBRA'nın mıymış?!

3. Bölüm

Carmen Martinez: <İsim>, bu soruşturma acayip bir hal aldı yemin ederim! Kim derdi milyoner medya patronu Rufus Murlock hayatına bir zenne olarak başlamış diye?!
Carmen Martinez: Üstelik cinayet silahını kurbana ait arazideki belgesiz bir gemi enkazında bulacağımız aklımınız ucundan geçmezdi. Bunlar birbirine hiç uyuşmuyor!
Elliot Clayton: Aynen öyle. Ben de bu yüzden yardım istemeye karar verdim ve X ile temas kurdum!
Carmen Martinez: Onu nasıl becerdin yahu? Daha X'in kim olduğunu bile bilmiyoruz!
Elliot Clayton: Derin ağa oltayı yolladım. X'de yanıt verdi. Şu gemi enkazı hakkında daha fazla şey bilmek istiyordum ve X'in yardım edebileceğini düşündüm.
Elliot Clayton: Ve etti de. Rufus'un arazisindeki şu enkaz olan gemi var ya? X geminin SOMBRA'nın olduğunu söyledi!
Carmen Martinez: Gemi SOMBRA'nın mıymış?!
Carmen Martinez: Derhal o gemi enkazına dönmeliyiz <İsim>!

İncele: Kum Seti.
Carmen Martinez: Suyun içinde cep telefonunun ne işi var <İsim>? Bu telefon enkazda kaybolmuş olamayacak kadar yeni görünüyor. Kısa süre önce birileri buraya dalmış olmalı. Hadi kilidi açıp kim olduğunu bulalım!
Carmen Martinez: Şu sarı çanta bir ipucu olabilir mi sence? Bu geminin SOMBRA'nın ise her şey mümkün. Toz atıp ne bulacağımızı görelim!
Carmen Martinez: Bence de. Birisi şu kalas yığınını gemiye dayamış gibi. Orada bir şey saklı diyorsan arasak iyi olur!

İncele: Cep Telefonu.
Carmen Martinez: Bu telefon epey su aldığı için görüntünün ne olduğunu kestirmek kolay olmadı... Ama ana ekrandaki kız Veronica'ya benziyor.
Carmen Martinez: İyi de Veronica neden patronuna ait bu kıyıda dalış yapsın ki?
Carmen Martinez: Tahmin yürütecek zaman değil <İsim>... Hadi Veronica'yı bulup cevabı kendisinden alalım!

Veronica'ya cep telefonunu sor.
Carmen Martinez: Veronica, bize telefonunun patronuna ait arazideki okyanusun dibinde ne işi olduğunu açıklar mısın?
Veronica Salter: Rufus o sularda bir sır saklıyordu, ben de onun ne olduğunu öğrenmek istedim.
Veronica Salter: Bir akşam bir kadeh Şiraz içerken ona bunu sordum ama sorumu geçiştirdi.
Carmen Martinez: Sen de dalıp enkazı bizzat kendin incelemeye karar verdin, öyle mi?
Veronica Salter: Rufus hakkındaki her şeyi bilmezsem, ona tüm meselelerinde nasıl yardımcı olabilirim sizce?
Veronica Salter: Yakın zaman önce onun, Chockas diye biriyle Yeni Zelanda'da dalış gezisine çıktıklarını gösteren eski bir fotoğraf bulmuştum. Ama fotoğrafı elimden kapıp attı!
Veronica Salter: Ben sistemi sömüren ve kavanozdan kaşıkla veggiemite yiyen amaçsız bir yeni mezun değilim. Hedeflerim var benim.
Carmen Martinez: Umarız hedeflerin arasında Rufus'u öldürmek yoktur Veronica, çünkü böyle bir hedef seni ancak parmaklıklar ardına ulaştırır!

İncele: Sarı Çanta.
Carmen Martinez: Okyanus dibinde bulduğun sarı çantanın üstünde "Le Fransız Zıpkıncı" mı yazıyor?
Carmen Martinez: Çantanın kimin olduğunu sormama gerek yok herhalde, çünkü cevabı zaten belli. Brice LeBeau.
Carmen Martinez: Brice kesin kendine hakim olamamış. İlla ki sulara dalmak zorundaydı.
Carmen Martinez: Bence de <İsim>. Zıpkıncımız bize "zıpkın" gibi bir açıklama borçlu!

Brice'ı malzeme çantasıyla ilgili sorgula.
Carmen Martinez: Oraya dönüp gemi enkazına dalmasan olmazdı, değil mi LeBeau?
Brice LeBeau: Sana söylezim <Rütbe> <İsim>, o azamın beni o gemizen uzaklajtığması mümkün zeğil.
Brice LeBeau: Ben dünyaza ünlü hazine avjısı Brice LeBeau'yum! İstediğimi yapağım!
Carmen Martinez: Orada aradığını bulabildin mi bari?
Brice LeBeau: Yeteğinze kavamadım. Ben biğaz... nasıl diyoğ siz... akjamdan kavmayım? Dün geze Jiğaz'ı fazla kaşığmıjım. Fğansız jağaplağına hiş benzemiyoğ.
Carmen Martinez: Sırf kuru gürültüsün LeBeau. Dua et de <Rütbe> <İsim> Rufus'u senin öldürdüğünü ortaya çıkarmasın, yoksa iğneyi kendimize zıpkını da sana batırıp seni cinayetten içeri alırız!

İncele: Kalas Yığını.
Carmen Martinez: O kalas yığınının arasında patlayıcılar mı buldun <İsim>?! Aman gözünü seveyim dikkat!
Carmen Martinez: Off! Bunu yerleştiren her kimse sayaç koymamış. Ama birinin SOMBRA gemi enkazını havaya uçurmaya çalıştığı ortada!
Carmen Martinez: Eğer birisi enkazı havaya uçurmaya çalışmışsa doğru yoldayız demektir! Hemen bu bombayı Jonah'a gönderelim <İsim>!

Analiz et: Patlayıcılar.
Jonah Karam: Endişelenme <İsim>. Bomba tehlikeli değil. Onu kontrol altına aldım.
Jonah Karam: Ama içinde şu SOMBRA gemisini milyon parçaya ayırmaya yetecek kadar C4 vardı!
Carmen Martinez: Yani bunu oraya kim koyduysa işi bitireceğinden emin olmak istemiş.
Jonah Karam: Bombayı patlatmış olsa işi de bitirmiş olacaktı. Bana sorarsan bunu koyan her kimse işi bitirmeye pek vakti olmamış.
Carmen Martinez: Soru şu ki, onu oraya kim yerleştirdi?
Jonah Karam: İşin o kısmını hallettim. C4, oyun hamurunu andıran son derece kolay şekillendirilebilen bir malzeme. Değdiği he rşeyin şeklini alır, buna izler de dahil.
Jonah Karam: Bombayı sökerken bir adet iz buldum. Elliot bunun şüpheliniz Michelle Zuria'ya ait olduğunu tespit etti.
Carmen Martinez: Bombayı Michelle mi yerleştirmiş?! Demek Rufus'un mal varlığını "denetleme" falan hikaye! Enkazı imha etmek için dalış yapıyormuş... Tıpkı katil gibi!
Carmen Martinez: <İsim>, Michelle'in yalanlarından sıkıldım artık! Gidip şu avukat hanımı öttürelim!

Michelle'e gemi enkazını patlatma girişimini sor.
Carmen Martinez: Çıkar maskeni Michelle! Derhal bize gerçekleri anlatmaya başla!
Michelle Zuria: Tam olarak hangi gerçekleri <Rütbe> <İsim>?
Carmen Martinez: Gemi enkazına yerleştirdiğin bombayı bulduk! Hiç inkar etme. Her yerinde parmak izlerin vardı!
Michelle Zuria: Bu bir şeyi kanıtlamaz. Bomba patlamadı ya!
Carmen Martinez: Anlamıyorum... Önce bir SOMBRA ajanı için çalışıyordun, şimdi ise bomba yerleştiriyorsun. Onlara mı çalışıyorsun, yoksa onlara karşı mı?!
Michelle Zuria: Ben sadece kendime çalışırım <Rütbe> <İsim>. Her iki tarafla da bağlantılarım varsa ne yapayım yani?
Carmen Martinez: İyi de gemiyi havaya uçurmak niye? Orada saklamak istediğin bir şey mi var?
Michelle Zuria: Ben diyeceğimi dedim <Rütbe> <İsim>. Benden daha fazla şey öğrenmek istiyorsan beni mahkemeye çıkarman gerekecek.
Carmen Martinez: Onun yerine <Rütbe> <İsim> seni kundakçılığa teşebbüsten göz altına alsın... ne dersin?!

Daha sonra Büro merkezinde...
Carmen Martinez: <İsim>, Rufus'un cinayetini araştırdıkça soruşturma daha da karman çorman bir hal alıyor.
Carmen Martinez: Büyük bir oyun dönüyor ama ne...
Ingrid Bjorn: <İsim>! Çabuk televizyonu aç!
TV Muhabiri: Kaynaklardan alınan bilgiye göre uluslararası emniyet teşkilatı Büro, henüz ünlü medya patronu Rufus Murlock'un katilini bulabilmiş değil sayın seyirciler.
TV Muhabiri: Büro, Avustralya'nın en sevilen vatanseverlerinden birinin korkunç cinayetinde ipucu bulduğuna dair bir belirti göstermeyerek toplumu ümitsizliğe sürüklüyor.
TV Muhabiri: Şu an itibarıyla Büro'nun katili ne zaman yakalayacağına, hatta yakalayıp yakalayamayacağına dair bir işaret yok. Kurt Haber'den Cooper Anderson bildirdi.
Ingrid Bjorn: Bu olamaz! Korumamız gereken bir itibarımız, bize umut bağlayan ülkeler var! Bizim...
Carmen Martinez: Sakin ol Ingrid! Bu iş bizde! <İsim>, cinayet mahalline dönüp bu işi bitirecek ipuçları arayalım!

İncele: Kordon Boyu.
Carmen Martinez: Vakit nakittir <İsim>. Neler var elinde?
Carmen Martinez: Şu mermi kovanları 32 mm bir tabancaya ait! Rufus Murlock'u öldüren kurşunların diğer yarısını buldun!
Carmen Martinez: Kovanlardan birinin üstünde berrak bir madde var gibi. Hadi bir örnek alıp sonra da onu Lars'a götürelim!
Carmen Martinez: Şu gala programı kanla kaplı... Kurbanın kanı olduğu kesin! De şu toz da ne? Hadi bir örnek alalım!

İncele: Mermi Kovanları.
Carmen Martinez: İyi işti <İsim>! Hadi hemen mermi kovanından topladığın şu maddeyi Lars'a götürelim!

Analiz et: Berrak Madde.
Lars Douglas: Lafı uzatmayayım gari <İsim>. Kurbanın programından topladığın toz polenmiş.
Carmen Martinez: Polen mi? Hani şu çiçeklerde olandan?
Lars Douglas: Evet ama herhangi bir çiçek değil. Tam adı Sturt Çöl Gülü. Avustralya'nın çoğu eyaletinde ve Kuzey Bölgesinde bulunur.
Carmen Martinez: İyi de cinayet mahallinde bu tanıma uyan bir çiçek yoktu!
Lars Douglas: O polenin oraya gelmesinin tek yolu olabilir, o da katilin bu çiçeği takıyor olması!
Carmen Martinez: <İsim>, birini öldüreceksen başına çiçek takmayı unutma... Katilin yaptığı gibi.

İncele: Gala Programı.
Carmen Martinez: Gala programındaki o tozu süpürmekle iyi iş çıkardın <İsim>! Hadi bunu analiz için Lars'a götürelim!

Analiz et: Sarı Toz.
Lars Douglas: <İsim>, katilin mermi kovanlarındaki örnekle turnayı gözünden vurmuşsun!
Carmen Martinez: İşte bana bunlarla gel. Ne buldun?
Lars Douglas: Aldığın örnek termiş. Muhtemelen şarjörü doldururken katilin elinden bulaşmış.
Lars Douglas: Tam bir DNA profili çıkartamadım ama emin olduğum bir şey var... Katil kahverengi saçlı!
Carmen Martinez: <İsim>, artık o kahverengi saçlı katili yakalamaya bir adım daha yakınız!

Carmen Martinez: <İsim>, Rufus'un katilini enselemek için gereken tüm kanıta sahibiz! Haydi tutuklamaya!

Katili Tutukla.
Carmen Martinez: Veronica Salter, Rufus Murlock cinayetinden ötürü tutuklusun! Önce onu vurup, sonra da kendini kolundan mı vurdun?!
Veronica Salter: Kusura bakma <Rütbe> <İsim> ama neden bahsettiğini bilmiyorum.
Carmen Martinez: Bırak masum kız ayaklarını. Cinayet silahını okyanusun dibine saklayınca kuyruğundan düşeceğimizi mi sandın?
Veronica Salter: Sizinle uğraşamayacağım. Daha Rufus'un cenaze hazırlıklarını yapmam gerek.
Carmen Martinez: Az kalsın yırtıyordun da... Mermi kovanınında DNA'nı bırakman yazık olmuş.
Veronica Salter: Murlock'un pek çok sırrı vardı. Bazıları gelip onu buldu. Bazıları ise benim onu öldürmemi gerektiriyordu.
Carmen Martinez: Anlamıyorum. Bu kadarı çok fazla. Neden kendi patronunu öldüresin ki? Sana ne yaptı?
Veronica Salter: Mesele ben değilim burada. Mesele düzeni ve liderlik kurumunu muhafaza etmek. Zayıflar ölür.
Carmen Martinez: Düzen ve liderlik... Zayıflar ölür... Tahmin etmeliydik... Sen SOMBRA'dansın!
Veronica Salter: Ben tam olarak olmam gereken kişiyim!
Carmen Martinez: Sarı gözler! Tıpkı Baxter gibi! Sen SOMBRA'nın Sonraki Aşama acemilerindensin!
Veronica SalteR: Aylardır burada SOMBRA'nın bana vereceği emirleri bekliyordum. Tam olarak bana emredileni yaptım.
Carmen Martinez: SOMBRA neden Rufus'un ölmesini istedi? Gemi enkazıyla ilgili olduğunu biliyoruz! Konuş!
Veronica Salter: Sırf gemi enkazıyla sınırlı değil! Resmin tamamını göremiyorsunuz.
Carmen Martinez: Resmin tamamı mı?! SOMBRA neyin peşinde?!
Veronica Salter: Soru sorma zamanı doldu <Rütbe> <İsim>. Artık beni tutuklayabilirsin.
Carmen Martinez: Peki, nasıl istersen... Rufus Murlock cinayetinden ötürü tutuklusun!

Nigel Adaku: Veronica Salter, Rufus Murlock'u öldürmek ve bir terör örgütüyle işbirliği yapmakla suçlanıyorsun. Savunman nedir?
Veronica Salter: Suçlu değilim Hakim Bey. SOMBRA bir terör örgütü değil, yeni dünya düzeni. Ve bu da bir cinayet değil. Yalnızca temizlik.
Nigel Adaku: Temizlik mi? Bu "yeni dünya düzeni"nde cinayeti böyle meşru kılıyorsan, ben o dünyanın bir parçası olmayı reddediyorum!
Nigel Adaku: Bu yüzden seni 35 yıl hapse mahkum ediyorum!
Veronica Salter: Beni durdurabilirsiniz ama davayı durduramayacaksınız. SOMBRA kazanacak!

Carmen Martinez: <İsim>, Avustralya'ya SOMBRA deneklerinden birini bulmak için gelmiştik... Ve aradığımızı bulduk.
Carmen Martinez: SOMBRA'nın genetik yönden geliştirdiği acemilerini dünyanın dört bir yanına gönderdiğini biliyorduk da, onları suikastçı olarak kullanmalarını beklemiyordum!
Carmen Martinez: Kim bilir kaç önemli kişi SOMBRA suikastçıları tarafından izleniyor!
Carmen Martinez: Anlaşılan Rufus'un ölümü bu planın bir parçası ama neden? Ayrıca şu gemide ne var?
Carmen Martinez: <İsim>, halen yanıt bekleyen sorular var. Dibe dalma zamanı!

Sonraki Aşama 5

Carmen Martinez: <İsim>, halen SOMBRA'nın suikastçılarından birini neden Rufus'u öldürmek için gönderdiğini anlamış değilim.
Carmen Martinez: Rufus'un arazisindeki SOMBRA gemi enkazıyla ilgili olmalı ama ne?
Carmen Martinez: Doğru diyorsun <İsim>. O gemiyle ilgili tek ipucumuz Michelle... Bombayı oraya o yerleştirdi. Onu konuşturmamız gerek!
Marina Romanova: Araya girebilir miyim <İsim>? Bence başka bir yolu var. Sanırım Veronica'ya ulaşmanı sağlayabilirim.
Marina Romanova: SOMBRA öncesi yaşamıyla ilgili bilgilere ulaşırsak, örgütle bağını kırabileceğimize ve emirlerini bile anlattırabileceğimize inanıyorum.
Marina Romanova: İyi fikir <İsim>. Sidney Limanı'nı arayabiliriz... Veronica Rufus'u öldürdüğü sırada bir şeyler düşürmüş olabilir.
Carmen Martinez: Güzel! Savaş planımız hazır. <İsim>, önce limana bakacağım dersen ben de Michelle'in sorgusunu hazırlanayım.

Michelle'i gemi enkazıyla ilgili konuştur.
Carmen Martinez: <Rütbe> <İsim>'in sabrı taşıyor Michelle. Derhal bize neden o bombayı gemi enkazına yerleştirdiğini anlat!
Carmen Martinez: Geminin SOMBRA'nın olduğunu biliyoruz, peki onu nedene havaya uçurmak istedin?! Onlara mı çalışıyorsun, yoksa onlara karşı mı? Konuş!
Michelle Zuria: Sana bir şey söylemek gibi bir niyetim yok <Rütbe> <İsim>.
Michelle Zuria: Ama merak etme, aşağıda ne varsa hala... kasa gibi güvende.
Carmen Martinez: Konuşacaksın. Hücrede biraz kaldıktan sonra herkes konuşur.
Michelle Zuria: Aslına bakarsanız bana karşı gerçek bir suçlamanız olmadığına göre yasal olarak beni bırakmak zorundasınız.
Michelle Zuria: İşte kefalet param. Misavirperverlik için teşekkürler <Rütbe> <İsim>.
(Michelle Zuria ile konuştuktan sonra)
Carmen Martinez: Michelle'i salıvermek zorunda kaldığımıza inanamıyorum <İsim>! Üstelik halen SOMBRA'nın neden o gemiyi havaya uçurmak istediğini bilmiyoruz!
Carmen Martinez: Sence Michelle," aşağıda ne varsa hala kasa gibi güvende" derken ağzından bir şey mi kaçırdı?
Carmen Martinez: Yok artık! Sence "kasa" gibi güvende derken hakikaten de bir kasadan mı bahsediyordu?!
Carmen Martinez: Peki o zaman... Şu gemi enkazına dönüp kasa arayalım!

İncele: Gemi Enkazı.
Carmen Martinez: Buldun <İsim>! SOMBRA gemisinin yakınında eski bir kasa varmış!
Carmen Martinez: Hala sağlam olması inanılır gibi değil! Şu kasayı patlatıp içinde havaya uçurmaya değer ne olduğunu görelim!

İncele: Paslı Kasa.
Carmen Martinez: Kasayı açtın <İsim>! Şu belgelerin üzerinde SOMBRA amblemi var!
Carmen Martinez: Ama kasa bu belgeleri sudan korumaya yetmemiş! Hepsi mahvolmuş!
Carmen Martinez: Bir mucizeye ihtiyacımız var. Dua edelim de Lars bir şeyler bulsun!

Analiz et: Belgeler.
Carmen Martinez: O soluk SOMBRA belgeleri elimizdeki tek ipucu Lars. <İsim> ve bana bir şeyler bulduğunu söyle!
Lars Douglas: Eh, mürekkep akmış <İsim>. Metni ortaya çıkaramadım.
Lars Douglas: Ben de bir numara çekip sayfaları siyanoakrilat dumanına tuttum!
Carmen Martinez: Eee, güzel... Ne peki o?
Lars Douglas: Yapıştırıcı dumanı... Bunu parmak izlerinin üzerine uyguladım! Dedim ki madem metinde ne yazdığını bulamıyoruz, en azından bu belgeye kimin dokunduğunu öğrenelim!
Lars Douglas: Ama asıl bombaya gel... Bulduğum parmak izleri Rufus Murlock'a ait çıktı!
Carmen Martinez: Rufus 30 yıl önce bu SOMBRA dosyalarına mı dokunmuş? Bu da demek oluyor ki Rufus gemi batmadan önce oradaymış!
Carmen Martinez: Bu aynı zamanda Rufus'un bir SOMBRA ajanı olduğu anlamına geliyor!
Carmen Martinez: Demek bu yüzden o gemi enkazının sır olarak kalmasını istemiş! Peki ama SOMBRA neden onu öldürmek istesin ki?
Carmen Martinez: Yine daha fazla soruyla karşı karşıyayız <İsim>. İnşallah yakında yeni bir ipucu buluruz!

İncele: Opera Binası.
Marina Romanova: Allah rızası için bir şey buldum de <İsim>. Veronica'ya ulaşmak istiyorsak ipucuna ihtiyacımız var!
Marina Romanova: Şu boncuklar ipucu olabilir mi? Pekala, o zaman bunları birleştirelim!

İncele: Boncuklar.
Marina Romanova: Harika bir buluştu <İsim>! Bu boncuklar meğersem bir tespihin parçalarıymış! Haçın arkasında da Veronica'nın adı var!
Marina Romanova: Üzerinde bir de yetimhane adı var: "Aziz Matta". SOMBRA sadece yetimleri topladığı için peş şaşırtıcı değil.
Marina Romanova: Şu tespihi Elliot'a götürelim <İsim>, bakalım bize neler söyleyecek!

Analiz et: Tespih.
Elliot Clayton: Bir daha ki sefere benden birisinin geçmişini araştırmamı istediğinde bana bir haçtan fazlasını getir <İsim>.
Marina Romanova: Hadi ama Elliot, ne buldun?
Elliot Clayton: Aziz Matta Yetimhanesi ile ilgili bir girdi buldum. Bratislava'nın batısındaymış. Kayıtlarda Veronica'nın tarifine uyan genç bir kız var. Yüksek IQ'lu, dile yetenekli ve sabıka kaydı var.
Elliot Clayton: Oranın polisi kızın parmak izlerini almış. Veronica Salter'ın eski adı Katherine Vojtka'ymış.
Marina Romanova: Demek SOMBRA kızın adını değiştirecek kadar ileriye gitmiş! <İsim>, bunun sayesinde Veronica'nın bize açılmasını sağlayabiliriz!

Veronica'ya geçmişini sor.
Marina Romanova: Merhaba Veronica. Adım Marina Romanova ve <Rütbe> <İsim> ile çalışıyorum. Sana yardım etmek için buradayız.
Veronica Salter: Vaktinizi boşa harcamayın. SOMBRA'ya ihanet etmeyeceğim.
Marina Romanova: <Rütbe> <İsim> tespih boncuklarını buldu. Slovakya'da Katherine Vojtka olarak büyümüşsün. Eski yaşamını hatırlıyor musun?
Veronica Salter: Hatırlamaz mıyım. Her Allah'ın günü İncil okurduk, ne konuşma vardı ne de müzik. Rahibeler bacaklarımızın arkasına sopayla vururdu.
Veronica Salter: Ama kaçtıktan sonra SOMBRA beni daha kuvvetli, korkusuz ve güçlü yaptı. Artık zayıf olmak zorunda değilim.
Marina Romanova: SOMBRA sana yalan söylüyor! Önlerine kim çıkarsa öldürmek için seni kullanıyorlar!
Veronica Salter: Elbette! Ben mükemmel bir aracım. Bir daha asla Katherine Vojtka olmak zorunda değilim.
Veronica Salter: Hoş bir konuşmaydı <Rütbe> <İsim> ama yorulmuş gibisin. Bunu al. İhtiyacın olacak.
(Veronica Salter ile konuştuktan sonra)
Marina Romanova: Hiç de umduğum gibi bir konuşma olmadı <İsim>. SOMBRA mükemmel suikatçıyı yaratmayı başarmış bile: Tam biatçı, zihinsel ve fiziksel olarak geliştirilmiş üyeler.
Marina Romanova: "Sonraki Aşama" programları sayesinde artık dünyanın her yerine gönderebilecekleri ve önlerine çıkan herkesi ortadan kaldırabilecek, uyuyan ajanlardan oluşan bir orduları var!
Marina Romanova: Sırada ne var bilmiyorum <İsim>. Umarım bir an önce SOMBRA'nın planlarına dur demenin bir yolunu buluruz!

Daha sonra...
Carmen Martinez: <İsim>, Rufus Murlock'un batmadan önce SOMBRA gemisinde bulunduğunu ve SOMBRA dosyalarını elinde tuttuğunu biliyoruz.
Marina Romanova: Ama Veronica'nın geçmişini kurcalamak, SOMBRA'nın amacını öğrenmemize yetmedi.
Carmen Martinez: Demek Rufus SOMBRA'dandı. Ama katili Veronica Salter'da elit bir SOMBRA suikastçısıydı!
Carmen Martinez: SOMBRA'nın onun neden ölmesini istediğini bilmiyoruz ama mutlaka geçmişiyle bir ilgisi olmalı... Yani ipucumuz Rufus'un geçmişi! SOMBRA'nın onu ortadan kaldırmak istemesinin nedeni gemi battıktan sonra yaptıkları olmalı!
Carmen Martinez: Ne yaptığını da biliyoruz... Zenne camiasına katılmış! Bu yüzden böyle bir şey yapmış olmalı! SOMBRA'dan saklanmak için!
Carmen Martinez: Yani Rufus'un geçmişinin anahtarı Chockas'da! Hadi şu bülbülü öttürelim!

Chockas'a Rufus'un geçmişini sor.
Carmen Martinez: Chockas, elimizde Rufus Murlock'un kapsamlı bir suç ağına karıştığına dair bilgiler var.
Chockas D.Lux: Size Rufus'a güvenilmeyeceğini söylememiş miydim ben? Kurbağa kıçından bile daha aşağılıktı o adam.
Carmen Martinez: Rufus'un 30 yıl önce Outback bölgesine geldiğinde sana anlattığı her şeyi bilmek istiyoruz.
Chockas D.Lux: Bir iki şişe mango likörünü devirdiğimiz bir gece Rufus bana değerli bir evrak çantasını çöle gömdüğünden bahsetmişti.
Chockas D.Lux: Rufus cartayı çektikten sonra çıkıp söylediği yeri kazmıştım. Ama tek bulabildiğim sahte pasaportlar oldu. Ben de onları orada bıraktım.
Carmen Martinez: Chockas, <Rütbe> <İsim>'in o çantayı incelemesi hayati öneme sahip!
Chockas D.Lux: Sizi tam noktasına götürebilirim! Thelma ve Louise gibi oluruz! Hadi çabuk, bunu giyin!

İncele: Sarhoş Bumerang.
Carmen Martinez: Bu Rufus'un 30 sene önce gömdüğü evrak çantası olmalı <İsim>! Hadi arayalım!

İncele: Evrak Çantası.
Carmen Martinez: Evrak çantasında bulduğun o harita pek ilginçmiş <İsim>.
Carmen Martinez: Hint Okyanusunun bir haritası ama göze çarpan bir ayrıntı göremiyorum.
Carmen Martinez: Yaklaştığımızı hissediyorum <İsim>! Haydi bakalım bu haritadan neler öğrenenileceğiz!

İncele. Eski Harita.
Carmen Martinez: <İsim>, SOMBRA haritası bu. Üzerinde amblemleri var!
Carmen Martinez: İyi de okyanusun ortasındaki şu çarpı da neyin nesi? Yanına "Sonraki Aşama" yazmışlar.
Carmen Martinez: Çarpı bir adanın konumunu gösteriyor olmalı! Burası "Sonraki Aşama" programını yürüttükleri yer olabilir mi?
Carmen Martinez: Bunu Büro'ya götürmemiz gerek! Şef bu haritayı görmek isteyecektir!

Daha sonra Büro merkezinde...
Şef Ripley: Bu en iyi işlerinden biri oldu <İsim>. Bu harita sayesinde büyük bir SOMBRA üssününün yerini belirledik!
Carmen Martinez: Ama eğer bu harita Rufus'un elinden geçmişse, bu da SOMBRA'nın "Sonraki Aşama" programı üzerinde 30 yıldan fazla süredir çalıştığına işaret eder! Allah bilir o kadar zamanda kaç tane suikastçı yetiştirdiler!
Şef Ripley: Hepsini yakalayamayabiliriz <İsim> ama SOMBRA'nın faaliyetlerine son vermek bir numaralı önceliğimiz!
Carmen Martinez: Her şeye hazırlıklı olmalıyız! SOMBRA'nın gizemli adasında neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz!
Carmen Martinez: Ama kesin olan şu ki, yaptıkları şey her neyse bu kez adamakıllı son noktayı koyacağız!

Advertisement