Criminal Case Wiki
Değişiklik özeti yok
Etiket: rte-source
Değişiklik özeti yok
Etiketler: Görsel Düzenleyici apiedit
 
1. satır: 1. satır:
 
{{Case-Nav}}
 
{{Case-Nav}}
[[Dosya:Alevalev.png|right|330px]]
 
 
 
'''''Hint Okyanusunda bir yerde...'''''
 
'''''Hint Okyanusunda bir yerde...'''''
 
<br />[[Şef Ripley]]: Pekala arkadaşlar! Kenya'ya varmak üzereyiz, o yüzden operasyon stratejimizi bir kez daha gözden geçirelim!
 
<br />[[Şef Ripley]]: Pekala arkadaşlar! Kenya'ya varmak üzereyiz, o yüzden operasyon stratejimizi bir kez daha gözden geçirelim!

21.19, 24 Aralık 2016 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

Vaka Diyaloglar

Hint Okyanusunda bir yerde...
Şef Ripley: Pekala arkadaşlar! Kenya'ya varmak üzereyiz, o yüzden operasyon stratejimizi bir kez daha gözden geçirelim!
Şef Ripley: SOMBRA'nın adasından kıl payı kurtulduk... Canlı çıkabilmemiz bir mucize!
Şef Ripley: Ada yok oldu ama SOMBRA'nın bir tekne dolusu sonraki aşama acemisi çoktan kaçmıştı.
Şef Ripley: SOMBRA'nın acemilerini Kenya'ya gönderdiğini ortaya çıkarmana rağmen nedeni hakkında bir fikrimiz yok <İsim>.
Michelle Zuria: Şef Ripley, ne sizin ne de ekibinizin bana güvenmediğinin farkındayım ama soruşturmanıza yardımcı olabilirim!
Michelle Zuria: SOMBRA acemileri yalnız çalışmak üzere eğitilirler. Kenya'da olsalar bile yalnızca bir tanesini bulabiliriz. Kalanlar Afrika'ya dağılmış olurlar!
Şef Ripley: Yine de en iyi ihtimal Kenya'ya gidip SOMBRA'nın ajanlarından birini neden oraya gönderdiğin bulmak!
Şef Ripley: Sağladığın istihbarat Okyanusya'daki başarımız açısından hayatiydi ve gerektiğinde senden fikir almayı düşünüyorum.
Şef Ripley: Lakin SOMBRA'yla yakın geçmişteki ilişkini düşünürsek sadakatini değerlendirmek için zamana ihtiyacımız olacak.
Şef Ripley: Diğerleri, siz de...
Şef Ripley: <İsim>! O da ne?
*PATLAMA*
Jakobo Nkosi: Çarpışmaya hazır olun! Uçakta bir sorun var... Düşüyoruz!

-Sert bir inişin ardından...-
Jakobo Nkosi: Tamam... Hepimizi tek parça halinde indirdim diyebiliriz. Herkes iyi mi?
Şef Ripley: Ön kısımdaki herkes iyi, değil mi <İsim>? Arkada durum ne Ingrid?
Ingrid Bjorn: Evet Şef, herkes iyi görünüyor!
Şef Ripley: Kaptan Pilot Nkosi, ne oldu öyle?!
Jakobo Nkosi: Anladığım kadarıyla motorda bir patlama meydana geldi. Ardından uçağın kontrolünü kaybettim!
Jakobo Nkosi: Madagaskarın başkenti Antananarivo yakınlarındaki baobab ağaçlarının üzerine iniş yaptım.
Jack Archer: Nasıl yani, şu anda uçağımız ağacın tepesinde mi duruyor?!
Jakobo Nkosi: Bu şartlar altında yapabileceğimin en iyisi buydu. Elçilikte tanıdıklarım var, şimdi aşağıya inip kazayı yetkililere bildireceğim!
Jasmine Hart: Sizinle geliyorum Kaptan!
Jakobo Nkosi: Yardımcı pilotum ve ben hemen döneceğiz <Rütbe> <İsim>. Siz de bu arada uçağın içinde durun!

-Saatler sonra...-
Jack Archer: Sence pilot geri dönecek mi <İsim>?
Carmen Martinez: Jack haklı. Ölene kadar bekleyemeyiz! Tehlikeli olsun olmasın, bu ağaçtan inmemiz gerekiyor!
Carmen Martinez: Haydi millet, gidelim buradan!

-Kaza alanında...-
Şef Ripley: Herkes uçaktan indi <İsim>. Allah'a şükür hepimiz güvendeyiz!
Jack Archer: Aaa... <İsim>... Bir el atıversen?!
Carmen Martinez: Oof Jack! Daha dışarıya çıkalı beş dakika olmadı, sen şimdiden yerel vahşi yaşamı rahatsız ediyorsun!
Carmen Martinez: İyi fikir <İsim>! Dağılıp bölgeyi kolaçan edelim!

1. Bölüm

İncele: Uçak Enkazı.
Carmen Martinez: Aman Allah'ım <İsim>, bu... Bu bizim pilot! Boğazı kesilmiş!
Carmen Martinez: Jakobo'nun uçağımızın hemen dışında, deyim yerindeyse burnumuzun dibinde öldürüldüğüne inanamıyorum! Daha erken inseydik katili durdurabilirdik!
Şef Ripley: Bu çok vahim bir durum! Ekip elinden gelen en iyi şekilde kampı kuracak ama bu cinayeti çözme işinde sana güveniyorum <İsim>!
Carmen Martinez: Pekala <İsim>, bakalım neler bulmuşuz. Kurbanın yakınında bulduğumuz şu plastik parçalarını birleştirsek iyi olur!
Jasmine Hart: <Rütbe> <İsim>, çok şükür seni buldum! Saatlerdir yolu bulamadım!
Jasmine Hart: Aman Allah'ım! Jakobo öldü mü?!
Carmen Martinez: Korkarım ki öyle Bayan Hart. Bir sakinleşin hele. <Rütbe> <İsim> birazdan size dönecek.
Carmen Martinez: <İsim>, bu kaza Kenya yolculuğumuzu aksattı ama şimdilik biraz beklesin. Çözmemiz gereken bir cinayet var!

Otopsi: Kurbanın Cesedi.
Angela Douglas: İnanılmaz, değil mi <İsim>? Madagasgar ormanlarına zorunlu iniş yaptığımız gibi bir de pilotun cinayetini araştırıyoruz!
Angela Douglas: Bu derme çatma laboratuvarda bile Jakobo'nun boğazının kesildiğini anlamak pek de zor değil. Kurban saniyeler içinde kan kaybından gitmiş olmalı. Yani zaten yapabileceğimiz bir şey yokmuş.
Carmen Martinez: Keşke orada neler olduğunu bilseydik, katili durdurabilirdik!
Angela Douglas: Kesik oldukça derin ve geniş. Ayrıca küçük yırtıklar da var, yani bıçağın bir kısmı tırtıklıymış.
Angela Douglas: Bu yüzden bir av bıçaüğı bulmak için gözünü dört aç <İsim>!
Angela Douglas: Ayrıca kurbanın yüzünde nazal mukus olduğunu tespit ettiğim sarı bir madde buldum.
Angela Douglas: Mukus çimen poleni içeriyor, bu durum tipik olarak alerjik nezlesi ya da saman nezlesi olanlarda görülür.
Angela Douglas: Kurban herhangi bir alerjik reaksiyon belirtisi göstermiyor, bu yüzden mukus katilden gelmiş olmalı!
Carmen Martinez: <İsim>, bu ipucu hiç de üzerine hapşırılacak bir şey değil! Saman nezlesi olan bir katil arıyoruz!

Jasmine Hart'a kurbanı en son ne zaman gördüğünü sor.
Carmen Martinez: Bayan Hart, olanı biteni anlatın <Rütbe> <İsim>'e. Acele etmeyin, artık güvendesiniz.
Jasmine Hart: Korkunçtu! Jakobo ile uçaktan inip Antananarivo'ya doğru yola çıktık.
Jasmine Hart: Çok hızlı koşuyordu, kaybolduğumu fark ettiğimde çoktan ayrı düşmüştük. O kadar korktum ki ne yapacağımı bilemedim!
Carmen Martinez: Ormanda birisini gördünüz mü? Jakobo'yu öldürebilecek birini?
Jasmine Hart: Hayır! Sonunda aynı yeri dolanıp kaza alanına geri döndüm. O sırada da uçaktan indiğinizi gördüm!
Jasmine Hart: Jakobo'nun öldüğüne inanamıyorum, o benim akıl hocamdı! Ayrı düşmemiş olsaydık şu anda hayatta olabilirdi!
Carmen Martinez: Sakin durun Bayan Hart. Söz veriyoruz, <Rütbe> <İsim> Jakobo'nun cinayetini çözecek!

İncele: Plastik Parçalar.
Carmen Martinez: Bu, Antananarivo'daki ABD Elçiliğine ait bir ziyaretçi kartıymış <İsim>, üzerinde de kurbanın adı var!
Carmen Martinez: Jakobo elçiliğe ulaşmışsa, o zaman uçağa dönüşü sırasında öldürülmüş olmalı.
Carmen Martinez: İyi düşündün <İsim>, Jakobo'nun yetkililerle görüşüp görüşmediğini öğrenmek için ABD Elçiliğine gidelim!

İncele: Elçilik Ofisi.
Carmen Martinez: Jakobo bu ofise gelmiş olmalı <İsim>, arkasında bıraktığı şeylere bak!
Carmen Martinez: Cep telefonunda Jakobo'nun resmi var, telefon onun olmalı. Açma işi sende!
Carmen Martinez: Şu soluk dosya bir olay raporu. Acaba olay dediği bizim uçak kazası mı?
Carmen Martinez: Ayrıca elinde tuttuğun fotoğrafta da Jakobo var!
Carmen Martinez: Yanındaki kız kim acaba? Epey samimi duruyorlar. Elliot laboratuvarını kurmakla meşgul, biz de o zaman fotoğrafı elçiliğin veri tabanında karşılaştıralım!

İncele: Eski Fotoğraf.
Carmen Martinez: Fotoğrafta kurbanla birlikte gülen kız, buralı bir tamirci olan Ninah Zafy'ymiş!
Carmen Martinez: Kurbanla birbirlerini tanıdıkları ortada <İsim>. Hadi gidip Ninah Zafy ile konuşalım!

Ninah Zafy'a kurbanın nereden tanıdığını sor.
Carmen Martinez: Ninah Zafy mi? Size bu fotoğrafı sormak istemiştik. Jakobo Nkosi'yi en son ne zaman gördünüz?
Ninah Zafy: Jakobo mu?! Birkaç saat önce görmüştüm. Uçağının çakıldığından haberiniz var mı?! Hayatta kaldığı için için şanslı valla!
Carmen Martinez: Şey... Evet, bizde o uçaktaydık! Nasıl desek... Jakobo öldürüldü!
Ninah Zafy: Ne?! Bu korkunç!
Ninah Zafy: Uçağınızın düştüğünü görür görmez yardım lazım olur mu diye yanınıza geliyordum. Fakat Jakobo şehre doğru geliyordu ve bana yapabileceğim bir şey olmadığını söyledi!
Carmen Martinez: Kurbanı nereden tanıyordun?
Ninah Zafy: Jakobo Afrika'nın dört bir yanına charter uçuşları düzenler ve Antananarivo'ya uğradığı zamanlarda motor işlerine ben bakardım. Öldüğüne inanamıyorum!
Carmen Martinez: Yardımın için sağ ol Ninah. Daha sonra seni tekrar görmeye gelebiliriz!

İncele: Kilitli Telefon.
Carmen Martinez: Jakobo'nun telefonuna gelen son mesaj, tam da cinayetten sonra gönderilmiş!
Carmen Martinez: Mesajda diyor ki "Yağmurdan kaçarken doluya yakalandın! Meçhul müdahalemden kurtulamazsın!"
Carmen Martinez: Bu bildiğin tehdit mesajı <İsim>. Sence katilden gelmiş olabilir mi?
Carmen Martinez: Elliot, kazadan beridir Büro ağıyla tekrardan temas sağlayamadı, bu nedenle mesajın izini süremiyoruz...
Carmen Martinez: ...Ama Marina bize gönderenin psikolojisi hakkında bilgi verebilir! Hay aklınla bin yaşa <İsim>! Haydi telefonu hemen ona götürelim!

Analiz et: Kısa Mesaj.
Marina Romanova: Nasıl gidiyor <İsim>? Herkes kaza sonrası şokunda ama en azından geçici laboratuvarı kurduk!
Carmen Martinez: Evet, biraz şaşkınız. Kurbanın cep telefonundaki kısa mesajı analiz edebildin mi?
Marina Romanova: Mesaj kısa ama gönderen hakkında epey bir bilgi sağlıyor! "Yağmurdan kaçarken doluya tutuldun!" derken açıkça Jakobo'nun kazadan kurtulmasından bahsediyor!
Marina Romanova: Ama ikinci kısım daha da ilgi çekici! "Meçhul" ve "müdahale" kelimeleri cinayete atıfta bulunuyor, bu da demek oluyor ki mesaj Jakobo'nun katili tarafından gönderilmiş!
Marina Romanova: Bu sözcükler genellikle bağımlılı tedavisi ve rehabilitasyonla ilişkilendirilir, yani gönderen duygusal destek amacıyla kullandığı bir madde nedeniyle kronik bağımlılıkla savaşıyor.
Marina Romanova: Sözün özü aradığınız katil bir bağımlı!
Carmen Martinez: Evet <İsim>, artık katil efendiyi cinayet alışkanlığından kurtarma vakti geldi!

İncele: Solmuş Kağıt.
Carmen Martinez: Olay raporunda Jakobo'nun adı var <İsim>!
Carmen Martinez: Ayrıca form Büyükelçi Alex Lange tarafından imzalanmış!
Carmen Martinez: Yani Jakobo yetkililerle görüşebilmiş... İyi de neden o zaman kaza sahasına kimse gelmedi?
Carmen Martinez: Neler döndüğünü anlamak için iyisi mi Büyükelçi Lange ile konuşalım <İsim>'

Büyükelçi Lange ile Jakobo'nun Elçilik ziyareti hakkında konuş.
Carmen Martinez: Büyükelçi Lange? Sizinle Jakobo Nkosi adına imzaladığınız olay raporu hakkında konuşmak istemiştik. Kendisi sizinle iletişime geçti mi?
Alex Lange: Ah, sizler Büro'dan geliyor olmalısınız! Güvende olmanıza o kadar sevindim ki! Evet, Jakobo buraya geldi, onu kaza alanına geri yolladım ve yardımın yolda olduğuna dair güvence verdim.
Carmen Martinez: Lakin uçak enkazından indiğimizde yardımdan iz miz yoktu ve o zamana kadar da Jakobo öldürülmüştü!
Alex Lange: Aman Allah'ım, öldürüldü mü?! Bu nasıl olur?! Jakobo gibi birisine bunu kim yapabilir?!
Carmen Martinez: Kurbanla birbirinize adlarınızla mı hitap ediyordunuz?
Alex Lange: Evet, Jakobo Antananarivo'ya charter uçuşları yapardı. Genellikle resmi yolculuklar için onu kiralardım!
Alex Lange: Sizinle konuşmak harikaydı ama yapacak işlerim var. Bilirsiniz ya, bürokrasi asla mola vermez! Ayrıca yardım için de endişelenmeyin, yolda olduğundan eminim!
Carmen Martinez: Belli ki artık ihtiyacımız olmayacak, hepimiz güvendeyiz!
Alex Lange: Harika o zaman, yapacaklardan biri eksildi! Haydi selametle, Madagaskar'dan ayrılmadan uğrayın mutlaka!

Büro'nun derme çatma merkezinde...
Carmen Martinez: Amma çılgın bir gündü <İsim>. Bir SOMBRA operasyonunu önlemek için Kenya'ya uçuyoruz ama uçağımız Madagaskar'a düşüyor!
Carmen Martinez: En azından elimizi yüzümüzü yıkayıp üstümüzü değiştirebildik!
Carmen Martinez: Daha geçen gün SOMBRA'nın batan adasından kurtulduk, şimdi düştüğümüz hale bak. Hayatta olduğumuz için şanslıyız valla <İsim>!
Carmen Martinez: Şimdi de soruşturmamız gereken pilotun cinayeti var!
Carmen Martinez: Bildiklerimizin üzerinden bir geçelim. Jakobo Antananarivo'ya ulaşmış fakat uçağa dönerken öldürüldü.
Carmen Martinez: Yolda kaza alanına giden Ninah Zafy ile karşılaştı ama onun yardım teklifini reddetti. Yani kız, dediğine göre cinayet mahallinin yakınında değilmiş!
Carmen Martinez: Ve Büyükelçi Lange... Bana sorarsan en büyük suçu bürokratik beceriksizliği!
Carmen Martinez: Ana şüphelimiz Jasmine Hart. Jakobo'nun yardımcı pilotu olarak onu herkesten iyi tanıyor ve cinayet mahallindeki tek kişiydi!
Carmen Martinez: İşimiz önümüzde duruyor <İsim> ve işin sonuna kadar gideceğiz!
Elliot Clayton: <İsim>, ağ bağlantısını yeniden kurdum!
Elliot Clayton: Jakobo'nun katilinden aldığı mesajın izini sürdüm... Nereden gönderildiğini biliyorum!

2. Bölüm

Carmen Martinez: Tam kayıtlara geçecek bir olay <İsim>! Sen SOMBRA'nın batan adasından kıl payı kurtul, sonra uçağın Madagaskar'a düşsün!
Carmen Martinez: Tüm bu olanlar yetmezmiş gibi üstüne bir de pilotumuz öldürülsün iyi mi!
Carmen Martinez: Bu cinayet çözülmeden SOMBRA'nın Kenya'daki operasyonunun izini sürmeye devam etmemiz mümkün değil!
Elliot Clayton: <İsim>! Jakobo'nun telefonunda katil tarafından gönderilen kısa mesajı hatırladın mı?
Elliot Clayton: Ağ bağlantısını yeniden kurup mesajın izini sürdüm... Mesaj Anosy Gölü'nden gönderilmiş!
Carmen Martinez: Katil göl kıyısındaymış demek! Şansımız varsa halen orada olabilir <İsim>! Hadi gidelim!

İncele: Göl İskelesi.
Carmen Martinez: Hay lanet <İsim>, burada kimse yok. Katil çoktan arazi olmuş!
Carmen Martinez: Ama en azından elimiz boş kalmadı, birkaç ipucu bulmuşsun!
Carmen Martinez: Şu hasarlı kutu da ne <İsim>? "Uçuş kayıt cihazı"... Bir saniye, bu sence bizim kutunun kara kutusu olabilir mi? Patlama sırasında mı fırlamış dersin?
Carmen Martinez: Kutu çokta hasarlı görünmüyor ama kilidini açmanın bir yolunu bulman icap edecek!
Carmen Martinez: Şu pilot çantasının üzerinde Jakobo'nun baş harfleri yazılı! Hadi içine bakalım!
Carmen Martinez: Doğru dedin <İsim>. Bir tüfek şarjörü, özellikle üzerinde kan varsa epey şüphelidir. Lakin Jakobo vurulmadı! Yine de şu kandan bir örnek alsak iyi olur!

İncele: Kara Kutu.
Carmen Martinez: Uçağın kara kutusunun kilidini açmışsın <İsim>! Bu tip cihazlarda ne tür veriler kaydedilir bilmiyorum... Neyse ki Elliot'un sistem yedeklemesi var!

Analiz et: Uçuş Kaydı.
Elliot Clayton: Ekilendin mi <İsim>? Madagaskar ormanının göbeğine çakıldık ve laboratuvarım neredeyse merkezdeki kadar iyi çalışıyor!
Carmen Martinez: Evet evlat, sen bir dahisin. Şimdi, bizim kara kutudan n'aber?
Elliot Clayton: Ne harika bir ekipman! Bu cihazlar neredeyse yok edilemez. 3000'in üzerinde g kuvveti darbesine ve 1000 dereceyi geçen sıcaklıklara karşı dayanıklılık gösterir!
Elliot Clayton: Uçağımızın neden düştüğünü açıklayamıyorum <İsim> ama bu kutuya ilgini çekecek başka bir şey kaydedilmiş <İsim>...

-Ses kaydının başı...-
Jakobo Nkosi: Yasa dışı hap kullanımı ciddi bir yönetmelik ihlalidir Bayan Hart. Ayrıca siz şartlı tahliye sürecindesiniz! Bunu kurula bildirmem gerekiyor!
Jasmine Hart: Kaptan Pilot Nkosi, bunu yapamazsınız! Sadece bir kerelikti!
Jakobo Nkosi: Onu kurula izah edersiniz Bayan Hart. Tartışacak zaman değil. Bu uçuşta bulunmanızın tek sebebi acil durum olması!
Jasmine Hart: Beni öyle bir çırpıda kovamazsın ihtiyar! Bu iş burada bitmedi!

-Ses kaydının sonu...-
Elliot Clayton: Jakobo ve yardımcı pilotu uçağımız düşmeden hemen önce kavga ediyorlarmış <İsim>!
Carmen Martinez: Jakobo'nun, Jasmine'i uyuşturucu etkisi altında uçuş yaparken yakalamış mı dedin? Bu onun kariyerini bitirebilirdi!
Carmen Martinez: İyi tahmin ettin <İsim>! Bu aynı zamanda Jasmine Hart'ın bağımlı olduğu anlamına gelir... Onunla ciddi bir konuşma yapmanın vakti geldi!

Jasmine ile Jakobo'yla ettiği kavga hakkında konuş.
Carmen Martinez: Jasmine! Jakobo ile tartıştığını gösteren bir kayıt bulduk... Uyuşturucu etkisi altında uçtuğun için seni şikayet edecekmiş!
Jasmine Hart: Şey... Evet, kara kutu!
Jasmine Hart: Bakın, Johannesburg'da mürettebat üyelerinin katıldığı bir gece kulübündeydim. Jakobo oradaydı ve beni ekstazi kullanırken gördü!
Jasmine Hart: Zaten uyuşturucu testini geçemediğim için şartlı tahliye sürecinde olduğumdan epey öfkelendi. Ancak o sırada görev başında değildim ve boş zamanımda eğlenmek benim de hakkım, değil mi?!
Jasmine Hart: Hapşuu! Kusura bakmayın, lanet olası saman nezlesi!
Carmen Martinez: Eğlenmek hakkın tabii de uyuşturucu ile uçuş bir arada olmaz! Jakobo seni ihbar etmiş olsaydu ehliyetin elinden alınırdı. Bu da oldukça güçlü bir cinayet nedeni!
Jasmine Hart: Uyuşturucu sorunum olduğunu kabul ediyorum ama katil değilim!
Carmen Martinez: Kendi iyiliğin için umarım doğru söylüyorsundur. Eğer Jakobo'nun ölümü veya kazayla bir ilgin olduğunu bulursak uçuş günlerin sona erer!

İncele: Tüfek Şarjörü.
Carmen Martinez: Lars halen ekipmanını kurmakla meşgul <İsim>, iyisi mi tüfek şarjöründen topladığın bu kanı kendimiz mercek altına sokalım!

İncele: Kan Örneği.
Carmen Martinez: İçgüdülerinde haklı çıktın <İsim>, kan Jakobo'nunmuş!
Carmen Martinez: Bu durumda tüfek şarjörü de katiln olmalı! İyi de Jakobo vurulmadı. Çok garip, <İsim>!
Carmen Martinez: İyisi mi Jonah'a şu tüfek şarjörüne bakmasını söyleyelim, bakalım katil hakkında bize bilgi verecek mi!

Analiz et: Tüfek Şarjörü.
Jonah Karam: <İsim>, Marina da ben de iyi olmana o kadar sevindik ki! Bu kaza ikimizi de epey ürküttü!
Carmen Martinez: Eyvallah Jonah. <İsim> ile bulduğumuz bu tüfek şarjörünün Jakobo'nun katiline biraz daha ışık tutacağını ümit ediyoruz.
Jonah Karam: Hem de ne tutmak. Bu tüfek şarjörü, yaklaşık 1500 metreye kadar uzaktaki hedefi vurabilen bir Dürbünlü Ruger Tüfeğine ait!
Jonah Karam: Bu, nokta atışı yapabilen, son derece özel tasarım bir silah! Katilin böyle bir tüfek taşıyabilmesi için uzman bir keskin nişancı olması gerekir!
Carmen Martinez: İyi de Jakobo vurulmadı ki, boğazı kesildi!
Jonah Karam: Ama şarjörde birkaç mermi eksik, yani katil bir şeye ateş etmiş!
Carmen Martinez: Sanırsam bunu onu yakaladığımızda kendisine sormak gerekecek <İsim>! Katilin keskin nişancı olduğunu bildiğimize göre artık onu görüş alanımıza aldık demektir!
(Analiz sonrası)
Carmen Martinez: O tüfek şarjörü değerli bir ipucuydu <İsim> ama yine de cinayet silahı için gözümüzü dört açmamız gerek!
Carmen Martinez: İyi dedin, tüfeğin aksine av bıçağı yakın mesafeli bir silahtır. Belki de katil bıçağı cinayet mahalline atmıştır!
Carmen Martinez: Hadi baobab ağaçlarına dönüp tekrardan bir göz atalım <İsim>!

İncele: Devrilmiş Baobab.
Carmen Martinez: Şu kırık tahta parçaları cinayet silahı değil belki ama birleştirmeye değer diyorsan birleştirelim!
Carmen Martinez: Şu da Jakobo'nun uçuşlarda kullandığı seyir defterine benziyor. Bize uçak kazası hakkında bir şeyler verebilir! Pudra takımını getireyim de silik sayfaları açığa çıkaralım!

İncele: Kırık Tabela.
Carmen Martinez: Şu tabelayı birleştirerek iyi iş çıkardın <İsim>! Tabelada "Fananana manokana! Tsy azo iridana! Patrick Bota!" yazıyor.
Carmen Martinez: Son kısımda yazan bariz bir isim ama tabelanın geri kalanı yabancı bir dilde. Bakalım Dupont bunu çevirebilecek mi!

Analiz et: Ahşap Tabela.
Armand Dupont: Mon Dieu, <İsim>! İyi olmana öylesine yüreğim yumuşadı ki. Ne facia ama! Yine de her işte bir hayır vardır!
Carmen Martinez: Seni takip edemiyorum Dupont. Uçak kazasının neresinde hayır olabilir Allasen?
Armand Dupont: Madagaskar tabiiki de! Harika bir ulus, hep ziyaret etmek istemişimdir! İdeal koşullar değil belki, mais...
Carmen Martinez: Ölmeden önce yapılacaklar listenden bir şeyin daha üstünü çizebilmene hayran kaldık. Şimdi, sana gönderdiğimiz şu ahşap tabelada yazan metne gelelim.
Armand Dupont: Mais oui! Madagaskar'ın zengin kültürel mirasının muazzam bir örneği! Tabelada yazan dil, ülkenin resmi dili olan Malagaşça!
Armand Dupont: Malagaşçanın kökeni Güneydoğu Asya tcaret ve göçüne kadar uzanmakta olup Malayca, Cava dili ve ülkenin diğer bir resmi dili olan Fransızca'dan sözcükler almıştır!
Armand Dupont: Bu mesaj oldukça sıradan da olsa, okuması bir zevk!
Carmen Martinez: Dupont, mesajda ne yazdığını de gari!
Armand Dupont: Ah oui. Tabelada "Özel mülk! Uzak durun!" yazıyor. Ve sanırsam Patrick Bota adında birine ait.
Carmen Martinez: Bay Bota'nın kaza alanında izinsiz girilmez tabelası varsa bölgenin tamamı ona ait olmalı <İsim>!
Carmen Martinez: Yani Jakobo'nun katilini görmüş olabilir! Hadi şu Patrick Bota'yla konuşalım!

Patrick Bota'ya kurbanı kendi arazisinde görüp görmediğini sor.
Patrick Bota: Siz kimsiniz ve rafya tarlamda ne arıyorsunuz?
Carmen Martinez: Hey, yavaş olun! O silahı da indirin, biz polisiz!
Patrick Bota: Polis mi? Baştan desenize yahu! Hoşgeldiniz!
Carmen Martinez: Bay Bota'ydı, değil mi? <Rütbe> <İsim> ve ben yakınlara düşen düşen uçaktaydık ve size pilot Jakobo Nkosi'nin cinayeti hakkında konuşmak istiyoruz!
Patrick Bota: Cinayet mi? O konuda bir şey bilmiyorum!
Patrick Bota: Ama rafya palmiyeleri hakkında size pek çok şey anlatabilirim! Oldukça çeşitli bir bitkidir rafya. Liflerinden rafya ip, rafya sepet, rafya sicim...
Patrick Bota: Rafya şapka, rafya ayakkabı, rafya kıyafet, rafya halı...
Carmen Martinez: Tamam anladık, rafya! Jakobo'yu gördünüz mü onu söyleyin!
Patrick Bota: Yok... Gerçi sabah kahvaltıda rafya şarabı içmiştim, yani ne gördüğümü kim bilir. O şey olmadan yaşayamıyorum!
Carmen Martinez: Pekala Bay Bota, çok içmeyin. İleride size başka sorularımız olabilir!

İncele: Pilotun Seyir Defteri.
Carmen Martinez: Bu seyir defterinde Jakobo'nun yakın zamana kadar yaptığı uçuşların kaydı var <İsim>. Hakikaten de epey geziyormuş!
Carmen Martinez: Doğru dedin, Magadaskar'daki servis kontrolleri kendisinin de dediği gibi Ninah Zafy tarafından gerçekleştirilmiş.
Carmen Martinez: Ama bir tane girdi daire içine alınmış... Girdide "Bunun ardından yağ basıncı tehlikeli seviyede düştü. Ninah ile konuş!" yazıyor.
Carmen Martinez: Jakobo Ninah'yı yetersiz güvenlik kontrolü yapmakla mı suçlamış?!
Carmen Martinez: Uçağın güvenlik kontrollerini yapmak ciddi bir sorumluluktur. Sence uçağımızın düşmesine Ninah Zafy neden olmuş olabilir mi <İsim>? Onunla tekrardan konuşsak iyi olacak!

Ninah'yı Jakobo'nun suçlamaları hakkında sıkıştır.
Carmen Martinez: Şu seyir defteri girdisini bize açıklar mısın Ninah?! Jakobo son güvenik kontrollerinden pek memnun kalmamış gibi!
Ninah Zafy: Neyden bahsediyorsunuz siz?! Bir bakayım şuna! Aah, kendi adam gibi bakım yapmayıp ne hakla beni bundan sorumlu tutar!
Carmen Martinez: Acaba uçağımızın düşmesine senin dikkatsizliğin neden olmuş olma ihtimali nedir?!
Ninah Zafy: Saçmalamayın! Ben Antananarivo'nun en iyi tamircisiyim, güvenlik incelemelerim kusursuzdur! Hatta daima en iyi performansımı göstermek için saman nezlemin azdığı günler çalışmam!
Ninah Zafy: Eğer Jakobo'nun uçağında bir sorun varsa bu benim değil, onun dikkatsizliği veya ihmalinin sonucudur!
Carmen Martinez: Umarım doğru söylüyorsundur Ninah! Eğer Jakobo'yu öldürdüğünü ya da uçağımızın senin yüzünden düştüğünü ortaya çıkarırsak, itibarın endişelenmen gereken son şey olur!

İncele: Pilotun Çantası.
Carmen Martinez: Kurbanın çantasında askeri künye mi buldun <İsim>? Jakobo'nun askeriyede olduğunu bilmiyordum...
Carmen Martinez: Doğru, künyeler Aristide Akintola diye birine ait. Hadi onu bulup birkaç soru soralım!

Aristide Akintola ile kurbanla olan ilişkisi hakkında konuş.
Aristide Akintola: Hapşuu! Affedersiniz, saman nezlem azdı yine! Nasıl yardımcı olabilim?
Carmen Martinez: Bay Akintola, Jakobo Nkosi'yi tanıyor musunuz? Çantasında sizin askeri künyenizi bulduk.
Aristide Akintola: Jakobo mu? Birbirimizi epeydir tanırız, askeriyede birlikteydik! Ee, bizim moruk nasıl?
Carmen Martinez: Bizden öğrendiğiniz için üzgünüz ama Jakobo öldürüldü!
Aristide Akintola: Öldürüldü mü?! Kim yapar böyle bir şeyi yahu?
Aristide Akintola: Jakobo ile o zamanlar etle tırnak gibiydik. Askeri pilotlardık, hem de en iyisinden. Tabii tüm bunlar gözümü kaybetmeden önceydi!
Aristide Akintola: Jakobo ile yaşadıklarımızı yaşasanız kardeş gibi olursunuz. Öldüğüne inanamıyorum!
Carmen Martinez: Bir dostunuzu kaybettiğiniz için üzgünüz Bay Akintola, ama <Rütbe> <İsim> ile size ileride başka sorularımız olabilir!

Daha sonra kaza alanında...
Carmen Martinez: Saat işliyor <İsim>. SOMBRA'nın Kenya'daki operasyonuna yetişmek istiyorsak elimizi çabuk tutmalıyız!
Carmen Martinez: Evet, ana şüphelilerimiz kimlerdi şimdi? Şu anda Jakobo'nun uçağının güvenliğini sağlamaktan sorumlu kişiler en ciddi şüpheliler gidi duruyor!
Carmen Martinez: Jasmine Hart'ın sabıkasında uyuşturucu etkisi altındayken uçak kullanma kaydı var!
Carmen Martinez: Kurban ise baştan savma güvenlik kontrollerinden ötürü Ninah Zafy'yi suçlamış!
Carmen Martinez: Sence bunlardan biri Jakobo'nun katili olabilir mi?
Carmen Martinez: Bundan ne çıkartacağımı anlamadım...
Carmen Martinez: O da neydi öyle?
Carmen Martinez: Siper al <İsim>! Biri bize ateş ediyor!

3. Bölüm

Carmen Martinez: Saat işliyor <İsim>. Bu soruşturmayı bir an önce kapatmamız gerek!
Carmen Martinez: Şimdi ne yapa...
Carmen Martinez: Silah sesimiydi o <İsim>?!
Carmen Martinez: .....
Carmen Martinez: Siper al! Birisi bize ateş ediyor!

-Dakikalar sonra...-
Carmen Martinez: Ateş kesildi <İsim>! Etrafı kolaçan ettim ama bize ateş eden her kimse uçmuş gitmiş!
Carmen Martinez: Bu bir tesadüf olamaz <İsim>! Birisi bizi korkutmaya çalışıyor ve o birisi de kesin Jakobo'nun katilidir!
Carmen Martinez: Jakobo'nun Jasmine Hart'ı uyuşturucu altında uçak uçurmak ve Ninah Zafy'yi de yetersiz güvenlik kontrollerinden dolayı suçladığını biliyoruz! Sence bunlardan biri peşimizde olabilir mi?!
Carmen Martinez: Nihayetinde katil bizi durdurmaya çaıştığına göre hakikate yaklaşmış olmalıyız!
Carmen Martinez: Yine de aynı yerde çok durmayalım derim!
Carmen Martinez: Harika fikir <İsim>, hadi içeri girip ABD Büyükelçiliğine yakından bakalım. Bunun bizi yavaşlatmasına izin veremeyiz!

İncele: Büyükelçinin Masası.
Carmen Martinez: Fotoğraflar her zaman önemli ipuçlarıdır <İsim> ve insanlar bunları durduk yere yırtıp atmaz. Hadi bunu geri yapıştıralım!
Carmen Martinez: Şu belge silahlı kuvvetlerden gelmiş gibi... Çok gizli olarak sınıflandırılmış! Üzerinde de Jakobo'nun adı yazılı. Hadi buna bir toz atıp kurbanla ne ilgisi varmış öğrenelim!
Carmen Martinez: Şu pilot şapkası da onun olmalı! Doğru dedin, üzerinde bir mermi deliği var! Jakobo'ya ateş mi edilmiş sence?!
Carmen Martinez: Şapka kahverengi bir maddeyle kaplı. Bundan bir örnek alalım <İsim>!

İncele: Yırtık Fotoğraf.
Carmen Martinez: Vay anasını <İsim>, bu fotoğrafın neden yırtıldığı gayet açık ve net. Burada Büyükelçi Lange ile... Kendisinden yaşça küçük yarı çıplak kızlar var!
Carmen Martinez: Doğru dedin <İsim>, fotoğraf bir jette çekilmiş. Sence bu Jakobo'nun uçağı olabilir mi?
Carmen Martinez: Her halükarda Alex Lange bize bir açıklama borçlu!

Büyükelçi Lange'ye fotoğrafını sor.
Carmen Martinez: Büyükelçi Lange, bize bu fotoğrafta tam olarak ne yaptığınızı açıklar mısınız?!
Alex Lange: Iıı... Şey, buldunuz mu onu? Onu yakmam gerektiğini biliyordum!
Alex Lange: Fotoğrafı Jakobo çekmiş. Daha, nasıl desem, "gayriresmi" uçuşlarım için sırdaşlığına güvenmiştim.
Alex Lange: Ama sonra tavır değiştirdi ve bunu bana şantaj yapmak için kullandı!
Alex Lange: Jakobo, kendisine charter uçuşları için üst düzey kişilerin itibar bilgilerini vermemi istedi. Aksi takdirde "müfredat dışı faaliyetlerimi" ifşa edecekti!
Alex Lange: Ona bazı isimleri vermeme rağmen, av gezilerimden birinde o seksi fingirdek yardımcı pilotunu beni baştan çıkarmak için gönderip daha fazla isim almaya çalıştı!
Alex Lange: Herkes daha dikkatli olmam gerektiğini söylüyor ama işimin sıkıcılığında kafa dağıtacak bir şeylere ihtiyacım var!
Carmen Martinez: Sırf "canınız sıkıldı" diye yarı çıplak genç kızlarla çharter uçuş partileri düzenlediniz, öyle mi?!
Alex Lange: Partiler, alkol, kadınlar... Günü geçirmemi sağlayacak her şey! Saman nezlesi haplarını almak bile bu günlerde alışkanlık gibi görünüyor!
Carmen Martinez: Peki Sayın Büyükelçi, itibarınızı korumak için Jakobo'yu öldürdüyseniz eğer, asıl hapishanenin sıkıcılığına alışmanız gerekecek!

İncele: Pilotun Şapkası.
Carmen Martinez: İyi işti <İsim>! Hadi şapkadan topladığın bu örneği mercek altına sokalım!

İncele: Tohumlar.
Carmen Martinez: Kurbanın şapkasından aldığın kahverengi parçacıklar rafya palmiyesinin meyvesinin tohumlarıymış <İsim>!
Carmen Martinez: Bu da Jakobo'nun şu rafya çiftçisinin tarlasından geçtiği anlamına gelir!
Carmen Martinez: Bize kurbanı görmediğini söylemişti! Sanırım Patrick Bota'nın hafızasını yerine geçirmenin zamanı geldi <İsim>!

Patrick'in kurbana ateş edip etmediğini öğren.
Carmen Martinez: Bay Bota, rafya meyveniz Jakobo'nun şapkasına nasıl bulaştı?
Patrick Bota: Şu pilot mu? Şimdi hatırladım, tarlamın içinden geçmişti!
Carmen Martinez: Mülkünüzden yürüyen herkese genelde ateş mi edersiniz?
Patrick Bota: Mülkümü korumaya hakkım var ve o pilot izinsiz girmişti. Bu yüzden ona uyarı ateşi açtım!
Carmen Martinez: Uyarı ateşi mi?! Şapkasında kurşun deliği var... Onu öldürebilirdiniz!
Patrick Bota: Ama öldürmedim. Herifi vurmak isteseydim zaten vururdum. Kilometrelerce ötedeki sivrisineği vurabilirim!
Carmen Martinez: Yani Jakobo'yu görmeniz konusunda yalan söylemekle kalmayıp bir de ona zarar vermeye çalıştınız! Umarım başka şeyler de saklamıyorsunuzdur, aksi takdirde endişelenmeniz gereken tek mülk hapishane hücresi olur!

İncele: Soluk Belge.
Carmen Martinez: Bu bir askeri ihraç başvurusu. Üzerinde Jakobo'nun adı yazıyor, ihraç edilmiş olabilir mi?
Carmen Martinez: İyi de neden çok gizli diye sınıflandırılmış? Ordu ne saklıyor ki?
Carmen Martinez: İyi fikir, bakalım Elliot veri tabanında bu belgeyle ilgili bir şey bulabilecek mi!

Analiz et: Askeri Belge.
Carmen Martinez: Eee, ufaklık. Şu askeri ihraç belgesinden bir şeyler çıkartabildin mi? Jakobo ihraç mı yemiş?
Elliot Clayton: Aksine, gördüğüm kadarıyla Jakobo'nun askeri sicili pırıl pırıl.
Elliot Clayton: Hayır, ihraç edilen asker Aristide Akintola... Emri imzalayan da Jakobo!
Carmen Martinez: Nasıl?! Bizim kurban, kendi arkadaşını ordudan mı attırmış? Nedense Aristide bundan söz etmeyi es geçti!
Elliot Clayton: Dava dosyasına göre Jakobo, gözünü kaybettikten sonra Aristide'nin uçuş kabiliyetinden şüphe duymuş ve temelli olarak uçuştan men edilmesi gerektiğini düşünmüş.
Elliot Clayton: Bu kadar da değil, ayrıca yaralanmanın ardından Aristide'nin kullandığı ağrı kesiciye bağımlı olduğunu ve bunun yargıda bulunması gerektiğini öne sürmüş!
Carmen Martinez: Bir askerin onuru için bunlar çok fazla <İsim>, Aristide Akintola bize yalan söyledi! Artık doğruyu söylemesinin zamanı geldi!

Aristide ile askeriyeden atılması hakkında konuş.
Carmen Martinez: Bay Akintola, bize "arkadaşınızın" sizi ordudan attırdığını söylemeyi es geçtiniz!
Aristide Akintola: Bunu nereden öğrendiniz? O dosyalar gizliydi!
Aristide Akintole: Eh, peki... Artık ne önemi varsa. Yıllar önceydi...
Carmen Martinez: Bu tür bir ihaneti kaldırmak epey zor olmalı!
Aristide Akintola: Gözümü kaybettikten sonra Jakobo'yla yollarımız ayrıldı. Sanki artık bana saygı duymuyordu!
Aristide Akintola: Yeteneğimi yitirdiğimi düşünüyordu ama bu göz bandı sizi yanıltmasın; gözlerim halen kartal gibidir! Görüşümü sağlam tutmak için hedef atışı dahi yapıyorum!
Aristide Akintola: Ama Jakobo, bağımlılığımın beni hizmet için elverişsiz kıldığını öne sürdü! Eğer sırf beni yerde tutmak isteseydi anlardım. Beni attırmasına gerek yoktu!
Carmen Martinez: Pekala Bay Akintola, umarım kendi iyiliğiniz için kininizin cinayete dönüşmesine müsaade etmemişsinizdir!

Büro'nun geçici merkezinde...
Carmen Martinez: Demek ki <İsim>, Jakobo charter uçuşları sırasında sık sık Madagaskar'a uğrasa da buralılar tarafından pek sevilmiyormuş!
Carmen Martinez: Başta Jasmine Hart ve Ninah Zafy'nin en kuvvetli şüpheliler olduğunu düşünmüştüm ama artık pek de emin değilim!
Carmen Martinez: Kurban, Alex Lange'ye... gayriresmi uçuşları üzerinden şantaj yapıyormuş. Belki Büyükelçi, Jakobo'yu susturma gereği duymuştur?
Carmen Martinez: Ayrıca Jakobo'nun eski devresi Aristide Akintola'yı ordudan attırdığını da biliyoruz. İhanet güçlü bir cinayet sebebidir!
Carmen Martinez: <İsim>, bir an önce...
Carmen Martinez: Tekrar ateş altındayız <İsim>! Ama bu kez bizi korkutamazlar!
Carmen Martinez: Çık ortaya!

-Dakikalar sonra...-
Carmen Martinez: Ateş edeni hiçbir yerde göremiyorum <İsim>, uzun menzilli bir silah kullanıyor olmalı!
Carmen Martinez: Doğru dedin! Atışlar Anosy Gölü yönünden geldi!

İncele: Göl Kulübeleri.
Carmen Martinez: Etrafta kimseyi göremiyorum <İsim>, ya sen?
Carmen Martinez: Lanet girsin, katil bizi atlatmış olmalı!
Carmen Martinez: Daha fazla ipucu mu buldun? Şu pasaportun üzerinde kan var. Bir de baksana... Jakobo'nun bu!
Carmen Martinez: Kana birkaç ufak iplik de takılmış <İsim>, hadi hemen bunlardan bir örnek alalım!
Carmen Martinez: Ve, ııhh... Balık kovasına sen göz atıver <İsim>! Acele et, her saniye önemli!

İncele: Balıkçı Kovası.
Carmen Martinez: Şu balıkçı kovasının dibinde bir bıçak bulacağını tahmin etmemiştim <İsim>! İyi düşünceydi <İsim>!
Carmen Martinez: Eğer şanslıysak cinayet silahını bulduk diyebiliriz! Hadi bu bıçağı Angela'ya gönderelim ki kurbanın yarasıyla karşılaştırabilsin!

Analiz et: Bıçak.
Angela Douglas: Şüpheye mahal yok <İsim>, bu bıçak cinayet silahı!
Angela Douglas: Katil parmak izlerini ve kurbanın kanını silmiş ama bıçağın tırtıklı kenarı ve kalınlığı, kurbanın boğazındaki kesik ile eşleşiyor!
Carmen Martinez: İyi işti <İsim>, cinayet silahını bulduk! Katile bir adım daha yaklaştık!
Angela Douglas: Üstelik ardında bir şey de bırakmış! Bıçağın sapına takılmış mavi iplikler buldum.
Angela Douglas: İplikleri mikroskopta incelediğimde, bunların yüksek ihtimalle bir kıyafete ait pamuklu kumaş iplikleri olduğu sonucuna vardım.
Carmen Martinez: Kanıt tüm rengiyle gözümüzün önünde <İsim>! Mavi giyen bir katil arıyoruz!

İncele: Kurbanın Pasaportu.
Carmen Martinez: Kaybedecek vaktimiz yok <İsim>, hadi hemen kurbanın pasaportundan aldığın örneği Lars'a götürelim!

Analiz et: Küçük İplikler.
Lars Douglas: Kazadan beridir bu soruşturma üzerinde epey sıkı çalışıyorsun <İsim>! Çok şükür ki sağlığın sıhatin yerinde! Olup bitenler sence de bir acayip değil mi?!
Carmen Martinez: Evet Lars, fazla yoğun bir deneyim oldu. Allah'tan üçüzler bizimle değildi!
Lars Douglas: Aynen, Angela'nın da, benim de içim rahat etti! Ama düşünsene, neredeyse rock yıldızı olacaktım!
Carmen Martinez: Af buyur?!
Lars Douglas: Kaç tane rock yıldızı uçak kazasında öldü haberin var mı? Bir efsane olacaktım!
Carmen Martinez: Eee... Bence onlar kazadan önce zaten birer efsaneydiler Lars. Şimdi, <İsim> ile kurbanın pasaportundan topladığımız ipliklerin ne olduğunu bulabildin mi?
Lars Douglas: Harika bulgulara ulaştım! Hepsinden önce kan kurbanın, yani katil pasaportu cinayet mahallinden almış.
Lars Douglas: İkincisi bunlar iplik falan değil, insan kılı!
Lars Douglas: Ne yazık ki kıllar DNA eşleştirmesi yapılamayacak kadar küçük ama kısa, düz ve sert özellikleri sakallarla uyumlu!
Carmen Martinez: Demek katil sakallı! Yani Jakobo'nun katili aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık, desene <İsim>!

Carmen Martinez: Katil seni ürkütmek için elinden geleni yaptı <İsim>, ama sen onu içeriye tıkmak için gereken tüm kanıtları buldun! Hadi onu alalım!

Katili Tutukla.
Carmen Martinez: Aristide Akintola, Jakobo Nkosi'yi öldürmekten tutuklusun!
Aristide Akintola: Delilik bu! Jakobo'ya kinim vardı ama onu bunun için öldürmem!
Carmen Martinez: Peki nasıl oldu da sakalının kılı Jakobo'nun kanlı pasaportuna bulaştı?
Aristide Akintola: Bahse girerim onunla DNA eşleşmesi bile yapamazsınız, benim olduklarını nasıl kanıtlayacaksınız?!
Carmen Martinez: Orada değilmişsin gibi davranma Aristide! Hapşırdığında kurbanın üzerine çimen poleni sıçramış... Saman nezlen seni ele verdi!
Aristide Akintola: Saçmalık! Kaza alanının yakınlarında değildim. Orada olsaydım sizlere yardım etmez miydim?
Carmen Martinez: Yardım etmek mi? Bizi öldürmeye çalıştın sen! Keskin nişancı olduğunu biliyoruz, <Rütbe> <İsim> tüfek şarjörünü buldu, ayrıca bize ateş açtın!
Aristide Akintola: Pekala! İyi bir asker mücadelenin nerede bittiğini bilir. Jakobo'yu öldürdüm!
Aristide Akintola: Tek hatam onu sizi halletmeden önce öldürmüş olmam!
Carmen Martinez: Ne? Bizi öldürmek miydi amacın? Hem de daha senin peşine düşmeden evvel?!
Aristide Akintola: Evet, ama önce o hain itin şehre doğru koştuğunu gördüm. Öfkeme yenilip, uçağa dönerker yolunu kesmeye karşı koyamadım!
Carmen Martinez: Bu çok mantıksız Aristide. Hepsinden önce burada olacağımızı nereden biliyordun? Uçağımız kaza yaptı!
Aristide Akintola: Şu anda zerre önemi yok, o köpek soyu geberdi ya, o bana yeter. Daha da bir şey demiyorum!
Carmen Martinez: Hakimin karşısına çıktığında sessizliğini tekrar gözden geçirmek isteyebilirsin. Jakobo Nkosi cinayetinden tutuklusun!

Nigel Adaku: Aristide Akintola, Jakobo Nkosi cinayeti ve Büro mensuplarına ateş açmaktan dolayı mahkeme karşısına çıkarıldın. Savunman nedir?
Aristide Akintola: Suçluyum Hakim Bey! Jakobo'nun boğazını ciyaklayan bir domuz gibi kestim ve her saniyesinin tadını çıkardım!
Nigel Adaku: Vurdumduymazlığın ve pişmanlık göstermemen rahatsız edici Bay Akintola! Mahkeme huzurunda biraz saygılı davranman senin yararına!
Aristide Akintola: Ben size veya bu mahkemeye değil, bana en yüksek meblağyı verene cevap veririm!
Nigel Adaku: Kiralık katil olduğunu mu söylüyorsun yani?! Kurbanı öldürmek için para mı aldın?
Aristide Akintola: Hadi ama... Cidden bu soruyu cevaplandıracağımı mı sandınız? İyi bir asker çenesini ne zaman kapalı tutacağını bilir!
Nigel Adaku: Ben duyacağımı duydum! Cinayetin vahşeti ve planlı hareketlerinden ötürü seni 30 yıl hapse mahkum ediyorum!
Aristide Akintola: İsterseniz müebbet verin, o kadar yaşamam zaten! Ama buna değdi, en azından beni sırtımdan vuran o soysuz artık hak ettiği yerde!

Daha sonra...
Şef Ripley: Bu cinayet soruşturması ilk göründüğünden daha da karmaşık çıktı <İsim>. Aristide sanki Jakobo'yu öldürmek için para aldığını ima etti!
Şef Ripley: Ama daha vahim olan ise, bizi öldürmek için de para almış olma olasılığı!
Carmen Martinez: Başta Aristide'nin bize soruşturmayı bırakmak için göz dağı verdığini sanmıştık ama görünen o ki yarım kalan işi bitirmeye çalışıyormuş!
Carmen Martinez: Bu olanları anlamıyorum <İsim>, her şeyden önce zaten Madagaskar'da bile bulunmayacaktık ki!
Şef Ripley: Burada sandığımızdan daha fazla şey dönüyor <İsim>. Bu işin aslına inmemiz gerek!

İçimizdeki Düşman 1

Carmen Martinez: <İsim>, kırk yıllık cezai araştırmacıyım, böyle tuhaf bir gün geçirmedim yemin ediyorum!
Carmen Martinez: Madagaskar ormanlarına düştük, pilotumuz öldürüldü ve birisinin bizi öldürmek için katili tutmuş olma olasılığı var!
Carmen Martinez: Ve tüm bu olanlar SOMBRA'nın izini sürmek için Kenya'ya gitmemizi geciktiriyor!
Şef Ripley: Aristide Akintola konuşmuyor, o yüzden hakikati bulmak sana kaldı <İsim>. Burada sandığımızdan daha fazla şey döndüğü aşikar!
Carmen Martinez: <İsim> doğru diyor, Aristide Madagaskar'da olduğumuzu nereden bildi... Şayet uçağımızın buraya düşmesi icap etmemişse!
Şef Ripley: Uçağımızın sabote edilmiş olabileceğini mi öne sürüyorsun?!
Şef Ripley: <İsim>, eğer birisi uçağımıza müdahale etmişse, Jasmine Hart'ın bir sorun olduğunu fark etmesi gerekirdi! Onunla konuşmalısın!
Michelle Zuria: Affededrsiniz Şef Ripley. El altında durmamı istediğinizi biliyorum ama SOMBRA'nın Kenya'daki operasyonu hakkında bilgi toplayabilirim!
Şef Ripley: Öyle mi?
Şef Ripley: <İsim>, Carmen'le gidip bu konuyu Michelle'le görüş. Ama elin tetikte olsun!
Şef Ripley: Sana güveniyorum <İsim>! Eğer birimiz bile bir suikast planının hedefiysek, kimin neden peşimizde olduğunu bilmemiz gerekir!

Jasmine'e kalkıştan önce şüpheli bir durum olup olmadığını sor.
Jasmine Hart: <Rütbe> <İsim>, çoktan Kenya'ya yola çıktığınızı düşünmüştüm!
Carmen Martinez: Hayır Jasmine, halletmemiz gereken birkaç yarım iş kaldı. Yaptığımız kazaya neden olabilecek koşullar hakkında seninle görüşmek istedik.
Carmen Martinez: Jakobo, tam uçak düşmeden önce motorda bir patlama olduğundan bahsetmişti. Sence buna ne sebep olmuş olabilir?
Jasmine Hart: Bilmiyorum ki. Uçuş öncesi donanım kontrollerinde hiçbir sıkıntı yoktu.
Jasmine Hart: Ama o büyüklükteki bir patlamaya uçağın dışından bir etken sebep olmuş olmalı, lakin ne olabileceğine dair bir fikrim yok!
Carmen Martinez: Pekala, o zaman sabotaj olmadığını biliyoruz, başka bir şey olmalı... Ama ne? <Rütbe> <İsim> doğru diyor, uçağımızdan kalanlara tekrardan bir göz atsak iyi olur!
Jasmine Hart: Umarım aradığınız yanıtları bulursunuz. Bir de lütfen bu geri ödemeyi kabul et <Rütbe> <İsim>. Kenya'ya ulaşamadığımız düşünülürse en adil olanı paranızı geri almanız!

İncele: Uçak Enkazı.
Carmen Martinez: Hay lanet, burada bir sürü çer çöp var ve benim de uçuş uzmanı olduğum söylenemez. Tam olarak ne arıyoruz <İsim>?
Carmen Martinez: Şu kırık parçalar uçaktan gelmiş olabilir mi dedin? Haklı olabilirsin. Hadi bunları toparlayıp ne olduğunu görelim!

İncele: Metal Borular.
Carmen Martinez: Bu parçanın uçak motoruna ait olduğu kesin, ama ne olduğuna dair tek bir fikrim yok!
Carmen Martinez: Bir saniye, borulardan birinin üstünde mermi deliği mi var?!
Carmen Martinez: Eğer birisi bu motor parçasına ateş etmişse, Jonah kim olduğunu bize söyleyebilir! Hadi bunu ona götürelim!

Analiz et: Motor Parçası.
Carmen Martinez: Jonah, motor parçasındaki şu mermi deliğinden bir şeyler çıkartabildin mi?
Jonah Karam: Bunun bir Dürbünlü Ruger Tüfeği'nden geldiğini söyleyebilirim. Dahası bu Aristide'nin size ateş ederken kullandığı silah!
Carmen Martinez: Yani Jakobo'nun katili mi uçağımıza ateş etmiş?! Motoru vurmayı nasıl becermiş olabilir ki?
Jonah Karam: Bu tüfekler tam da böyle uzun menzilli bir hassasiyet için tasarlanmıştır ama bir uçağı düşürmek için yeter mi, orasını bilemiyorum işte.
Carmen Martinez: İyi fikir <İsim>, Ninah Zafy uçak sistemlerini baştan aşağı biliyor, hadi bu parçayı ona gösterelim!

Motor parçasının ne olduğunu bulmak için Ninah'dan yardım iste.
Carmen Martinez: Ninah, bu motor parçasını tespit etmemizde bize yardım edebilir misin? <Rütbe> <İsim> bunu kaza alanında buldu.
Ninah Zafy: Gayet basit. Bunar hidrolik borular ve kesinlikle daha iyi günleri olmuş!
Ninah Zafy: Bir saniye, mermi deliği mi o?!
Carmen Martinez: Evet, görünene göre birisi uçağımıza ateş etmiş. Patlamaya neden olması ve muhtemelen uçağımızı düşürmesi için bir kurşun yeterli olmuş olabilir mi?!
Ninah Zafy: Şüphesiz! Hidrolik sistem, uçağın kanatları ve kuyruk kısmındaki kapakçıkların kontrol eden sıvıyı düzenler.
Ninah Zafy: Bu borulara mermi isabet etmesi, hirdolik pompanın kolayca yırtılmasına neden olur ve hidrolik basınç olmadan Jakobo uçağın uçuş rotasının kontrolünü kaybetmiş olabilir.
Ninah Zafy: İtibarım üzerine bahse girerim ki bu bir kaza değildi <Rütbe> <İsim>... Birisi kasten uçağınızı vurup düşürmek istemiş!
Carmen Martinez: Demek doğruymuş! Aristide hepimizi öldürmeye çalışmış! Ama kimin emri üzerine ve neden?!
Ninah Zafy: Çok şey atlattın <Rütbe> <İsim>. Toparlanmak için bir şeyler yemelisin!

Michelle'in SOMBRA'nın Kenya'daki planları hakkında bize nasıl yardım edebileceğini öğren.
Michelle Zuria: <İsim>, neyse ki sen ve Şef Ripley hakkımdaki endişelerinizi bir kenarıya bıraktınız. Gerçekten SOMBRA'nın Kenya'da planladığı operasyonu hakkında daha fazla bilgi almanıza yardımcı olabilirim!
Carmen Martinez: Aceleci davranma Michelle, sana tam güvendiğimiz söylenemez. Ama dinliyoruz.
Michelle Zuria: SOMBRA, Afrika gibi kıtalarda uzaktaki ajanlarına operasyon bilgilerini aktarmak için kısa dalgalı radyo yayınları kullanır.
Michelle Zuria: Görev komutları, genellikle hava modelleme koordinatları veya gelgit süreleri gibi zararsız bilgiler olarak gizlenir. Ajanlar emirlerini almak için bu şifreleri çözer!
Michelle Zuria: Eğer kısa dalgalı radyo yayını yapan bir cihaz bulup doğru frekansı ayrıştırabilirseniz, SOMBRA'nın Kenya'daki görev direktifini yorumlayabilirim!
Carmen Martinez: Umarım dediklerinin hepsi gerçektir Michelle. Boşa kürek çekecek vaktimiz yok!
Carmen Martinez: Doğru dedin <İsim>, ABD Büyükelçiliğinde kullanabileceğimiz araç gereçler olabilir! Hadi Büyükelçinin ofisine dönüp etrafa bir göz atalım!

İncele: Elçilik Ofisi.
Carmen Martinez: Şu radyo alıcısını almakla iyi ettin <İsim>. Eğer şanslıysak SOMBRA mesajlarını bununla yakalayabiliriz!
Carmen Martinez: Hay aksi, görünüşe baklırsa alıcıyı açmak için bir tür şifre gerekiyor. Neyse ki bunu çalıştırmak için buradasın <İsim>!

İncele: Radyo.
Carmen Martinez: Radyo alıcısının kilidini açtın <İsim> ve radyo yayınları yakalamaya başladı!
Carmen Martinez: Bu alıcı ile kendimiz baş etmemiz anlamsız <İsim>, Elliot doğru sinyali iki dakikada ayrıştırır!

Analiz et: Kısa Dalga Radyosu.
Elliot Clayton: Tam zamanında <İsim>! Bana getirdiğin bu radyo sayesinde Michelle ile birlikte şifreli bir SOMBRA yayını yakaladık!
Michelle Zuria: Doğru sinyali yakalamada bana yardımcı olduğun için sana minnettarım Bay Clayton. Özellikle... Eski ilişkilerim konusunda neler hissettiğini biliyorum.
Elliot Clayton: Eh, beni kaçıran sen değildin. Ayrıca Okyanusya'daki operasyonlarını senin anonim ipuçlarının yardımıyla çökertebildik!
Elliot Clayton: SOMBRA yayınına gelince... Sinyali ayırdığımda, Michelle SOMBRA'nın şifreli talimatlarını çözebildi!
Elliot Clayton: Beklendiği üzere bir dizi hava koordinatları kullanıyorlarmış. Ne yazık ki açık bir mesaj var gibi görünmüyor; sadece ardından "irtibat" sözcüğü gelen bir dizi isim tekrar ediliyor.
Michelle Zuria: "Fabrice Kabilla, Gordon Davidson, Lavinia De Brills, Terrance Zimmerman"... Liste sürekli tekrarlarınıyor ama bunlardan hiçbirini tanımıyorum!
Carmen Martinez: Hımm, <İsim>'in bir önerisi var. Belki Büyükelçi Lange bu isimleri tespit edebilir!
Carmen Martinez: Sanırım yardımın dokundu Michelle, ama bu halen sana güvendiğimiz anlamına gelmiyor!

Bazı isimlerin kimliğini belirlemek için Büyükelçi Lange'den yardım iste.
Alex Lange: Senin için ne yapabilirim <Rütbe> <İsim>? Lütfen girin! İçki alır mıydınız?
Carmen Martinez: Büyükelçi Lange, sizden bizim için bazı isimleri tespit etmenizi isteyecektik. Hiçbirini bize tanıdık gelmedi, belki size gelir?
Alex Lange: Seve seve, listeye bir bakayım. Fabrice Kabilla Angola'nın Dış İşleri Bakanı, tam bir baygınlık abidesidir! Gordon Davison? Kendisiyle bir kez golf oynamışlığım var.
Alex Lange: Lavinia De Brills, De Brills Elmasları imparatorluğunun varisi. Bu hafta başı Kenya'daki meslektaşım tarafından bir devlet yemeğinde ağırlandı. Terrance...
Carmen Martinez: Af buyurun Sayın Büyükelçi! Ne dediniz?!
Alex Lange: Lavinia De Brills, dünyanın en büyük elmas şirketinin varisi! Şu anda Kenya'da. Onunla hiç tanışmadım ama kendisi oldukça nüfuzlu biridir.
Carmen Martinez: Aradığımız şey bu olmalı <İsim>! Bu listede Kenya'da bulunan başka biri var mı Sayın Büyükelçi?
Alex Lange: Hayır, diğerleri Afrika'nın birçok ülkesine dağılmış durumda!
Carmen Martinez: Elmas servetinin nüfuzlu varisi <İsim>. Kesinlikle epey dikkat çekecek birisi!
Carmen Martinez: Artık neyi aradığımızı bildiğimize göre, durumu derhal Şef Ripley'e bildirelim!
Alex Lange: İyi şanslar <Rütbe> <İsim>, yardım edebildiğime sevindim. Aristide Akintola'yı adalete teslim etmenize duyduğum minnettarlığın bir simgesi olarak lütfen bu hediyeyi Madagaskar halkı adına kabul edin!

Daha sonra...
Şef Ripley: SOMBRA'nın Kenya'daki olası irtibarını bulman sayesinde sonunda ilerleme kaydedebildik <İsim>!
Carmen Martinez: Ben halen eski bir SOMBRA ajanıyla görünürde birlikte çalıştığımıza inanamıyorum!
Şef Ripley: Carmen, Jonah'ı ilk ekibe aldığımızda senin kararına ne kadar güvendiğimizi hatırlıyor musun? Michelle'e bir şans vermelisin!
Carmen Martinez: Haklısın Şef...
Carmen Martinez: Ayrıca Aristide Akintola'nın uçağımıza kasten ateş ettiğini de öğrendik...
Carmen Martinez: Ama bizi ortadan kaldırmak için onu tutanın kim olduğunu öğrenmeliyiz!
Carmen Martinez: İyi dedin <İsim>, Aristide tüfek şarjörünü bulduğun Anosy Gölü kıyısındaydı. Belki de uçağa oradan ateş etmiştir?
Carmen Martinez: Peşimizde her kim varsa tekrar bu işe girişmeden hemen göl kıyısına gidelim <İsim>!

İncele: Göl İskelesi.
Carmen Martinez: Şu çelik kutunun üstünde askeriye işareti var <İsim>, Aristide'nin olmalı bu! İyisi mi hemen içine bakalım!

İncele: Askeri Kutu.
Carmen Martinez: Bu kutu kesinlikle Aristide'nin, içinde bir sürü askeri araç gereç var! Ama uçağımızı düşürmesi için onu tutan kişiye ışık tutacak bir şey var mı?
Carmen Martinez: Şu delikli kartlar oldukça garip... Doğru dedin, kartların üzerinde bir şeyler yazılı. Pudra takımını hazır et <İsim>!

İncele: Delikli Kartlar.
Carmen Martinez: Delikli kartların üstünde yazanları ortaya çıkardın <İsim> ama bu rakamlar halen bir anlam ifade etmiyor! En iyisi bunları Elliot'a uçuralım!

Analiz et: Delikli Karttaki Rakamlar.
Carmen Martinez: Elliot, Aristide'nin kartlarının ne olduğunu çözebildin mi?
Elliot Clayton: Şey, evet... Biraz otursana <İsim>!
Elliot Clayton: Delikli kartlar dijital bilgileri şifrelemekte kullanılan eski bir yöntemdir. Aristide, şifreli suikast emirlerini bu şekilde almış!
Elliot Clayton: Bu kartlar bizi gereken her şekilde ortadan kaldırmak için verilen talimatlarla birlikte Sidney-Kenya arası gizli uçuş rotamızı da içeriyor...
Elliot Clayton: ...Ve emirler Aristide'ye SOMBRA tarafından verilmiş!
Carmen Martinez: SOMBRA! Tabii ya! Adadaki gizli merkezleri yok edildiğinde küplere binmiş olmalılar!
Carmen Martinez: İyi de uçuş rotamızı nasıl ele geçirdiler?
Elliot Clayton: İşte asıl can alıcı kısım da burası <İsim>... Ortaya çıkardığınız sayılarda on altılık şifreler mevcut ve bunlar, yalnızca Büro üyelerinin bildiği özel şifreleme anahtarlarıdır!
Carmen Martinez: Yani ne demeye getiriyorsun Elliot? SOMBRA uçuş planımızı ele geçirmek için Büro'nun sistemini mi heklemiş?
Elliot Clayton: Elbette hayır, kimse koruma kalkanlarımı aşamaz!
Elliot Clayton: Durum çok daha vahim <İsim>. SOMBRA'nın bu şifreleme anahtarlarını ele geçirebilmesinin tek bir yolu var, o da...
Elliot Clayton: ...SOMBRA'ya şifreli anahtarları Büro'dan birinin göndermiş olması!
Carmen Martinez: Neler diyorsun sen yanu?! Büro'nun "içinden" birisi SOMBRA'ya bilgi mi sızdırmış?!
Elliot Clayton: Tam olarak onu diyorum <İsim>... Büro'dan biri SOMBRA'ya çalışıyor!

Büro üssü: Acil brifing...
Şef Ripley: Bunlar çok büyük iddialar Elliot... Büro'da bir SOMBRA köstebeği ha! Kanıtın nerede?!
Elliot Clayton: Üzgünüm ama Aristide'nin delikli kartlarındaki şifreleme anahtarları inkar edilemez bir kanıt. Uçuş rotamız SOMBRA'ya Büro'nun içinden biri tarafından uçurulmuş olmalı!
Şef Ripley: Bu kabul edilemez bir şey! O özel şifreleme anahtarlatına kimin erişimi var?! Sen, Elliot? Yoksa bu Michelle'in işi mi?!
Elliot Clayton: Michelle'in sistemlerimize erişimi yok, yani o olması mümkün değil. Ama onun dışında buradaki herkes anahtarlara erişebilir!
Carmen Martinez: Yani Büro'daki herkes şüpheli mi diyorsun?
Elliot Clayton: Korkarım ki evet.
Jonah Karam: Pekala, herkes bir sakin olsun! Hadi ama evlat, daha fazla bilgi edinmek için yapabileceğin bir şeyler olmalı. Ele geçirdiğin şu uydudan ne haber?
Elliot Clayton: BOB mi? Hayır, hiçbir şey bulamadım. Şu aşamada mesajın nasıl gönderildiğine dair bir fikrim yok. Ama iz bırakmadan erişilememesi için güvenlik önlemlerimi sıkılaştıracağım!
Şef Ripley: <İsim>, bunun üzerine ciddi bir biçimde düşünmeliyim. Bir saat sonra burada buluşalım!

Bir saat sonra...
Şef Ripley: Kararımı verdim <İsim>. İçimizden birinin SOMBRA'ya çalışıyor olması oldukça vahim bir durum ama işlerimizi tamamen askıya alamayız.
Carmen Martinez: İyi de içimizden biri Büro'ya karşı çalışıyorsa SOMBRA'yı nasıl alt edebilirz ki?
Şef Ripley: Köstebeğin zamanı geldiğinde kendisini ele vermesini beklemekten başka çare yok. Şimdiki önceliğimiz kesin kez Kenya!
Şef Ripley: SOMBRA'nın Lavinia De Brills'ten ne istediği muamma, ama eğer ona veya aile servetine gözlerini diktilerse ona onlardan önce ulaşmalıyız!
Şef Ripley: Hepimizin huzursuz olduğunu ve bu haberden sarsıldığını biliyorum ama kendimizi toparlamalıyız! <İsim>, Kenya'da yapılacak işlerimiz var!