Criminal Case Wiki
Advertisement
Vaka Diyaloglar

Pekin, Çin...
Şef Ripley: <İsim>, öğrendiğimize üzere SOMBRA, Asya'nın dört bir yanından yetimleri kaçırıyor.
Şef Ripley: Son büyük faaliyetleri burada, Pekin'de vuku buldu. O yüzden Archer ile birlikte...
Jack Archer: Şey, Amirim? Malumun ilanı gibi olmasın da vakit epey geç oldu, eminim asrın kötüsü SOMBRA bile ek mesai yapmıyordur!
Jack Archer: Onun yerine <İsim> ile birlikte işe koyulmadan önce Çin Seddi'ni gezsek mi diyorum. Buraya kadar gelip de orayı görmemek ayıp olur şimdi!
Şef Ripley: Buraya tatile değil de iş için geldiğimizi hatırlatmama gerek var mı Archer?
Şef Ripley: Lakin zannımca size bir akşamlığına izin verebilirim.
Şef Ripley: Çin Seddi'nin tadını çıkar <İsim>, ama oradayken herhangi bir şüpheli duruma karşı da gözün açık olsun!

1. Bölüm

İncele: Çin Seddi.
Jack Archer: Yahu <İsim>, bir akşam da bir cesede denk gelmeden ağız tadıyla gezemeyecekmiyiz seninle aga?!
Jack Archer: Bu adamın plastik torbayla boğulduğunu anlamak için Aynştayn olmaya gerek yok. Yani elimizde nur topu gibi bir cinayet vakası daha var!
Jack Archer: Bu Şef Ripley'in hoşuna gitmeyecek. Sanki ne zaman SOMBRA soruşturmasında ilerleme kaydetsek, karşımıza başka bir cinauet vakası çıkıyor!
Jack Archer: Her neyse, belli ki bu plastik torba cinayet silahımız... Çok feci bir ölüm şekli!
Jack Archer: İyi yakaladın! Kurbanın bir eldiveni eksik. Bu çok tuhaf... Kim eldiven çalmak ister ki?
Jack Archer: Ayrıca kurbanın cüzdanı buldum mu dedin? En azından içinden bir kimlik falan çıkar. Hadi içini arayalım!

Otopsi: Kurbanın Cesedi.
Angela Douglas: Selam <İsim>! May'de bana kurbanın otopsisinde yardım ediyordu! Hadi <İsim>'e neler bulduğunu anlat tatlım.
May Douglas: <İsim>, sana kurbanın plastik torbayla boğularak öldürüldüğünü söyleyebilirim!
Jack Archer: Bunun için yaşın biraz ufak değil mi evlat? Ayrıca <İsim> işin o kısmını zaten çözdü...
May Douglas: Daha sözümü bitirmedim! Kurban öldürülmeden önce zehirlenmiş!
Jack Archer: Zehirlenmiş mi?!
May Douglas: Evet! Kurban, kafur zehiri karıştırılmış bir puro içmiş. Annemin de her zaman dediği gibi; sigara öldürür!
May Douglas: Babamla Jack Amca'yı da bir keresinde yakaladığımda sigaranın...
Jack Archer: Hadi ya! Demek kafur zehirlenmesi diyorsun. İyi de Angela, birisi zaten kurbanı boğmayı planlamışsa, onu neden zehirlemek istesin ki?
Angela Douglas: Kafur, yüksek dozlarda halsizliğe ve baş dönmesine neden olur. Tahminimce katil, kendisine karşı koyamasın diye kurbanı zehirlemiş!
Angela Douglas: Fakat bunu bilebilmesi için, katilin geleneksel Çin tıbbına aşina olması gerekir!
Jack Archer: Demek katil geleneksel Çin tıbbından anlıyor! Yakında reçetesine yüksek dozda hapis cezası yazacağız <İsim>!

İncele: Cüzdan.
Jack Archer: Kurbanın cüzdanında ne buldun <İsim>?
Jack Archer: Kimliğe bakılırsa kurbanın adı Fang Cheng'miş. Pek tanıdık gelmedi...
Jack Archer: Ama cüzdanda bulduğun şu yırtık kağıtlar bize bu Cheng denen elemanla ilgili daha fazla bilgi verebilir. Hadi bunu bantlayalım!

İncele: Yırtık Kağıt.
Jack Archer: Kurbanın cüzdanında bulduğu o kağıt yakınlardaki bir restoranın fişiymiş...
Jack Archer: Kurbanın tam da ölmeden önce Pekin tavuğu yediğini bilmek bizi katile pek yaklaştırmaz <İsim>!
Jack Archer: He, restorandan birinin onu canlı gören en son kişi olabileceğini mi düşünüyorsun?
Jack Archer: Bu fişte yazana göre Cheng'e Çieko adlı bir garson servis yapmış... Ve kurban ona epey yüklü miktarda bahşiş bırakmış!
Jack Archer: Sence Çieko'yla konuşmamız ve gerek <İsim>? Peki o zaman!

Tsukada Çieko'ya kurbanı tanıyıp tanımadığını sor.
Jack Archer: Çieko, <Rütbe> <İsim> ile sana servis yaptığın Fang Cheng adlı bir şahıs hakkında birkaç soru sormak isyoruz. Kendisini öldürüldü!
Tsukada Çieko: Nedense hiç şaşırmadım <Rütbe> <İsim>. Buradaki herkes Cheng'in parasını karanlık yollardan kazandığını biliyordu.
Jack Archer: Nasıl yani?
Tsukada Çieko: Cheng bir yankesici çetesi işletiyordu. Çocukları yanına alıp, turistlerden çaldıkları eşyalar karşılığında onlara kalacak yer sağlardı.
Tsukada Çieko: Epey de yağlı işmiş anlaşılan. Para saçmaktan hiç çekinmezdi!
Tsukada Çieko: Her neyse, korkarım ki başka anlatacak bir şeyim yok <Rütbe> <İsim>. Cheng restoranın müdavimlerindendi, onu şahsi olarak pek tanımazdım.
(Çieko ile konuştuktan sonra)
Jack Archer: Doğru dedin <İsim>. Çieko Cheng'in buranın müdavimi olduğunu söyledi, o yüzden etrafa bir bakalım derim!
Jack Archer: Neyse, zaten yemeğe de asla hayır demem! Hadi restoran çardağını inceleyelim!

İncele: Restoran Çardağı.
Jack Archer: <İsim>, sen yemeklere göz atalım dediğinde akrep kebabı olacağı aklımın ucundan geçmemişti yeminle!
Jack Archer: Ben yemek söylerken sen harıl harıl ipucu mu arıyordun? Yerel mutfağı tatmak istediğim için kusura bakma!
Jack Archer: Neyse, kebabı atlasam da olur. Neler buldun?
Jack Archer: Hacı! Bu saat bir servet değerinde olmalı!
Jack Archer: Kapağın iç kısmında bir şey yazılı gibi. Yazıyı kurtarman için pudra takımını getiriyorum!
Jack Archer: Şu eski fotoğrafa da bak! Bu bizim kurban, ama burada en az on yaş genç gözüküyor!
Jack Archer: Şu çocuk kim acaba... Şu anda epey büyümüş olmalı! Belki veri tabanında bir eşleşme bulabilirsin <İsim>!
Jack Archer: Şu eldiveni niye aldın peki?
Jack Archer: Doğru! Cesedi bulduğumuzda kurbanın bir eldiveni eksikti. Bu da halen taktığı eldivene tıpatıp benziyor!
Jack Archer: Eldivendeki şu yapraklardan biraz örnek süpürsek iyi olur. Tam da aradığımız ipucu olabilir!

İncele: Pahalı Kol Saati.
Jack Archer: Bulduğun şu saatin üstündeki notta ne yazıyor <İsim>?
Jack Archer: Mesaj da diyor ki "Sevgili karım Yun'a; refahımız sürsün." Altında da kurbanın adı var!
Jack Archer: Şu Yun'a kocasının ölüm haberini versek iyi olacak <İsim>.

Fang Di Yun'a kocasının öldürüldüğünü bildir.
Jack Archer: Bayan Fang, korkarım ki <Rütbe> <İsim> ile buraya kocanızın öldürüldüğünü bildirmek üzere geldik.
Fang Di Yun: Kocam öldü mü?!
Fang Di Yun: Ama... Şimdi alışveriş masraflarımı kim karşılayacak? Böyle şık görünmek çok para ister <Rütbe> <İsim>!
Fang Di Yun: Dişçimin bana sözünü verdiği Hollywood gülümsemesine asla sahip olamayacağım!
Jack Archer: Kocanızın, yaşam tarzınızı suç işleyerek kazandığı parayla karşıladığının farkındasınızdır herhalde?
Fang Di Yun: Aman, biraz yankesicilikten kime ne zarar gelir! O turistler birkaç değerli eşya kaybetse ne olur sanki. Ayrıca hepsi de iyi bir amaç uğuruna... yani benim!
Jack Archer: Cheng'in kurbanlarının aynı fikirde olacaklarını pek sanmıyorum. Fazla uzaklaşma Yun, <Rütbe> <İsim> ile sana başka sorularımız da olabilir.

İncele: Kimliği Belirsiz Çocuk.
Jack Archer: Fotoğrafta kurbanın yanındaki çocuğun adı Bai Bai'miş... ve şu anda 18 yaşında.
Jack Archer: Lakin hakkında tüm bildiğimiz bu!
Armand Dupont: Neyse ki Mösyö Archer, sırf isme bakarak bile biriyle ilgili pek çok şey öğrenilebilir!
Armand Dupont: Bai Bai'in ailesi muhtemelen eğitimsiz kişilerdi, bu da onun oldukça yoksul bir aileden geldiğini gösterir.
Armand Dupont: Zaten Bai Bai'de Çincede "nafile" anlamına gelir. Ailesi muhtemelen o koşullarda çocuk sahibi olmayı bir nimet olarak görmemiş.
Armand Dupont: Bai Bai'in doyurulması gereken bir boğaz olması bir yana, Çinde ayrıca yıllardır süregelen katı bir tek çocuk politikası var. Bu yüzden birden fazla çocuk yapan aileler para cezası ödemek zorunda.
Armand Dupont: Bu cezayı karşılayacak gücü olmayan aileler ise bazen çocuklarını küçük yaşta terk ederler.
Armand Dupont: Bai Bai'in kurbanla bir resmi olduğuna göre onun da terk edilmiş olduğunu varsayabiliriz... Hayatta kalmasının tek yolu bir çeteye girmek olmuş olabilir.
Jack Archer: Çocuk sanki hayata bir sıfır yenik başlamış. Cheng'in çetesine katılmasının da hayatını kolaylaştırıdığını pek sanmıyorum!
Jack Archer: Gidip Bai Bai'e kurbanla olan ilişkisini sormalıyız <İsim>!

Bai Bai'ye kurbanla olan ilişkisini sor.
Jack Archer: Bai Bai, korkarım ki <Rütbe> <İsim> ile buraya Fang Cheng'in öldürüldüğünü bildirmek için geldik. Tahminimizce onu küçüklüğünden beridir tanıyormuşsun.
Bai Bai: Cheng öldü mü?!
Bai Bai: O zaman bu gece birçok çocuk aç kalacak demek. Onun için hırsızlık yapmak zorunda kalmış olsak bile Cheng, bizim için bir baba gibiydi.
Jack Archer: Yani Cheng'in çetesinin bir parçasıydın?
Bai Bai: Daha çok aile gibiydik! Önceki hayatımdan çok daha iyiydi. "Gerçek" ailem hayattayken bile beni istememişti. Ama Cheng öyle değildi.
Bai Bai: Biz sokak çocukları için en değerli şey, karşılığında ne yapmamız gerekirse gereksin, birinin arkamızı kollamasıdır!
Jack Archer: Öyle bile olsa şayet, <Rütbe> <İsim> seni çalarken yakalarsa seni tutuklamaktan başka çaremiz kalmaz. Bir gözümüz üstünde olacak Bai Bai.

İncele: Eldiven.
Jack Archer: Kurbanın eldiveninden o yaprakları toplamayı başardın mı <İsim>? O zaman hemen bunları Lars'a götürelim!

Analiz et: Taç Yapraklar.
Lars Douglas: <İsim>, April ve June'un sana bir esprisi var!
April&June Douglas: Tak tak.
Jack Archer: Kim o?
April&June Douglas: Çekler.
Jack Archer: Hangi çekler?
April&June Douglas: Sarı çiçekler! <İsim>'in bize gönderdiği sarı çiçekler!
Jack Archer: .....
Lars Douglas: Tamam kızlar, bu tak tak kim o esprilerinizin tam kıvamında olduğu söylenemez...
Lars Douglas: Her neyse <İsim>, kurbanın eldiveninde bulduğun bu sarı yapraklar kasımpatı çiçeğine aitmiş!
Lars Douglas: Bu çiçek, genellikle Doğu Asya'da yaygın olarak Kasımpatı çayı yapımında kullanılır!
April Douglas: Annemin de dediği gibi kurban kıs... kası... kasımpatı çayı içmemiş, yani bunlar katilden gelmiş olmalı!
Jack Archer: Yani katil kasımpatı çayı içiyor! Yakında ona bir fincan bol demli adalet içireceğiz <İsim>!

Restoranda...
Jack Archer: Durumu bir özetleyelim <İsim>. Elimizde önce zehirlenip sonra da boğulan bir çete lideri var.
Jack Archer: Karısı Yun, ölümünden pek sarsılmışa benzemiyordu. Daha ziyade ölümünün, kendi mali durumuna edeceği etkiyi düşünüyordu!
Jack Archer: Cheng'in yankesici çetesindeki çocuk Bai Bai ile üzgün görünüyordu. Belli ki kurbanı babası gibi görüyormuş!
Jack Archer: Aralarında bir nevi aile ilişkisi olmalı...
Sanjay Korrapati: Selam <Rütbe> <İsim>! Seni burada görmek ne güzel!
Jack Archer: Nasıl... Sanjay?! Tibetten buraya nasıl geldin lan?!
Sanjay Korrapati: Üzgünüm ama oturup sohbet edemeyeceğim! Yaz Sarayı'nda bir şeyler oluyor ve orada olmam gerek. Görüşürüz!
Jack Archer: Evlat, dur!

2. Bölüm

Jack Archer: Durumu bir özetleyelim <İsim>. Elimizde önce zehirlenip sonra da boğulan bir çete lideri var.
Jack Archer: Şu ana kadar karısı Yun ve himayesindeki Bai Bai ile tanıştık. Lakin ikisi de...
Sanjay Korrapati: Selam <Rütbe> <İsim>! Seni burada görmek ne güzel!
Jack: Nasıl... Sanjay?! Tibetten buraya nasıl geldin lan?!
Sanjay Korrapati: Üzgünüm ama oturup sohbet edemeyeceğim! Yaz Sarayı'nda bir şeyler oluyor ve orada olmam gerek. Görüşürüz!
Jack Archer: Evlat, dur!
Jack Archer: Burada Sanjay'le karşılaşacağımız kimin aklına gelirdi <İsim>?
Jack Archer: Üstelik morali onu en son gördüğümüzden daha bir yüksek... Kesevan'ın ölümünden ötürü yıkılmıştı bildiğin!
Jack Archer: Yaz Sarayı'nda onu bu kadar acele ettirecek ne oluyor merak ettim şimdi!
Jack Archer: Doğru dedin <İsim>! Bunun SOMBRA'yla ilgisi olabilir! Çocukları topladıklarını zaten biliyorduk. Ya Sanjay'de ağlarına düştüyse? Hadi peşinden gidelim!

-Kısa bir süre sonra, Yaz Sarayı'nda...-
Jack Archer: Lanet girsin <İsim>! Burada her ne olduysa kaçırmışız... Etrafta kimsecikler yok!
Jack Archer: En azından Sanjay'i orada görebiliyorum. Umarım başını belaya sokmamıştır.
Jack Archer: İlk olarak ne yapalım <İsim>? Yaz Sarayı'nı mı arayalım, yoksa Sanjay'le mi konuşalım?

Sanjay Korrapati'ye Pekin'de ne işi olduğunu sor.
Jack Archer: İşte buradasın Sanjay! Az önce yanımızdan hızla koşup gittin.
Sanjay Korrapati: Tekrar merhaba <Rütbe> <İsim>! Sence de harika bir akşam değil mi? Tam da kasımpatı çayı içmelik!
Jack Archer: Iıı, sanırım. Seni en son Tibette gördüğümüzden bu yana neşen yerine gelmiş. Kesa... Yani işte yapayalnız kalmıştın ve epey üzgündün.
Sanjay Korrapati: Önemli değil, adını söyleyebilirsin <Rütbe> <İsim>. Kesevan öldükten sonra üzülmüştüm evet, ama hayat böyle! Ölenle ölünmez deyip yoluna devam edersin!
Jack Archer: Pekala... Konuyu değiştirelim... Yaz Sarayı'nda ne yapıyordun?
Sanjay Korrapati: Bütün çocuklar burada toplanacaktık ama galiba geç kaldım! Umarım ekibi hayal kırıklığına uğratmamışımdır.
Jack Archer: Bu "ekibin" Fang Cheng adlı biriyle bir ilgisi olamaz, değil mi? Çünkü kendisi öldürüldü de!
Sanjay Korrapati: Yine mi cinayet? Valla şu cinayetler de bir türlü peşini bırakmıyor <Rütbe> <İsim>!
Sanjay Korrapati: Yalnız şu Cheng dediğiniz adamla ilgili bir şey bilmiyorum. Yine de soruşturmanızda başarılar!

İncele: Mermer Gemi.
Jack Archer: Bulduğun bu kağıt bir tür tahliye emri. Ayrıca üstünde kurbanın resmi var <İsim>!
Jack Archer: Hukukun uzun kolları Cheng'e kadar uzanmış belli ki... Ama neden salındığını merak ettim şimdi. Bunu öğrenmenin tek bir yolu var, o da soluk kısmı açığa çıkarmak!
Jack Archer: Bir de tahta bir kutu buldun fakat kilitli mi? O zaman şifresini hemen çöz <İsim>!

İncele: Tahliye Emri.
Jack Archer: Bu emre göre Cheng, hapiste sadece 24 saat geçirmiş. Sonra da delil yetersizliğinden ötürü serbest bırakılmış!
Jack Archer: Emir Hei Qian adlı bir görevli tarafından çıkarılmış. Bakalım kurban hakkında ne biliyor <İsim>!

Hei Qian'ı tahliye emri konusunda sorgula.
Hei Qian: İyi akşamlar <Rütbe> <İsim>. Size kasımpatı çayı ikram etsem?
Jack Archer: Lafı hiç uzatmayalım Bay Hei. Fang Cheng'in sadece 24 saat hapiste kaldıktan sonra serbest bırakılmasını onaylayan kararı siz imzalamışsınız. Neden?
Hei Qian: Emirde yazdığı gibi <Rütbe> <İsim>. Elimizde dava açmaya yetecek kanıt yoktu!
Hei Qian: Doğruyu söylemek gerekirse, yıllardır Cheng'i enselemeye çalışıyoruz. Ama herif tilki gibi, kurnazlığıyla bizi alt ediyor!
Jack Archer: Maalesef Cheng'in enselenecek hali kalmadı. Kendisi öldürüldü de!
Hei Qian: Cheng öldürüldü mü?
Hei Qian: En azından polisin başını ağrıtacak bir suçlu daha azaldı desene <Rütbe> <İsim>.

İncele: Kilitli Kutu.
Jack Archer: Açtığın bu kutu meğersem bir puro kutusuymuş <İsim>!
Jack Archer: Haklısın <İsim>! Kurbanın tam da ölmeden önce zehirli puro içtiğini biliyorduk! Hadi katil duman olmadan bu kutuyu Lars'a götürelim!

Analiz et: Puro Kutusu.
Jack Archer: Hacı, <İsim> ile sana gönderdiğimiz purolar hakkında bize neler diyebilirsin?
Lars Douglas: Bunlar bizzat kurbanı zehirlemekte kullanılan purolar! İçlerine bol miktarda kafur doldurulmuş. Bu miktar, küçük bir atın başını döndürmeye yeter!
May Douglas: Birisi at mı dedi? At mı alıyoruz babacığım? Babaaaaa, n'olur at alıyoruz deee!
Lars Douglas: Şey... aaa... Annene sor yavrum. Her neyse <İsim>, purolar pek yeni bir şey söylemedi...
Lars Douglas: Lakin kutunun içinde garip bir bambu parçası buldum! Çince karakterleri çözemedim ama şanslıyız ki Dupont emminin yeryüzünde bilmediği dil yok!
Jack Archer: İnternetteki sözlüklerden birini kullanaydın ya...
Armand Dupont: Bonjour <İsim>! Bu bambu parçası aslında bir yelpazeye ait. Karakterlerin tam olarak "yüce nihai yumruk" anlamına geliyor, ya da yaygın adıyla Tai Çi Çüen.
Armand Dupont: 13. Yüzyılda ortaya çıktığı düşünülen taiçi, genç ve yaşlılar tarafından yapılan bir Çin dövüş sanatıdır. Şahsen bana zindelik ver...
Jack Archer: Ayrıntıları kendine sakla Dupont!
Armand Dupont: Nasıl istersen Mösyö Archer. Neyse, bu parça sayesinde size katilin taiçi yaptığını teyit edebilirim!
Jack Archer: Demek katil taiçi yapıyor! Yargıcın önünde kendini gerçekten de iyi savunması gerekecek <İsim>!

Daha sonra merkezde...
Jack Archer: Şu cinayeti çözme konusunda hiç ilerleme kaydedemedik <İsim>!
Jack Archer: Bir yankesici çetesini lideri olması dışında kurban hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz. Daha fazla ipucuna ihtiyacımız var!
Jack Archer: Restoran çardağını tekrar mı arayalım diyorsun <İsim>? Kurbanın oranın müdavimi olduğunu biliyoruz zaten... Hadi gidelim!

İncele: Yiyecek Tezgahı.
Jack Archer: Birkaç yırtık kağıt mı topladın <İsim>? Ne diyeceğimi biliyorsun... Bunları yapıştırıver gari!
Jack Archer: Bulduğun şu kemerin üstündeki kan mı?! Hadi hemen bir örnek al da bunun kime ait olduğunu bulalım!

İncele: Kanlı Kemer.
Jack Archer: Bulduğun o kemerin üstündeki kandan bir örnek aldın mı <İsim>? Hadi bunu mikroskoba koyalım!

İncele: Kan.
Jack Archer: Mikroskop raporuna göre kemerin üstündeki kan Bai Bai'e mi aitmiş?!
Jack Archer: Acaba Bai Bai'in kanı bu kemere nasıl geçti... Hadi gidip ona soralım!

Bai Bai'ye kemerde kanının ne işi olduğunu sor.
Jack Archer: Bai Bai, <Rütbe> <İsim> ile sana bulduğumuz şu kemeri sormak istiyorduk. Kanın buna nasıl bulaştı?
Bai Bai: Cheng'in çetesinde kalabilmek için tek bir şart vardır <Rütbe> <İsim>. Hakkını alabilmek için çaldıklarının tamamını ona teslim etmek zorundasın.
Bai Bai: Ama... Cheng çaldıklarımın bir kısmını kendime sakladığımı öğrendi!
Bai Bai: Geçen gece Yun ve diğer çocuklar için kasımpatı çayı demliyordum. Cheng geldiğinde... O an yakalandığımı fark ettim.
Bai Bai: Bildiğim birkaç taiçi hareketiyle kendimi savunmaya çalıştım, ama beni yürüyemeyecek hale getirene kadar kemerle dövdü!
Jack Archer: Seni kemeriyle mi dövdü? Bu korkunç, Bai Bai...
Bai Bai: Yaralarımı iyileştirmek için her gün zerdeçal sürüyorum ama sırtım hala yara bere içinde.
Bai Bai: Cheng iyiki geberdi <Rütbe> <İsim>! Çocukları koruyacağım diye kandırıyordu ama aslında tek düşündüğü şey paraydı!
Jack Archer: Kimse senin çektiklerini çekmeyi hak etmez Bai Bai. Ama hiçbir şey de cinayeti haklı çıkarmaz. <Rütbe> <İsim> eninde sonunda bu suçun en dibine kadar inecek!

İncele: Yırtık Kağıt.
Jack Archer: Bu gazete makalesinde Cheng bir turistin dikkatini dağıtırken çocuğun biri de o esnada onun ceplerini boşaltıyor!
Jack Archer: Bu, Cheng'in çetesi hakkında daha fazla bilgi edinme fırsatımız olabilir... tabii bütün yazılar Çince olmasaydı!
Jack Archer: Bu yazıyı Dupont'a göndermemiz icap ediyor, değil mi? Dua edelim de yine akşama kadar lagaluga yapmasın...

Analiz et: Gazete Yazısı.
Jack Archer: <İsim> ile sana gönderdiğimiz makale hakkında bize neler söyleyeceksin Dupont?
Armand Dupont: Eh bien! Makale genele olarak Cheng'in çetesinin faaliyetleriyle ilgili ayrıntılardan ibaret.
Armand Dupont: Lakin burada ayrıca Cheng'in çetesinin bilinen üyelerinin bir listesi de var. Bai Bai'in adı geçiyor ki burada şaşılacak bir şey yok, fakat listede tanıdığın bir isim daha var <İsim>...
Armand Dupont: Malum Bayan Tsukada ve onun erkek kardeşi Hiroşi!
Jack Archer: Ne?! Çieko onunla ilk konuştuğumuzda bize Cheng'in ufak örgütünün bir mensubu olduğundan hiç bahsetmemişti.
Armand Dupont: Elliot'tan ufak bir araştırma yapmasını istedim ve Çieko ile Hiroşi'nin aslında Japon yetimler olduğunu ortaya çıkardı.
Armand Dupont: Ebeveynleri, Çieko henüz on yaşındayken Çin gezisi sırasında trafik kazasında vefat etmiş, iki kardeş de o günden beridir Çinde kalmış.
Jack Archer: Evet <İsim>. Belli ki Çieko'nun epey zor bir hayatı varmış. Onunla tekrar konuşmamız gerek.

Tsukada Çieko'yu Cheng'in çetesinde olması konusunda sorgula.
Jack Archer: Çieko, seninle ilk konuştuğumuzda bize Cheng'in çetesinin bir üyesi olduğundan bahsetmemiştin! Kardeşin hala ona mı çalışıyor?
Tsukada Çieko: Hayır, kısa bir süre önce ortadan kayboldu... Bu yüzden çeteden ayrıldım.
Jack Archer: Kardeşin kayıp mı oldu? Ne geldi ki başına?
Tsukada Çieko: Orası sizi ilgilendirmez. Ayrıca beni işyerimde ikide bir rahatsız etmekten vazgeçin. Müşterilerimi ürkütüyorsunuz!
Tsukada Çieko: Hayatımı yoluna sokmak için çok uğraştım. Garsonluk işi pek kârlı sayılmaz, ama en azından çalmaktan daha namuslu bir iş. Hatta ayın sonunu getirmek için boş zamanlarımda geleneksel Çin tıbbı tedavisi bile uyguluyorum!
Tsukada Çieko: İki iş arasında git gel yapmak yorucu oluyor ama taiçi yaparak rahatlıyorum. Ayrıca durmadan kardeşim için kaygılanmamı da engelliyor.
Jack Archer: Bize güvenmemen iyi olmadı Çieko. Ama umalım ki Cheng'i sen öldürmemiş ol, şayet sen öldürdüysen, <Rütbe> <İsim> bunu mutlaka öğrenir!

Daha sonra merkezde...
Jack Archer: Bu vakadan ne çıkaracağımı bilemedim <İsim>.
Jack Archer: Şüphelilerimizin çoğu yılgın çocuklardan ibaret!
Jack Archer: Sanjay ilginç bir şekilde iyi görünüyor, hele ki Tibet'te yaşadıklarından sonra...
Jack Archer: Bir de Çieko var tabii. Kızcağız zaten yetimken bir de kardeşini kaybetti! Sence kurbanın bununla bir ilgisi olabilir mi?
Jack Archer: Peki ya Bai Bai? Cheng'in elinden çok çekmiş belli ki. Bu da gayet iyi bir cinayet sebebi...
Ingrid Bjorn: <Rütbe> <İsim>, bu sefer kimin tersine denk gelmeyi becerdin?!
Jack Archer: Ne diyorsun sen Ingrid?
Ingrid Bjorn: Pekin emniyeti gün sonuna kadar soruşturmamızı durdurup, bütün delillerimizi onlara devretmemizi istedi!
Jack Archer: Soruşturmayı bırakmamızı mı istiyorlar?!

3. Bölüm

Jack Archer: Bu vakadan ne çıkaracağımı bilemedim <İsim>. Cheng gibi bir çete liderinin düşmanı eksik olmaz ki...
Ingrid Bjorn: <Rütbe> <İsim>, bu sefer kimin tersine denk gelmeyi becerdin?!
Jack Archer: Ne diyorsun sen Ingrid?
Ingrid Bjorn: Pekin polisi gün sonuna kadar soruşturmamızı durdurup, bütün delillerimizi onlara devretmemizi istedi!
Jack Archer: Pekin emniyeti mi?! İyi de daha...
Ingrid Bjorn: Mazeret duymak istemiyorum Archer. Soruşturmayı bitirmeniz gerekiyor, hem de HEMEN!
Jack Archer: Şimdi ne yapacağız <İsim>?! Cheng'i kimin öldürmüş olabileceğine dair hiçbir fikrimiz yok!
Jack Archer: Doğru dedin. Sanjay ve diğer çocukların Yaz Sarayı'nda neden toplandıklarını anlayamamıştık. Belki de cinayet soruşturmamızla ilgisi vardır! Hadi gidelim!

İncele: Su Kenarı.
Jack Archer: Acele et <İsim>, Pekin emniyetinin kanıtlarımıza el koymasına ramak kaldı! Ne buldun?
Jack Archer: Bir adet kutu mu? Hadi vakit kaybetmeden içini kurcalayalım!
Jack Archer: Şu kolye oldukça şık görünüyor! İnsan neden böyle değerli bir şeyi ulu orta bırakır ki?
Jack Archer: İyi yakaladın, üzerinde bir miktar saç var! Örnek alma işi sende.
Jack Archer: Şu şişeye bak hele. İçinde ne olduğunu bilmiyorum ama sağlam para edeceği kesin.
Jack Archer: Şu bulduğun ipuçlarını satsak köşeyi döneriz valla <İsim>!
Jack Archer: Affedersin, affedersin. Her neyse, doğru diyorsun! Üzerinde bir etiket var! Neyse ki pudra takımını her daim yanımda taşıyorum <İsim>.
Jack Archer: Bu cinayeti bir an önce çözmemiz gerek <İsim>, o yüzden hemen işe girişelim!

İncele: İncik Boncuk Kutusu.
Jack Archer: Aldığın o kutunun içinden bir adet... taş mı çıktı <İsim>? İncik boncukların arasında biraz yabancı kalmış sanki.
Jack Archer: Üzerine de bir şey kazınmış! Diyor ki, "Cheng, nereden geldiğimizi asla unutma." Yazan da Yun!
Jack Archer: Onunla daha önce konuştuğumuzda tek bir şeyle ilgileniyor gibiydi, yani Cheng'in parasıyla! Ama bu mesaj farklı telden çalıyor... Hadi Yun'la konuşalım!

Fang Di Yun'a kurbana gönderdiği mesajı sor.
Jack Archer: Yun, <Rütbe> <İsim> ile bulduğumuz şu taşın üstündeki yazıyı açıklayabilir misin acep?
Fang Di Yun: O taşın Cheng ve benim için özel bir anlamı var. Çocukken o kadar yoksulduk ki oyuncağımız bile yoktu! Tek eğlencemiz, Yaz Sarayı'nın çevresindeki sularda taş sektirmekti.
Jack Archer: Ne kadar da şekermiş! Demek bu yüzden "Nereden geldiğimizi asla unutma" yazdın. Cheng'le birlikte olduğunuz sürece paranın öneminin olmadığını hatırlatmak istedin.
Fang Di Yun: Ha! Komik olmayın. Ona yoksulluğun ne kadar berbat bir şey olduğunu hatırlarmak istedim sadece!
Fang Di Yun: Cheng'in pervasızlığı yüzünden sahip olduğumuz her şeyi kaybetmek üzereydik! Pekin'de suçlarını bilmeyen bir Allah'ın kulu yok!
Fang Di Yun: Zenginliğimden öyle kolay kolay vazgeçecek değilim <Rütbe> <İsim>. Bir kadının ihtiyacı olan şeyler vardır, misal kişisel taiçi koçum gibi!
Fang Di Yun: Ayrıca kan dolaşımımı hızlandırmaya yarayan sığla yağı masajlarını saymıyorum bile! Onlar olmadan yaşayamam! Bu hayat tarzını öylesine seviyorum ki, yok olmasına göz yumamam!
Jack Archer: Eğer <Rütbe> <İsim>, suç imparatorluğunu çökmesini önlemek için Cheng'i öldürdüğünü ortaya çıkarırsa, o zaman senin çöküşün de bizim elimizden olur!

İncele: Kolye.
Jack Archer: Bulduğun şu kolyedeki saçtan bir örnek alarak iyi iş çıkardın <İsim>! Hadi hemen veri tabanında bir eşleşme arayalım!

İncele: Saç.
Jack Archer: Bulduğun o kolyedeki saç Sanjay'e mi aitmiş?!
Jack Archer: Sanjay'in böyle bir kolyeye sahip olabilmesinin mümkünatı yok. Bunu çalmış olmalı!
Jack Archer: Cheng'in çetesinin bir üyesi olmadığını söylediğini biliyorum ama nedense ona inanasım gelmiyor. Hadi Sanjay'i tekrar sorgulayalım!

Sanjay Korrapati'yi pahalı kolye konusunda sorgula.
Jack Archer: Sanjay, bu kolye nasıl eline geçti acaba? Bunu Cheng için mi çaldın?
Sanjay Korrapati: Aaa... Onu nereden buldun <Rütbe> <İsim>?
Sanjay Korrapati: Pekala, itiraf ediyorum! O kolyeyi çaldım. Bir çocuğun geçimini sağlaması gerek! Ama Cheng için çalmadım!
Sanjay Korrapati: Cheng beni kolyeyi çalarken gördü... Ve becerilerimi çetesinde değerlendirebileceğini söyledi!
Sanjay Korrapati: Ama zaten daha iyi bir yerden teklif almıştım. Önümde adi bir suçlu olmaktan daha parlak bir gelecek var <Rütbe> <İsim>! Yararlı birisi olabilirim!
Jack Archer: Dua edelim de o parlak geleceğin cinayet mahkumiyetiyle lekelenmesin Sanjay.

İncele: Süslü Şişe.
Jack Archer: Bulduğun şişenin üstündeki etikette "Bunu ödemeden say" yazıyor. Altında da kurbanın adı var!
Jack Archer: Ama kime gönderildiği yazmıyor! Peki bu "ödemenin" kime yapıldığını nereden bileceğiz bu durumda?!
Jack Archer: Bu şişeyi Lars'a mı yollamak istiyorsun? Heh, en azından şişenin içinde ne olduğunu söyleyebilir. E hadi o zaman!

Analiz et: Şişe Etiketi.
Jack Archer: <İsim> ile sana gönderdiğimiz şişede neler buldun başgan?
Lars Douglas: Şişenin içinde oldukça pahalı bir konyak varmış...
Lars Douglas: Ama onun dışında bana alıcıyla ilgili bilgi verebilecek bir şeye rastlamadım!
Lars Douglas: Dupont'un bir fikri var gibi gerçi. Bu yüzden şişeyi ona yolladım. Onu ofisinde bulabilirsin <İsim>!

-Dupont'un ofisinde...-
Jack Archer: Dupont, Lars bize <İsim> ile bulduğumuz

Advertisement