Criminal Case Wiki
Advertisement
Vaka Diyaloglar

Polis merkezinde...
David Jones: Merhaba, <İsim>. Pardon, kahvem bitmedi. Zoe'nin hastaneye yatması, Tony Marconi'nin çıkagelmesi derken, günlerdir doğru düzgün uyumadım.
David Jones: En azından Zoe biraz daha iyi. Beni ya da başına gelenleri hâlâ anımsamıyor. Ama yine eski hâline dönmeye başladı.
David Jones: Ben hâlâ Marconi'nin onun ortadan kaybolmasıyla bir bağlantısı olduğunu düşünüyorum. Anımsadığı tek kişinin o olmasının bir nedeni olmalı!
David Jones: Yeşilköy'de gizemli bir işi olduğunu biliyorduk. Bir de bunun bir güvenlik şirketi olduğunu öğrenmemiz onu daha da şüpheli hâle getiriyor, bana kalırsa!
Gabriel Herrera: Yapma Jones. Bir süredir çok fazla stres altındasın. Tüm bunları Marconi'ye yönelik takıntılı bir şüphe olarak dışa vurmadığına emin misin?
David Jones: Fazlasıyla eminim! Onunla ilgili hiçbir şey bulamadık, hatta tertemiz görünüyor, kabul. Ama ben Marconi'yi tanırım... Burnuma kesinlikle kötü kokular geliyor!
Gloria Hayes: <İsim>! Az önce Yeşilköy Polis Merkezi aradı... Bronson Lane'de biri öldürülmüş!
David Jones: Cinayet mi? Pekala, şu an tek ihtiyacım olan birini parmaklıklar ardına göndermekti zaten!
David Jones: <İsim>, Bronson Lane'e gidelim. Arabayı ben kullanırım!

1. Bölüm

Soruştur: Havalı Sokak.
David Jones: Ah, korkunç bir cinayet bu, <İsim>! Herkesin suç mahallinden kaçmasına şaşmamalı... Neyse, en azından rahat çalışırız.
David Jones: Bir dakika, bu Ash Bison, Engerekler sokak çetesinin eski elebaşı! Neredeyse tanımayacaktım!
David Jones: Ne günlerdi ama, <İsim>, değil mi? Endüstri Merkezini çeteler yönetirdi. Ama aradan seneler geçti. O zamandan beri Ash'in sesi soluğu çıkmıyordu.
Tim Cooper: A, dedektifler! Ben Yeşilköy Polis Merkezinden Memur Cooper.
David Jones: Memur Cooper, ben Dedektif Jones, bu da <Rütbe> <İsim>. Cinayeti bildiren siz miydiniz?
Tim Cooper: Olumlu. Suç mahalline gidip hemen güvenlik şeridiyle çevirdim.
David Jones: İyi iş çıkarmışsınız, Memur Cooper. Sizinle birazdan konuşacağız. Bu arada, sen ne buldun, <İsim>? Ash bir şey düşürmüş galiba. Kırık camı birleştirelim, bakalım neymiş.
David Jones: Reklam malzemelerini de mi aramak istiyorsun? İyi fikir, alanı daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.
David Jones: İşimiz zor, <İsim>! Ash Bison geri dönmüş, ama bu sefer bir cinayet kurbanı olarak. Umarım bu, yeni bir çete savaşının habercisi değildir!

İncele: Kırık Cam.
David Jones: Ash'in düşürdüğü bira şişesi bir yerden tanıdık geliyor, <İsim>: Kuru Kafa Butik Bira.
David Jones: A, haklısın, önünde durduğumuz yer burası! Düz yolda bile kaybolurum ben, <İsim>!
David Jones: Kurban butik bira fabrikasından içecek aldığına göre, içeriye bir göz atmamız şart oldu!

Soruştur: Butik Bira Fabrikası.
David Jones: Ne güzel yermiş burası, <İsim>, soğuk bir şeyler içmek isterdim. Ama buradaki biralar biraz... Tuhaf. Mango ve ebegümeçli lager mi yazıyor, bunda?
David Jones: Haklısın, halletmemiz gereken işler var. Örneğin kurbanın bu çerçevelenmiş fotoğrafı gibi. Buranın müdavimi olduğu belli!
David Jones: Fotoğraftaki arkadaşını bulalım. Belki bize kurban hakkında bir şey söyleyebilir.
David Jones: Üzerinde yılanlar olan madalyonun kurbana ait oluğunu mu düşünüyorsun? Ash ne de olsa Engereklerin elebaşıydı. Bunu öğrenmek için üzerindeki oymayı pudralayalım!

İncele: Madalyon Oyması.
David Jones: Madalyonun arkasındaki oymada "Ash ve Joy, Sonsuza Dek" yazıyor. Gerçekten de kurbanınmış! Joy da kim acaba?
David Jones: Buldum, <İsim>. Ash'in FriendNet profilinde Joy Schneider diye biriyle ilişkisi olduğu yazıyor.
David Jones: Ash'i hiç "ilişkisi" olabilecek biri gibi düşünmemiştim. Her neyse, en iyisi gidip Joy Schneider'la konuşalım.

İncele: Bilinmeyen Adam.
David Jones: Gözlerime inanamıyorum, <İsim>! Fotoğraftaki adam Troy Cassidy!
David Jones: Troy'u hatırlıyorsun, değil mi? Kuru Kafalar çetesinin elebaşıydı! Bira logosu bu yüzden tanıdık geldi demek!
David Jones: Engerekler ve Kuru Kafalar tam bir baş belasıydı, Ash Bison ile Troy Cassidy de ezeli düşmanlardı.
David Jones: Ama veri tabanına göre, Troy artık bir butik bira fabrikası işletiyor. Ash'le arkadaş mı olmuşlar bir de? Neler oluyor, <İsim>?
David Jones: Bu sorulara yanıt verebilecek tek bir kişi var: Troy Cassidy! Butik bira fabrikasına geri dönelim!

İncele: İlan Standı.
David Jones: İlan standında bulmayı beklediğim en son şey kanlı bir ustura olurdu, <İsim>! Bütün maaşıma bahse girerim ki cinayet silahı bu!
David Jones: Usturayı bir an önce Rupert'a gönderelim!

Memur Cooper'dan rapor al.
Tim Cooper: Pekala, <Rütbe> <İsim>, raporum şöyle: Kurbanın adı Ash Bison. Engerek çetesini yönetirken epey dert çıkaran, sorunlu bir tip.
David Jones: Bay Bison'ın sabıkasını biliyoruz, Memur Cooper. Bize cinayet hakkında söyleyebileceğiniz bir şey var mı?
Tim Cooper: Pek yok. Çığlıkları duyar duymaz olay mahalline koştum. Amqa geldiğimde herkes dağılmıştı.
Tim Cooper: Katil kurbanı parçalayıp hiçbir iz bırakmadan kaçmış olmalı.
Tim Cooper: Ah, bu semt eskiden hiç böyle değildi, <Rütbe> <İsim>. Endüstri Merkezi olduğu zamanlarda hayat zordu, ama en azından neler olduğunu anlayabiliyordum.
Tim Cooper: Ama sonra "hipster" tayfası taşındı ve dünya tepetaklak oldu sanki!
Tim Cooper: Sokakları kabadayılardan temizlemeyi anlarım! Çiftçi pazarları, kinoa ve berber dükkanlarıysa benim için büyük bir gizem!
David Jones: Gözünüzü dört açıp etrafı kolaçan ettiğiniz için teşekkür ederiz, Memur Cooper. Aklınıza gelen başka bir şey olursa, irtibatta kalalım.

Joy Schneider'a Ash'in öldürüldüğünü haber ver.
David Jones: Affedersiniz, Bayan Schneider. <Rütbe> <İsim> ile ben Grimsborough polisindeniz. Sevgiliniz Ash hakkında konuşmak istiyoruz.
Joy Schneider: Tanrım! Yoksa başı dertte mi, dedektifler?
David Jones: Ne yazık ki kötü bir haberimiz var. Ash öldürüldü.
Joy Schneider: Öldürüldü mü? Ash öldü mü? Aman Tanrım, bu nasıl olur?
David Jones: Bize bu konuda yardım edebileceğinizi umuyorduk. Öldürüldüğü yerin yakınlarındaki Kuru Kafa Butik Bira'da madalyonunuzu bulduk. Bugün beraber miydiniz acaba?
Joy Schneider: Hayır. Bu sabah kahvaltıdan sonra Ash'i öperek uğurladım. Bunun onu son görüşüm olduğuna inanamıyorum!
David Jones: Başınız sağ olsun, Bayan Schneider. Sizin adınıza çok üzüldük.
Joy Schneider: Sevgilim Ash olmadan ben nasıl yaşayacağım?

Troy Cassidy'ye kurban hakkında ne bildiğini sor.
Troy Cassidy: Vay, vay, vay, <Rütbe> <İsim>! Ne uzun zaman oldu! Size narlı ale bira dolduruyorum, müesseseden!
David Jones: Görev başındayız, Cassidy. Dışarıda işlenen cinayet hakkında soru sormak için geldik. Biz...
Troy Cassidy: Ne? Cinayet mi? O gürültü patırtı o yüzden mi çıkmış?
David Jones: Yeni mi haberiniz oluyor? Ash Bison, en büyük rakibiniz kapınızın önünde öldürülüyor ve sizin haberiniz yok, öyle mi?
Troy Cassidy: Öldürülen Ash miydi? Tanrım! Daha yarım saat önce içki sipariş etmişti!
Troy Cassidy: Muhtemelen inanması zor gelecek, <Rütbe> <İsim>. Ama Ash ile ben suçlu geçmişimizi geride bırakmıştık. Tuhaf ama, iyi arkadaş olduk!
David Jones: Yeni bir sayfa açtığınıza inanmamızı mı bekliyorsunuz yani?
Troy Cassidy: Evet, aynen öyle! Ben düzenimi kurbum, bira yapmayı öğrendim... Yeşil çay mayalı yeni bir çeşit geliştirdim! İçmek istemediğinizden emin misiniz?
David Jones: Başka zaman, Cassidy. Buralardan ayrılmayın yeter, gözümüz üzerinizde olacak!

Analiz et: Kanlı Ustura.
Rupert Winchester: <İsim>, böyle muhteşem bir aletin bir insanın canını almak için kullanılması çok absürt!
David Jones: Yani, ustura cinayet silahı mıymış, Rupert?
Rupert Winchester: Öyle. Kan izleri kurbanınkiyle eşleşiyor.
Rupert Winchester: Ama aletin kendisi müthiş, orijinal bir Ginette! Gençken bende de bunlardan bir tane vardı!
David Jones: Harika, ama bunun soruşturmayla ne bağlantısı var?
Amir Devani: Oraya geliyoruz. Usturanın işçiliğine hayranlıkla bakarken, Rupert sapında bir leke fark etti. Daha yakından analiz edince, bunun difenhidramin ve melatonin karışımı olduğunu belirledik.
Rupert Winchester: Bunlar, uyku ilacının yaygın bileşenleri; uykusuzluk için reçete edilen türden. Ustura katile ait olduğuna göre...
David Jones: Katil uykusuzluk hastası! Boşuna dememişler, <İsim>... Kötünün gözüne uyku girmez!

Otopsi: Kurbanın Cesedi.
Martine Meunier: <İsim>, "içini dökmek" diye bir deyim var, biliyor musun? Kurban bunu gerçek anlamıyla anlamış olmalı!
David Jones: Lütfen, Martine... Daha az önce yemek yedim!
Martine Meunier: Affedersin, Jones. Böyle şeyleri midenin kaldırmadığını unutmuşum!
Martine Meunier: Her neyse, katil hiç zaman kaybetmeden işini halletmiş. Ölümcül kesik çok temiz ve derin, çok sayıda hayati damar hasar görmüş. Kurban dakikalar içinde ölmüş olmalı.
David Jones: Harika doğrusu, <İsim>. Ash'in katili göz açıp kapayıncaya kadar yok olduysa, nasıl bulacağız onu?
Martine Meunier: Katil, hızlı olmasına hızlıymış, ama dikkatsizmiş de. Kurbanın gömleğinde, yaranın yakınında kahverengi bir sıvı buldum; kafein ve zerdeçal karışımı.
Martine Meunier: Kulağa tuhaf gelebilir, ama bunlar, The Greens'te popüler olan bir içeceğin temel bileşenleri... Zerdeçallı latte!
Martine Meunier: Kurban ölmeden önce sadece alkol tüketmiş, bu durumda zerdeçallı latteyi döken, katilin kendisi olmalı!
David Jones: Bu ipucu bir kutlamayı hak ediyor, <İsim>! Zerdeçallı latte içen bir katil arıyoruz!

Daha sonra, polis merkezinde...
David Jones: Ash Bison cinayetiyle ilgili ne düşüneceğimi bilemiyorum, <İsim>.
David Jones: Bir taraftan, Memur Cooper Endüstri Merkezinin gelişip The Greens'e dönüştükten sonra sakin bir semte dönüştüğünü söylüyor.
David Jones: Kuru Kafalar'ın eski bir elebaşı Troy Cassidy ise Ash'le yeni bir sayfa açtıklarını ve artık yakın arkadaş olduklarını iddia ediyor!
David Jones: Ama Ash, eski rakibinin kapısının önünde öldürülmüş. Biraz fazla büyük bir rastlantı gibi geliyor bu bana, <İsim>!
Gloria Hayes: Affedersin, bölüyorum Jones, ama bunu duymak isteyeceksiniz.
Gloria Hayes: Carter'ın size söylemek istediği bir şey var... Ash Bison hakkında!

2. Bölüm

David Jones: Ash Bison cinayetiyle ilgili ne düşüneceğimi bilemiyorum, <İsim>.
David Jones: Engereklerin elebaşı ipe sapa gelmez biriydi. Ash'in suç hayatını geride bıraktığını kabullenmekte zorlanıyorum.
Gloria Hayes: Böldüğüm için özür dilerim, <İsim>, ama Carter'ın size söylemek istediği önemli bir şey var!
Carter Hayes: <Rütbe> <İsim>, annemin Ash Bison ve nasıl öldüğü hakkında konuştuğunu duyunca moralim bozuldu.
David Jones: Moralin mi bozuldu? Neden? Ash'i tanıyor olamazsın herhalde!
Carter Hayes: Tanıyordum tabii! Ash oyun salonundaki Çifte Engerek oyununun baş karakteri!
David Jones: Ne? Ash'in kendi video oyunu mu var?
Carter Hayes: Ya! Ash ve çete üyeleri olarak oynayarak dövüşe dövüşe ilerliyorsun! Oyun salonunda hep bu oyunu oynuyorum!
Gloria Hayes: Hımm, peki. Yeri gelmişken, ne tür oyunlar oynadığın hakkında konuşmamız gerek, Carter.
David Jones: Ash video oyununda demek... Her şey gerçekten de tersine dönmüş! <İsim>, oyun salonuna gidip bakalım şuna!

Soruştur: Oyun Salonu.
David Jones: Carter doğru söylüyormuş, <İsim>... Çifte Engerek makinesi bu! Logosu Engereklerin simgesinden ve renklerinden uyarlanmış!
David Jones: Anlamıyorum. Ash'in video oyunuyla ne işi olabilir ki?
David Jones: Haklısın, bandana daha fazla bilgi edinmemizi sağlayabilir; oyunun yan ürününe benziyor. Arkasındaki etiket okunmuyor, ama.
David Jones: Oyuncak da bir sebeple kırılmış. Ne olduğunu anlamak için birleştirelim.
David Jones: <İsim>, işler giderek daha kafa karıştırıcı bir hal alıyor. Ama bir dakika, ödül kutusunda Carter için güzel bir şey buluruz belki!

İncele: Kırılmış Heykelcik.
David Jones: Bu, o son moda heykelciklerden, <İsim>; şu an çok popülerler. Üstündekine bakılırsa, bu Çifte Engerek oyunundan bir karaktere benziyor.
David Jones: Bu büyük, tombul yüz bir yerden tanıdık geliyor... Daha önce nerede gördüm ben bunu?
David Jones: Bir dakika! Karakter falan değil bu... Koca Bebek'in heykelciği! Onu hatırlıyorsun, değil mi <İsim>? Kurbanla birlikte Engerekler çetesindeydi!
David Jones: Ash bize oyun hakkında bilgi veremez, ama Koca Bebek verebilir belki. Gidip kendisiyle tekrar tanışalım, <İsim>!

İncele: Ödül Kutusu.
David Jones: Ödüllerin arasında bulduğun bilet şeridindeki kan mı, <İsim>? İşi şansa bırakamayız, bunları laboratuvara gönderelim!

İncele: Bandana Etiketi.
David Jones: Bandana Kaitlyn F. diye birine aitmiş, <İsim>.
David Jones: Kaitlyn'le konuşsak iyi olur bence. Buralarda bir yerlerdedir!

Koca Bebek'e Çifte Engerek oyununu sor.
Koca Bebek: Vay, vay, vay. <Rütbe> <İsim>! Burnuma kötü kokular geliyor diyordum ben de, polisleri hiç sevmem, bilirsiniz.
David Jones: Biz de sokak çetesi kabadayılarına bayılmıyoruz, Koca Bebek!
Koca Bebek: Sokak çetesi mi? O eskide kaldı, dostum! Ash ile ben yıllar önce bandanalarımızı çıkardık. Artık video oyunu yıldızlarıyız!
Koca Bebek: Benim bilgisayarla aram iyidir, bu yüzden çetelerle ilgili bir oyun programladım. Ve süper başarılı oldu! Kârı da Ash'le paylaşıyoruz!
David Jones: Bu, video oyununu açıklıyor. Ama Ash'in öldürülmesini değil.
Koca Bebek: Ne? Ash öldü mü? Bir yanlışlık olmalı. Ash'e kafa tutmaya kimse cesaret edemez!
David Jones: Hayır, öldü. Ve siz, bununla bir ilginiz olmadığını mı söylüyorsunuz? Ash devreden çıkınca Engereklerin lideri siz olacaktınız değil mi?
Koca Bebek: Size söyledim, dostum, o günler geride kaldı. Ben artık Ash'in patronuydum!
David Jones: Pekala, paçayı kurtardığınızı sanmayın, Koca Bebek. Sizinle tekrar konuşmamız gerekebilir!

Kaitlyn Flynn'i sorgula.
David Jones: Affedersiniz, Bayan Flynn. Bandananızı bulduk ve size...
Kaitlyn Flynn: Ay, şu bandanalar. Çifte Engerek'i tanıtmak için o aptal şeyleri takmamız gerekiyor, ama kafamda bununla görülmektense ölürüm daha iyi.
David Jones: Aslında biz de o oyunu merak ediyorduk. Oyunun karakterlerinden biri, Ash Bison öldürüldü.
Kaitlyn Flynn: Bir video oyunu karakteri mi öldürüldü? Şaka polisi falan mısınız siz?
David Jones: Hayır, Ash Bison eski bir kabadayı ve görünüşe göre, şimdi de Çifte Engerek oyunundaki karakterlerden biri.
Kaitlyn Flynn: Bakın, ben Çifte Engerek hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Tek bildiğim, buradaki en popüler makine olduğu. Bu da patronu mutlu ediyor.
Kaitlyn Flynn: Bunun haricinde, ben sadece burada çalışan biriyim. Oyun salonunda çocuklara bakıcılık yapmak kariyer planım değil, üniversite için para biriktiriyorum.
Kaitlyn Flynn: Bittiyse, artık işe geri dönmem gerek. Birisi Magical Ride makinesine sakız sıkıştırmış!

Analiz et: Bilet Şeridi.
Rupert Winchester: Hemen konuya gireceğim, <İsim>. Biletlerdeki kan kurbanla eşleşiyor.
Rupert Winchester: Yani, katil eğlence salonuna gitmiş olmalı!
David Jones: Öyleyse bir suç mahalli daha var! Ama katil neden oyun salonuna gitmiş? Çifte Engerek oyunuyla bir bağlantısı olabilir mi?
Amir Devani: Bu soruyu ben yanıtlayabilirim, <İsim>!
Rupert Winchester: Muhtemelen sen de tahmin etmişsindir, biletler ödüllerle değiştirilebiliyor. Oyuncu bir oyunda ne kadar çok puan kazanırsa o kadar çok bilet alıyor.
Rupert Winchester: Amir şeridin Weirder Stuff makinesinden basıldığını söyledi. Rakamlar da oyunda alınan en yüksek puanı gösteriyormuş.
David Jones: Yani katil kurbanı doğrayıp sonra da hiçbir şey olmamış gibi video oyunu oynamaya mı gitmiş? Ne acımasızlık!
Amir Devani: Her halükarda, biletler katilin iyi bir Weirder Stuff oyuncusu olduğunu kanıtlıyor!
David Jones: Pekala, katil için oyun bitti, <İsim>. Weirder Stuff'taki yüksek puanı onu ele verdi!
David Jones: İyi fikir. Katil Bronson Lane'den oyun salonuna gittiğine göre, biz de onun adımlarını tersten takip edebiliriz. Cinayet mahalline geri dönelim!

Soruştur: Kafe Masası.
David Jones: Gözünden bir şey kaçmıyor, <İsim>. Birisi gazeteye Ash'in adını yazmış. Yeşil tozun altında daha fazla yazı var galiba. Toplayalım şunu!
David Jones: Ama neden bu mopedin kurbana ait olduğunu düşündün, <İsim>?
David Jones: A, doğru. Rakamların harf yerine kullanıldığı özel plakalardan bu. Bir bakalım... "5", "S" olmalı; "3" de "E"... Yani: "ASH RULEZ" yazıyor!
David Jones: Ash motosiklet kullanan bir tip gibi geliyordu bana. Her neyse, mopedin bagaj bölmesinin kilidini açıp eşyalarını arayalım!

İncele: Gazete.
David Jones: Gazetedeki mesajda "Ash, sen yaptıysan, yemin ederim, diri diri derini yüzerim!" yazıyor.
David Jones: Makale neyle ilgili? A, birinin zırhlı bir aracı kaçırdığı yazıyor!
David Jones: Ash'in değiştiğine şüpheyle yaklaşan bir tek ben değilmişim, birisi onun sorumlu olabileceğini düşünmüş!
David Jones: İyi fikir, <İsim>. Gazeteden aldığın yeşil toz bize aradığımız yanıtı verebilir! Mikroskopla inceleyelim!

İncele: Yeşil Toz.
David Jones: Gazeteden aldığın yeşil toz, tabanca cilası kalıntısıymış, <İsim>. Anlamalıydım, Grimsborough polisinin standart ürünü bu.
David Jones: Demek ki Ash'e yönelik tehdidi, tabanca cilasıyla birlikte gazeteye bırakan bir polismiş.
David Jones: Bir dakika! Mesajı Memur Cooper'ın yazdığını düşünmüyorsun, değil mi?
David Jones: Tahmin yürütmeye çalışmanın anlamı yok, Memur Cooper'a soralım.

İncele: Bagaj Çantası.
David Jones: Ash'in mopedinde kül kabının ne işi var? Sence içinde... Gerçek insan külü mü var, <İsim>?
David Jones: A, üzerindeki yazıyı görmemiştim: "Ash, küller küllere, sen toprağa"! Bu, kesinlikle kurbana yazılmış bir tehdit!
David Jones: Kül kabını açmamız gerekiyor sanırım, ama bunu bizim yerimize Rupert halletse olur mu, <İsim>?

Memur Cooper'a gazete makalesini sor.
Tim Cooper: Tam zamanında geldiniz, <Rütbe> <İsim>, vardiyam dolmak üzere, oyun salonuna gidip Weirder Stuff puanımı yükseltmeye çalışacaktım. Bir tür gizli kaçamak bu benim için!
David Jones: Gitmeden önce, size bu gazete makalesini sormak istiyoruz. Kamyonu Ash Bison'ın kaçırdığından mı şüphelendiniz?
Tim Cooper: Evet, yazıyı ben yazdım! Soygunu Ash Bison'ın yaptığı o kadar barizdi ki!
Tim Cooper: Haberi okuyunca zerdeçallı lattemi ağzımdan püskürtüyordum neredeyse!
Tim Cooper: Tam da Ash'in yapacağı türden bir hırsızlık, sürekli bir şeyler karıştırıyordu, ama hiçbir şey kanıtlayamıyorum. Geceleri uyuyamamam da bu yüzden!
Tim Cooper: Butik bira fabrikalarıyla veya video oyunlarıyla kılık değiştirse de, huylu huyundan vazgeçmez, <Rütbe> <İsim>. Bir kere çeteye giren bir daha asla çeteden çıkmaz! Yıllardır kurtulamadım o adamdan!
David Jones: Ash sizi epey bezdirmiş anlaşılan, Memur Cooper.
Tim Cooper: Profesyonelliğimi mi sorguluyorsunuz yoksa? Burada suçlu olan ben değilim! Ash'in suçlarının kanıtlarını bulacağım, demedi demeyin!

Analiz et: Kül Kabı.
Rupert Winchester: Sakin olabilirsin, <İsim>. Kül kabında insan külü yoktu. Biraz hayal kırıklığına uğradım. Ölümden çok sonra yapılacak bir analizin zorluğuyla uğraşmak hoşuma gidecekti.
David Jones: Beklentini karşılayamadığımız için kusura bakma Rupert. Kül kabı boş muymuş?
Rupert Winchester: Hayır, içinde kahverengi, tahıl benzeri bir madde vardı. Bir tür mayaymış... Yeşil çay kalıntıları da içeriyordu. Bunun için ise hiçbir açıklamam yok.
David Jones: Yeşil çay kalıntılı maya mı? Bunu daha önce nerede duydum ben?
David Jones: Tabii ya, <İsim>! Bu, Troy Cassidy'nin butik bira fabrikasında kullandığı özel maya karışımı!
David Jones: Troy, Ash'le aralarındaki anlaşmazlığı maziye gömdüklerini söylemişti, ama bu tehdit aksini söylüyor. Eski elebaşıyla yeniden konuşma zamanı geldi!

Troy Cassidy'yi kurbanı tehdit etmesi hakkında sıkıştır.
Troy Cassidy: <Rütbe> <İsim>, biraz çabuk olabilir miyiz? Olan bitenden sonra erken kapatacağım. Weirder Stuff oynayarak kafamı dağıtmayı planlıyorum.
David Jones: Ash'e verdiğiniz kül kabını açıklayana kadar hiçbir yere gitmiyorsunuz. Arkadaş olduğunuzu söylemiştiniz!
Troy Cassidy: Arkadaştık! Ama Ash güvenime ihanet etti!
Troy Cassidy: Mattan lattem için zerdeçala kadar her şeyi satan yeni bir tedarikçi ayarladı bana. Fiyatları çok makuldü.
Troy Cassidy: Malların çalıntı olduğunu fark etmem uzun sürmedi tabii!
David Jones: Demek Ash hâlâ kirli işler çeviriyordu... Ve siz de buna karşılık onu öldürmekle tehdit ettiniz, öyle mi?
Troy Cassidy: Dostum, çalıntı malların izini sürüp bana kadar ulaşacak endişesiyle kaç geceyi uykusuz geçirdim, haberiniz var mı? Bir uyarıyı hak ediyordu!
David Jones: Uyarı, haydi neyse. Ama tehdidinizi yerine getirip eski rakibinizi tamamen ortadan kaldırdığınız anlaşılırsa, yasalara uygun günleriniz bitti demektir!

Daha sonra, polis merkezinde...
David Jones: Grimsborough'nun çete savaşları yıllar önce sona ermiş olabilir <İsim>, ama Ash geçmişi geride bırakmışa benzemiyor.
David Jones: Eski suç ortağı Koca Bebek'le birlikte video oyunu sayesinde doğru yolu bulmuşa benzedikleri kesin.
David Jones: Ama Ash'in eski rakibi Troy, kendisine çalıntı mallar satarak işini riske attığı için sözüm ona arkadaşına kızgınmış.
David Jones: Memur Cooper haklı sanırım, huylu huyundan vazgeçmiyor.
Gloria Hayes: <İsim>, hemen butik bira fabrikasına gelmen lazım!
David Jones: Neden Gloria? Ne oldu?
Gloria Hayes: Ash'in kız arkadaşı... Troy'la yumruk yumruğa kavgaya girişmek üzere!

3. Bölüm


David Jones: Grimsborough'nun çete savaşları yıllar önce sona ermiş olabilir <İsim>, ama Ash geçmişi geride bırakmışa benzemiyor.
David Jones: Huylu huyundan vazgeçmiyor sanırım. Ben...
Gloria Hayes: <İsim>, butik bira fabrikasına gelmen lazım! Kurbanın kız arkadaşıyla Troy Cassidy kavga etmek üzereler!
David Jones: Hah, bir bu eksikti.
David Jones: Gidip ayıralım şunları, <İsim>!

Kuru Kafa Butik Bira'nın önünde...
Joy Schneider: İtiraf et, Cassidy! Ash'i sen öldürdün! Ona hep garezin vardı, senin ve bütün Kuru Kafalar tayfasının!
Troy Cassidy: Sen delirmişsin, Joy! Ash benim arkadaşımdı!
Joy Schneider: Hiçbir zaman arkadaşı olmadın! Ash'i hiç kimse benim kadar iyi tanımıyordu!
David Jones: Pekala, herkes sakin olsun! Birinizden tek kelime duyarsam, ikiniz de kendinizi hücrede bulursunuz!
Joy Schneider: Bu herifi hemen içeri atın, <İsim>. Suçlu olduğunu biliyorum!
David Jones: Bu kadar yeter! Herkes işine dönsün, biz de soruşturmamıza devam edelim!
David Jones: Ah, ihtiyaç duyduğumuz en son şey kamusal kargaşa, <İsim>. Etrafta serbest dolaşan bir katil var ve onu yakalamamız gerek!
David Jones: Bunu aklımızda tutalım ve işimize dönelim. İçeriye girip butik bira fabrikasına tekrar göz atalım!

Soruştur: Bira Tankları.
David Jones: Aldığın açık zarfın içinde Ash'in anahtarları var, <İsim>. Zarfta bir şey yazıyor galiba, pudra takımını getireyim.
David Jones: Güvenlik kamerası tam da aradığımız ipucu olabilir.
David Jones: Güvenlik kamerası tam da aradığımız ipucu olabilir. Şifresini çözebilirsen işe yarar bir kayda ulaşabiliriz.
David Jones: Paramparça kağıt sadece çöp de olabilir, ama kontrol etmekten zarar gelmez. Katili yakalamak istiyorsak, her ipucunun peşine düşmeliyiz!

İncele: Güvenlik Kamerası.
David Jones: Pekala, <İsim>. Cathy'den kayda göz atmasını isteyelim, bakalım önemli bir şey var mı!

İncele: Paramparça Belge.
David Jones: Bir yaşıma daha girdim, <İsim>. Bu bir doğum sertifikası ve baba olarak Ash'in adı yazılmış!
David Jones: Çocuğun adının da Kaitlyn Flynn olduğu yazıyor. Bu, oyun salonunda çalışan kız! Kurbanın kızı mıymış?
David Jones: Kurbanı daha önce hiç duymadığını söylemişti. Bu konuda neden yalan söylesin ki?
David Jones: Bayan Flynn'le tekrar konuşmalıyız, <İsim> ve neler olduğunu öğrenmeliyiz.

İncele: Zarf.
David Jones: Oldukça sert bir mesaj bu, <İsim>: "Yedek anahtarını al, Ash! Her şey bitti!"
David Jones: Bunu, Ash'in kız arkadaşı Joy Schneider'ın verdiğine şüphe yok. Kurbanı terk ediyormuş anlaşılan!
David Jones: Sonsuza dek Ash ve Joy'du hani, <İsim>? Bayan Schneider'ın neden ayrılmak istediğini öğrenelim!

Joy Schneider'ın kurbandan neden ayrılmak istediğini öğren.
Joy Schneider: Az önce olay çıkardığım için özür dilerim, <Rütbe> <İsim>. Ama Cassidy ve Ash yıllardır düşmandı, onun suçlu olduğunu biliyorum!
David Jones: Kızdığınız tek kişi Troy değilmiş anlaşılan. Ash'ten ayrılıyor muydunuz?
Joy Schneider: Şey... Ben...
Joy Schneider: Aslında onu terk etmeyecektim. Sadece Ash'in artık büyümesini istedim!
Joy Schneider: Bir çete üyesine âşık olacağım hiç aklıma gelmemişti, bu yüzden Koca Bebek Çifte Engerek fikrini ortaya atınca çok rahatladım.
Joy Schneider: Video oyunlarında ben de çok iyiyimdir, hatta Weirder Stuff uzmanıyım. İyi bir sonuç elde edeceklerinden emindim bu yüzden!
Joy Schneider: Tabii, çok geçmeden zengin olduk! Güzel kıyafetler alabiliyor, güzel arabalara binebiliyorduk! Pahalı zerdeçallı latte bile içebiliyordum!
Joy Schneider: Ama Ash sorun çıkarmaya devam etti, kendisine ait olmayan şeyleri alıyor, insanları hırpalıyordu.
Joy Schneider: Aptalca bir şey yapacak diye öyle endişeleniyordum ki geceleri uyuyamıyordum!
Joy Schneider: Sonra, buna neden katlanıyorum ki dedim kendi kendime! Değişmesi gereken oydu! Bu yüzden ona bir seçim sundum: Ya suçla dolu bir yaşam ya da benimle bir ömür!

Kaitlyn Flynn'i babası Ash hakkında sorgula.
Kaitlyn Flynn: Bir saniye, <Rütbe> <İsim>, Weirder Stuff makinesinin ayarını yapıyorum. Bu oyun için o kadar zaman harcıyorum ki epey ustalaşmaya başladım!
David Jones: Maalesef, konu önemli, Bayan Flynn. Ash Bison'ın babanız olduğunu neden söylemediniz?
Kaitlyn Flynn: Demek öğrendiniz, öyle mi? Harika.
Kaitlyn Flynn: Evet, Ash Bison babamdı. Ama beni hiç istemedi, ben de her şeyi açıklamanın anlamı olmayacağını düşündüm.
Kaitlyn Flynn: Ash ben daha bebekken annemi terk etmiş, onu hiç tanımadım. Ama geçen sene annem ölünce, babamı bulmaya karar verdim.
Kaitlyn Flynn: Ama Ash'e söylediğimde yeni yaşamımın bir parçası olmamı istemedi. Artık zengin olduğu için sadece parasının peşinde olduğumu söyledi!
Kaitlyn Flynn: Benim tek istediğim babamı tanımaktı. Ama artık o da gitti, bu dünyada yapayalnızım!

Analiz et: Güvenlik Kamerası.
Cathy Turner: Ash Bison'la hiç tanışmamıştım, <İsim>... Ve güvenlik kamerası kaydına bakınca bunun muhtemelen iyi bir şey olduğunu anladım!
David Jones: Kamerada kurbanın kaydı mı var?
Cathy Turner: Öyle. En iyisi kendiniz bakın!

Kaydın başlangıcı...
Ash Bison: Dinle, KB! Çifte Engerek'ten dünyanın parasını kazanıyoruz, ama daha fazlasını kazanmalıyız. Oyun başına fiyatı 2 $ yapalım!
Koca Bebek: Hayır, dostum, bu çok fazla. Çocuklar oyunu bırakır!
Ash Bison: Bu bir öneri değildi. Fiyatı değiştir dedim!
Koca Bebek: Sen ciddi misin? Artık senden emir almıyorum, Ash! Unutma, oyunu ben geliştirdim, öyle bana ait!
Ash Bison: Sen de kiminle konuştuğuna dikkat et, Koca Bebek! Sen de bana aitsin! Engereklere bağlılık yemini ettin!
Koca Bebek: Hâla Engerekleri mi sayıklıyorsun? Fi tarihinde kaldı o. Sana hiçbir şey borçlu değilim!
Ash Bison: Bu iş burada bitmedi, KB! Duydun mu beni? Bitmedi!

Kaydın sonu...
David Jones: Kuru Kafalar'la çete savaşına gerek yokmuş, <İsim>. "Çifte Engerekler" zaten kendi içlerinde savaş hâlindelermiş!
David Jones: Koca Bebek kurbanla anlaşmazlık yaşadıklarını söylememişti. Gidip hafızasını tazeleyelim!

Koca Bebek'e kurbanla tartışmasını sor.
Koca Bebek: Yine mi siz, <Rütbe> <İsim>? Koca Bebek'e kimse doyamıyor!
David Jones: Neden burada olduğumuzu öğrenince bu kadar sevinemeyeceksiniz. İş ortağınızla oyun konusunda tartıştığını söylememiştiniz!
Koca Bebek: Siz... Bunu nereden öğrendiniz?
Koca Bebek: Her neyse, orası önemli değil. Oyunla ilgili kavga ettik, ne olmuş? İnsanlar iş konusunda tartışır hep!
David Jones: Ama hepsi cinayetle sonuçlanmaz! Ash'ten emir almayı reddederken ne kadar öfkeli olduğunuzu gördük!
Koca Bebek: Öyleyse Ash'in her şeyi yüzüme vurduğunu, "çete lideri" kozunu kullandığını da görmüşsünüzdür! Çifte Engerek piyasaya çıktığından bu yana her şeyi kendi kontrol etmek istiyordu!
Koca Bebek: Ama oyun benim icadımdı! Her gece Çifte Engerek'in kodunu yazmakla uğraşan bendim. Uykusuzluğun da en azından bir olumlu tarafı var.
Koca Bebek: Ash, Engereklerin bittiğini asla kabullenemedi! Ona hiçbir şey borçlu değildim!
David Jones: Pekala, Koca Bebek. Umarım işleri halledeyim derken Ash'i halletmemişsinizdir!

Daha sonra, polis merkezinde...
David Jones: Cinayet vakaları çok kaypak oluyor, <İsim>. Bazen gerekçesi olan birini bulmak için çabalıyoruz...
David Jones: ...Bazense, bugünkü gibi oluyor: Bütün şüphelilerin Ash Bison'ın ölmesini istemek için nedeni var!
David Jones: Ash'in kız arkadaşı adamın suç içeren davranışlarından bıkmış ve onu terk etmekle tehdit etmiş.
David Jones: Ash ve iş ortağı arasındaki gerilim de doruk noktasına ulaşmış!
David Jones: Bir de Kaitlyn Flynn var, kurbanın uzun süredir ortalıkta olmayan kızı. Ash, onun sadece parasıyla ilgilendiğini iddia etmiş.
David Jones: Soru şu: Hangisi cinayet noktasına dek sürüklendi?
David Jones: Oyun salonunu bir kez daha arayalım, <İsim>. Yapbozun son parçası orada olabilir!

Soruştur: Oyun İstasyonu.
David Jones: <İsim>, bu antika bir Ginette ustura kutusu! Cinayet silahının kutusu bu olmalı!
David Jones: Kutuyu katilin attığına şüphe yok. Üzerindeki şeffaf sıvıdan örnek alınca doğruca ona ulaşırız umarım!
David Jones: A! Bu, içinde kaç tane şeker olduğunu tahmin etmeye çalıştığın şeker kavanozlarından! Ben... 811 diyorum!
David Jones: Kavanozu bunun için almadın tabii, <İsim>. Soruşturmamızın bir parçası. İçini arayalım!

İncele: Ustura Kutusu.
David Jones: Ustura kutusundan aldığın şeffaf sıvı örneğini laboratuvara gönderelim, <İsim>. Umarım bize katil hakkında bilgi verir!

İncele: Şeker Kavanozu.
David Jones: Doğru tahmin etmiş miyim, <İsim>? Kavanozda 811 şeker mi vardı?
David Jones: Hayır, saymadın tabii ki. Ama şekerlerin altında tuhaf bir altın renginde nesne mi buldun?
David Jones: Rupert'tan üzerindeki kanı analiz etmesini isteyelim. Metal şeyin ne olduğunu söyleyebilir belki bize!

Analiz et: Şeffaf Sıvı.
Amir Devani: Örneği antika bir Ginette kutusundan almışsın, <İsim>. Jasper'a doğum günü için böyle bir şey alabilirim bence!
David Jones: Bence biz de analiz sonuçlarını alabiliriz, Amir.
Amir Devani: Haklısın, hediyeleri daha sonra düşünmeliyim. Tamam, şeffaf sıvıya dönelim.
Amir Devani: Analizim, ter olduğunu doğruluyor. Ustura kutusu katile ait olduğuna göre, kalıntıyı ancak o bırakmış olabilir!
Amir Devani: Örnekten çok sayıda genetik işaret tamamladım, ama en ilginci şu: Katil yeşil gözlü!
David Jones: İyi iş çıkardın, <İsim>! Katilin yeşil gözlerinin içine bakıp onu cinayetten tutuklaman an meselesi!

Analiz et: Altın Rengi Nesne.
Rupert Winchester: Metal nesne analizimin sonuçlarını açıklamayı geciktirmeyeceğim, <İsim>. Seni "askıda" bırakmak istemem!
David Jones: Şaka yapıyorsun galiba... Ama anlayamadım.
Rupert Winchester: Henüz sonuçları söylemedim! Metal nesne, pantolon askısının klipsi! Şimdi anladın mı? Askıda bırakmak... Pantolon askısı!
David Jones: Çok komik. Ama, biraz acelemiz var, Rupert.
Rupert Winchester: Pekala. Uzun lafın kısası, klipsteki kan kurbanla eşleşiyor. Pantolon askısı takan, katilden başkası olamaz!
David Jones: Demek Ash Bison'ın katil pantolon askısı takıyor! Onu cinayetten içeri atmanın zamanı geldi, <İsim>!

Analizden sonra...
David Jones: Pekala, <İsim>. Ash Bison'ın katili bize yeterince oyun oynadı. Kelepçeyi al, onun için oyun bitti!

Katili Tutukla.
David Jones: Joy Schneider, erkek arkadaşınızı öldürmekten tutuklusunuz!
Joy Schneider: Ne? Ash'imi niye öldüreyim ben? Ona kızmış olabilirim, ama onu asla öldürmezdim!
David Jones: Öyleyse neden zerdeçallı lattenizin kalıntılarını gömleğinde bulduk?
Joy Schneider: Ben olsam bile Ash'in üzerine herhangi bir zamanda dökmüş olabilirim. Onunla birlikte yaşadığımı unuttunuz galiba!
David Jones: Ama bu, kazandığınız biletlerin ya da oyun salonunda bulduğumuz pantolon askısı klipsinizin üzerinde neden Ash'in kanının olduğunu açıklamıyor!
Joy Schneider: Ben değildim, yemin ederim! Cassidy yapmıştır, suçlu olan o! Ya da o kabadayı, Koca Bebek!
David Jones: Oyun bitti, Bayan Schneider! Uyku ilacınız cinayet silahına ve erkek arkadaşınızı kesmek için kullandığınız usturaya bulaşmıştı!
Joy Schneider: Ben... Hayır, ben...
(Joy terler.)
Joy Schneider: Tamam, itiraf ediyorum! Ash'i ben öldürdüm! Ama bunu hak etti... O aşağılık beni aldatıyordu!
David Jones: Sizi aldatıyor muydu?
Joy Schneider: Evet! En başta sadece gizemli telefonlar geliyordu. Ama çok geçmeden, o küçük sürtükle sürekli mesajlaşmaya başladı!
Joy Schneider: Bir gün onu, oyununu "tanıtmak" için gittiği oyun salonuna kadar takip ettim. Ama aslında metresiyle buluşuyordu. Orada çalışıyor!
David Jones: Ash'in metresi oyun salonunda mı çalışıyor? Bir dakika... Ash'in Kaitlyn Flynn'le ilişkisi olduğunu mu sandınız?
Joy Schneider: Kaitlyn, evet! O sürtük!
David Jones: Ash'in Kaitlyn'le ilişkisi yoktu... Onun kızı o!
Joy Schneider: Ne? Kızı mı? Ama... Ama...
Joy Schneider: Ash bir çocuğu olduğuna dair bir şey söylememişti hiç. Bu... Bu mümkün değil!
David Jones: Ne yazık ki öyle, Bayan Schneider. Kaitlyn Flynn, Ash'in metresi değil, yıllar önce terk ettiği kızıydı!
(Joy ağlar.)
Joy Schneider: Aman Tanrım, Ash! Bana neden söylemedin? Ne yaptım ben?
David Jones: Yaptığınız şu: Başınızı bir dünya derde soktunuz, Bayan Schneider. Cinayetten tutuklusunuz!

Mahkemede...
Judith Powell: Joy Schneider, sevgiliniz Ash Bison'ı öldürmekle suçlanıyorsunuz. Savunmanız nedir?
Joy Schneider: Suçluyum, Sayın Hakim. Onu ben öldürdüm... Ama korkunç bir hata olmuş!
Joy Schneider: Erkek arkadaşımın beni aldattığını sandım! Ash bana doğruyu söylemiş olsaydı bunların hiçbiri olmazdı!
Judith Powell: Davanın koşulları çok tanıdık, Bayan Schneider. Güvensizlikten kaynaklanan eylemlerinizin hem kendinizin, hem de başkalarının üzerinde yıkıcı etkileri oldu.
Judith Powell: Suçunuzun sonuçlarını da hesaba katarak, sizi Ash Bison'ı öldürmekten 20 yıl hapse mahkum ediyorum!
Joy Schneider: Ash ile ben ruh ikiziydik, sonsuza dek beraber olmamız gerekiyordu!

Daha sonra, polis merkezinde...
David Jones: <İsim>, Joy Schneider'ın sırf Ash'in kendisini aldattığından şüphelendiği için cinayete başvurması yeterince kötü.
David Jones: Ama durumu daha da trajik kılan, metresi sandığı kişinin aslında babasıyla ilişkisini düzeltmekten başka amacı olmayan, terk ettiği kızı olması!
David Jones: Birbirlerine karşı dürüst olsalardı belki bunların hepsi önlenmiş olurdu.
David Jones: Her neyse, Ash Bison'ın öldürülmesinin çete elebaşı hayatıyla hiçbir ilgisi olmasa da bu bana biraz fazla büyük rastlantı gibi geliyor, <İsim>.
David Jones: Tony Marconi'nin hapisten çıktığını ve "yasal bir iş" yönettiğini öğreniyoruz, hemen üstüne üç eski çete üyesi bir cinayet vakasına dahil oluyor!
David Jones: Bana sorarsan, bu işin içinde bir iş var. Ve ben bunu ortaya çıkarma niyetindeyim!

Sadece Bir Hayal mi? (2/6)

David Jones: <İsim>, eski çete üyelerinin bir cinayet soruşturmasına karışmasının büyük bir rastlantı olduğunu düşünen bir tek ben miyim?
David Jones: ...Hem de Tony Marconi'nin The Greens'te tekrar ortaya çıkmasının hemen ardından!
David Jones: Bana sorarsan, her tarafı organize suç kokuyor bunun!
David Jones: Ayrıca hafızasını kaybetmesine rağmen Zoe'nin bir şekilde Marconi'yi tanıdığını unutmayalım. Ortadan kaybolmasıyla bir ilgisi olmalı!
Diane Parker: Nesnelliğini sormakla birlikte bunun soruşturulması gerektiğine katılıyorum, Jones.
Diane Parker: Memur Tim Cooper, Ash Bison'ın faaliyetlerini yakından takip etmiş. Belki bu konuyu biraz aydınlatabilir!
David Jones: Haklısınız, Şef! Memur Cooper'ın kulağı tetikte gerçekten. Şüpheli bir şeyler varsa kesin biliyordur!
Alex Turner: <İsim>! Gerçekten milyon dolarlık bir fikrim var ve sana bahsetmek istiyorum!
David Jones: Alex! Uzun zaman oldu... Bugün bebeğiniz Sammy'ye sen bakmıyor musun?
Alex Turner: Hayır, Sammy ninesi ve dedesiyle kalıyor. Bu sayede ben de Koca Bebek'in geliştirdiği Çifte Engerek video oyununu oynamak için zaman bulabildim. Resmen bağımlılık yapıyor!
Alex Turner: Her neyse, uygulama sürümü çıkarsa, oyunun çok daha başarılı olacağını düşünüyorum. Koca Bebek'i ikna edebilirsek, kod yazmasına ben yardım edebilirim!
David Jones: Bilemiyorum Alex. Önemli bir soruşturma yapmak üzereydik. <İsim> vakit bulur bulmaz Koca Bebek'le konuşabilirsiniz.
David Jones: Bu arada <İsim>, biz de Memur Cooper'ın olası çete faaliyetleriyle ilgili neler bildiğine bakalım!

Koca Bebek'i oyununun uygulama sürümünü yapmaya ikna et.
Alex Turner: Affedersiniz, Bay... Bebek. Yani, Koca... Şey.
Koca Bebek: Yapmayın, küçük dostum! Söyleyin şunu! Bana KB deyin, bütün arkadaşlarım öyle der!
Alex Turner: Pekala, K... B. Çifte Engerek oyununuzla ilgili bir fikrim var. Son zamanlarda çok oynadım, gerçekten süper bir oyun!
Alex Turner: Ama uygulama sürümü çıkarsa, dünya çapında başarılı olacağınızı düşünüyorum! Kodunu yazmanıza yardım edebilirim!
Koca Bebek: Bilmem. Oyunu oyun salonuna özel olarak hazırlamıştım. Çocukken ben de hep orada takılırdım, biliyor musunuz?
Alex Turner: Anlıyorum, makineler kalabilir. Ama kodunuzu analiz edebilirsem indirilebilir bir sürümünü geliştirebiliriz... Ve milyonlar kazanabilirsiniz!
Koca Bebek: Milyonlar mı? İşte şimdi konuşmaya başladınız... Koca olan her şey bana uyar, bebeğim!
Koca Bebek: Sanal gerçeklik olmasın yeter. Dreamlife'takilerin alayı ahmak! Benimle alay edip, kabadayı asla kod yazamaz dediler.
Alex Turner: Hayır, sanal gerçeklikle hiç ilgisi yok. Kullanıcıların telefonlarında oynayabilecekleri bir uygulama olacak.
Koca Bebek: Pekala, ne istiyorsanız yapın ve sihrinizi konuşturun, mikro dostum! Kodumu oyun salonunda kilitli tutuyorum!
Alex Turner: Pekala, <İsim>, yapalım şunu! İşe koyulalım!

Soruştur: Oyun Salonu.
Alex Turner: Oyun salonlarına sen de bayılmıyor musun, <İsim>? Neon ışıklar, bip sesleri... Yapış yapış zemin bile bu büyünün bir parçası!
Alex Turner: Biliyorum, oyun oynamaya değil, çalışmaya geldik. Duvardaki çelik kasa, Koca Bebek'in kodunu sakladığı yer olmalı. Açalım şunu!

İncele: Çelik Kasa.
David Jones: Koca Bebek'in dizüstü bilgisayarını bulmuşsun, <İsim>. Kaynak kodu burada olmalı!
Alex Turner: Oyunun uygulamaya nasıl dönüştürüleceğini belirlemem için dosyalara birkaç saat göz atmam yeterli!

Analiz et: Koca Bebek'in Dizüstü Bilgisayarı.
Alex Turner: <İsim>! Koca Bebek'in dosyalarını incelerken kendimi şeker dükkanındaki bir çocuk gibi hissettim! Çifte Engerek oynamak da güzel, ama kaynak koduna bakmak büyük zevk!
Alex Turner: İyi haber: Koca Bebek yetenekli bir geliştirici. Kodu iyi yapılandırılmış ve hatasız. Çifte Engerek'i aktarmak için onunla çalışırken hiç sorun yaşamam!
Alex Turner: Oyunun kaynak kodu D++ programlama dilinde yazılmış. Tek yapmam gereken bunu, mobil uygulamalar için kullanılan dil olan Objektive-D'ye dönüştürmek.
Alex Turner: Programlanıp test edildikten sonra tüm dünyada piyasaya sürülebilir!
Alex Turner: Şimdi, geriye bir tek bunları Koca Bebek'e açıklamak kaldı! Gidelim, <İsim>!

Koca Bebek'le oyununun kodunu yazma konusunda konuş.
Koca Bebek: Merhaba, küçük dostum! Dizüstü bilgisayarımı bulmuşsunuz. Peki, 118 sonucu ne?
Alex Turner: 118... Sonucu mu?
Alex Turner: Ha, anladım... Ne bulduğumuzu soruyorsunuz! Kodunuz çok etkileyici. Çifte Engerek'i dünya çapında piyasaya sürülmek üzere aktarmak zor olmayacak.
Alex Turner: Tek yapılması gereken, kodu uygun özelliklere göre uyarlamak. Hazır olduğunuz anda başlayabiliriz!
Koca Bebek: Devam edin, dostum! Yardımınız için teşekkürler, <Rütbe> <İsim>! Siz polisler aslında o kadar da kötü değilmişsiniz!
Koca Bebek: Ayrıca Koca Bebek'i kimse cimri sanmasın. Elde edeceğim kârdan size avans vereyim!

Memur Cooper'a The Greens'teki olası çete faaliyetlerini sor.
Tim Cooper: Vakanızı çözdüğünüz için tebrikler, <Rütbe> <İsim>. Karıştığı onca işten sonra, Ash'in kendi kız arkadaşı tarafından öldürüleceği kimin aklına gelirdi?
David Jones: Memur Cooper, soruşturmada başka sorular gün yüzüne çıktı. Bildiğiniz gibi Engerekler ve Kuru Kafalar, zamanında tam baş belasıydı.
David Jones: Çete savaşları sona ermiş olsa da üç eski çete üyesinin vakayla bağlantılı olmasını şüpheli buluyorum.
Tim Cooper: Alın benden de o kadar, <Rütbe> <İsim>. Doğru yere geldiniz! Tüm eski çete üyelerinin faaliyetleriyle ilgili kapsamlı kayıtlar tutuyorum.
Tim Cooper: Notlarıma bir bakayım hatta... Ah, kahretsin! Defterimi kaybetmişim!
Tim Cooper: Bronson Lane'de devriye gezerken düşürdüm herhalde!
David Jones: Hiç merak etmeyin, Memur Cooper. Onu buluruz, değil mi <Rütbe> <İsim>?

Soruştur: Havalı Sokak.
David Jones: Bu, Memur Cooper'ın defteri olmalı, <İsim>! Sokakta kaldığı için sayfaları lekelenmiş. İyice bir pudralayalım!

İncele: Cooper'ın Notları.
David Jones: Pekala <İsim>, şimdi... Ah, notlar stenografiyle yazılmış! Ayrıca Memur Cooper abartmıyormuş, burada gerçekten çok fazla bilgi var.
David Jones: Stenografi uzmanımız Gabriel'den bizim için bunları özetlemesini ve notlarda işimize yarayacak bir şey olup olmadığını belirlemesini isteyelim!

Analiz et: Cooper'ın Notları.
Gabriel Herrera: Notlar iyi ki stenografiyle yazılmış, <İsim>. Çünkü... Oldukça kapsamlıydı.
Gabriel Herrera: Memur Cooper raporlarında en ince ayrıntıya kadar girmiş; tarihler, saatler, adlar, konumlar. Hepsi var.
David Jones: Çetelerle ilgili şüphelerimi destekleyen bir şey bulabildin mi? Ya da Tony Marconi'yle ilgili bir şey?
Gabriel Herrera: Aslında, bir şey var. Memur Cooper'a göre Marconi düzenli olarak Troy Cassidy'yle görüşüyormuş!
Gabriel Herrera: İkisi haftada bir, hiç şaşmadan her salı öğleden sonra 4.30'da buluşuyorlarmış!
David Jones: Sana söylemiştim, <İsim>! Marconi'nin bir işler çevirdiğini biliyordum! Memur Cooper'ın defterini geri verelim ve bu görüşmeler hakkında bildiklerini öğrenelim!

Memur Cooper'a Tony Marconi hakkında ne bildiğini sor.
Tim Cooper: Çok şükür, defterimi bulmuşsunuz, <Rütbe> <İsim>! Bütün çalışmalarım bunun içinde!
David Jones: Gözlemlerinizle ilgili soru sormak istiyoruz. Özellikle de Tony Marconi'nin Troy Cassidy'le yaptığı düzenli toplantılar hakkında!
Tim Cooper: A, evet. Marconi! Onu Bronson Lane'de gezinirken ilk gördüğümde şok oldum, hapishaneden salıverildiğini bilmiyordum.
Tim Cooper: Ertesi hafta ve onu izleyen haftalarda da sürekli gelmeye devam etti. Bu ziyaretlerinin düzenini anlamak zor olmadı. Marconi her hafta Kuru Kafa Butik Bira'ya geliyordu.
Tim Cooper: Durumu ilgimi çekti, peşinden içeriye girdim. Marconi bara gidiyordu ve barın sahibi Troy Cassidy ona bir altlık uzatıyordu.
David Jones: Altlık mı? Başka bir şey alıp vermediklerinden emin misiniz?
Tim Cooper: Sadece altlık. Ne söylediklerini duyabilecek kadar yaklaşamadım hiç.
David Jones: Tam da şüphelendiğim gibi, <İsim>! Marconi yine eskisi gibi dolaplar çeviriyor, çetelerle işbirliği içinde!
David Jones: Her ne peşindeyse, bir şey söyleyemeyecektir. Ama butik bira fabrikasında kesin bir şey buluruz! Ama önce köşedeki yiyecek kamyonundan bir şeyler atıştıralım!

Soruştur: Butik Bira Fabrikası.
David Jones: Troy ortalıkta görünmüyor, <İsim>; daha iyi. Marconi'yle işbirliği yaptığına dair kanıt bulmak istiyorsak, burada olduğumuzu bilmesin!
David Jones: Memur Cooper barda bir şeyler alıp verdiklerini söylemişti, tepsiyi aramaya değer. Haydi!

İncele: Bar Tepsisi.
David Jones: Tepside bir altlık bulmuşsun, <İsim>! Tam da Memur Cooper'ın Troy'un Marconi'ye verdiğini söylediği şey!
David Jones: Çok tuhaf. Altlığın üzerinde sadece bir isim listesi var.
David Jones: Bir dakika! Bur isimleri biliyorum; hepsi eski Kuru Kafalar üyeleri!
David Jones: Troy o kadar da temiz değilmiş anlaşılan. Eski suç ortaklarıyla birlikte bir mafya lideriyle çalışıyor belli ki!
David Jones: Haklısın, <İsim>. Troy'un bize bir açıklama yapma zamanı geldi!

Troy Cassidy'yi Tony Marconi'yle görüşmesi konusunda sıkıştır.
Troy Cassidy: Size teşekkür etmek istiyordum, <Rütbe> <İsim>. Arkadaşımı özleyeceğim, ama katilinin parmaklıklar ardında olduğunu bilmek bana huzur veriyor!
David Jones: Kesin öyledir Cassidy! Hâlâ düpediüz suçlu olduğunuzu biliyoruz!
Troy Cassidy: Anlamadım! Ne dediğiniz hakkında en ufak fikrim yok!
David Jones: Fikriniz yok mu? Tony Marconi ismi bir şey çağrıştırıyor mu? Görüştüğünüz mafya lideri!
Troy Cassidy: Marconi mi? Mafya lideri mi? Bu çok komik!
David Jones: Öyleyse ona bir grup kabadayının ismini vermenizi neyle açıklayacaksınız?
Troy Cassidy: Daha kaç kez söylemem gerek? Çete savaşı bitti! O adamların hepsi artık temiz ve dürüst insanlar.
Troy Cassidy: Marconi bir güvenlik şirketi işletiyor ve benden tavsiye alıyor, çalışabileceği güvenilir adamlar arıyor.
Troy Cassidy: Marconi'ye gelince, o da cezasını çekti. Artık özgür bir insan ve gece kulübü gibi dürüst bir işletmenin başında!
Troy Cassidy: Bakın, <Rütbe> <İsim>. Size gücenmediğimi kanıtlamam için bunları alın. Benim gibi biri herkesin ikinci bir şansı hak ettiğini bilir. Tony Marconi'nin bile!
David Jones: Öyle olsun, ben Marconi'ye zerre kadar güvenmiyorum!
David Jones: Buradan öğreneceğimizi öğrendik, <İsim>. Merkeze geri dönelim!

Daha sonra, polis merkezinde...
Diane Parker: Tuhaf şeylerin olduğu doğru, <İsim>, ama bazen insanları görünüşüne göre yargılamamak gerek.
Diane Parker: Eski Engereklerin zorba adamı Koca Bebek artık bir yazılım geliştirici. Senin ve Alex'in sayesinde mobil uygulamasıyla bir servet kazanmak üzere!
Diane Parker: Sonra Kuru Kafalar'ın eski lideri Troy Cassidy var, bir butik bira fabrikası işletiyor!
David Jones: Cassidy'nin sözüne inanmak biraz zor çünkü Tony Marconi'yle görüştüğünü öğrendik!
David Jones: Marconi'nin sözde güvenlik şirketinin Zoe'nin ortadan kaybolmasıyla bir bağlantısı olmalı!
Diane Parker: Öfkeni anlıyorum, Jones. Ama bildiğimiz kadarıyla, Marconi'nin güvenlik şirketi ve Mavi Flamingo gece kulübü yasal işletmeler.
Diane Parker: Kesin kanıt istiyorsan, bulman gerekecek!
David Jones: O zaman ben de öyle yaparım, Şef! Mavi Flamingo'dan başlayacağım! Sen de geliyor musun, <İsim>?

Advertisement