Criminal Case Wiki
Advertisement
Vaka Diyaloglar

Kenya'da...
Jack Archer: <İsim>, hele şükür Kenya'ya varabildik. Bu kez SOMBRA'nın planını suya düşüreceğiz inşallah... Ama buraya gelene kadar da anamız ağladı hani!
Jack Archer: Uçağımızın Madagaskar'da düşürülmesi zaten kötüydü, ama ondan da kötüsü içimizde bir SOMBRA casusu olduğunu öğrenmek! Halen inanamıyorum!
Jack Archer: Kimden şüpheleneceğiz <İsim>? Şef Ripley'den mi? Lars'tan mı? Yoksa senden mi??
Jack Archer: Hayır, kabul etmiyorum. Biz bir aile gibiyiz! Sıra dışı bir aile olabiliriz ama kalbim bana diyor ki buradaki kimse SOMBRA'dan olamaz.
Şef Ripley: Ne yazık ki kalbinin dediği kanıt niteliği taşımıyor Jack. Büro'daki her türlü şüpheli faaliyeti gözlemlemeliyiz... Ama bu arada çalışmalarımızın aksamasına da izin veremeyiz.
Şef Ripley: SOMBRA adasında SOMBRA'nın suikastçılarını Afrika'ya gönderdiğini öğrenmiştik...
Şef Ripley: Sonra da SOMBRA'nın Lavinia De Brills ile Kenya'da iletişime geçmeyi planladığını ortaya çıkardık.
Şef Ripley: Lavinia'nın ailesi elmas çıkartıp satıyor... SOMBRA bu yüzden onun peşinde.
Jack Archer: İyi de o zaman neden peşinden suikastçı göndersinler? Göz dağı vermek için mi?
Jack Archer: Her neyse, zaten daha Lavinia'nın Kenya'nın neresinde olduğunu bile bilmiyoruz!
Ingrid Bjorn: Artık biliyorsunuz! <İsim>, Lavinia'nın Kariuki Maina adlı buralı bir rehberle safariye çıktığına dair istihbarat aldık.
Jack Archer: Eee... Gidip savanı mı arayacağız yani? Etrafta bir sürü vahşi hayvan varken hem de? Bana göre hava hoş ama olurda öfkeli bir zürafaya yem olursam sorumlusu Büro'dur, ona göre! Hadi gidelim <İsim>!

1. Bölüm

İncele: Savan.
Jack Archer: Oha...! Şu adamın sanki üzerinden fil geçmiş gibi!
Jack Archer: Yaka kartında "Kariuki Maina" yazıyor... Haklısın, bu isim gayet tanıdık! Ingrid bunun Lavinia'nın safari rehberinin adı olduğunu söylememiş miydi?
Jack Archer: Gezide ne haltlar olmuş <İsim>? Lavinia ile rehberi hayvanların saldırısına mı uğramışlar?
Jack Archer: Hey, doğru dedin! Kurbanın vücuduna bir ok saplanmış!
Jack Archer: Bunu bir hayvan yapmış olamaz <İsim>! Bu bir cinayet ve bir insan tarafından işlenmiş! O ok da cinayet silahı!
Jack Archer: İyi de bu adamı kim niye öldürsün? Ayrıca Lavinia nerede? Peşinde SOMBRA varken tesadüflere inanmak çok zor!
Jack Archer: Neyse ki ipuçları bulmuşsun! Şu telsiz cesedin yakınındaydı... Hadi kilidini açalım!
Jack Archer: Şu fotoğraf da kurbana ait olmalı. Kadını veri tabanında aratalım! Cinayet hakkında bilgi toplayıp Lavinia'yı bulmalıyız! Hadi gidelim!

Otopsi: Kurbanın Cesedi.
Angela Douglas: <İsim>, bende çocuklarımla görüntülü konuşma yapıyordum! <İsim> ve Jack Amca'ya merhaba deyin kızlar!
Üçüzler: Merhabaaaaa <İsim>!
Jack Archer: Merhaba kızlar!
Angela Douglas: Yakında yine konuşuruz canlarım!
Angela Douglas: Onları o kadar özlüyorum ki <İsim>... Endişelenmeden de edemiyorum, hele ki Büro'nun içinde olası bir hain olduğunu öğrendiğimizden beri.
Jack Archer: Ben bu hain konusunda pek emin değilim Angela... Yani, aramızdan kim SOMBRA'dan olabilir ki?
Angela Douglas: Ne düşüneceğimi şaşırdım Jack.
Angela Douglas: Her neyse <İsim>, sanırım ölü safari rehberi için buradasın. Senin de tahmin ettiğin gibi ilk bakışta fil tarafından ezilmiş gibi görünse de aslında kurban okla öldürülmüş.
Angela Douglas: Ayrıca okun zehirli olduğunu da söyleyebilirim!
Angela Douglas: Zehir, buraya özgü küçük bir ağaç olan Acokanthera schimperi'den elde edilmiş. Bu bitki kardiyak glikozit özelliği gösteren ouabain içeriyor...
Angela Douglas: Kısacası bu, kalbin durmasına yol açan güçlü bir zehir.
Angela Douglas: Zehir ağacın yaprakları, dalları ve köklerinde bulunur. Kurbanı öldüren her kimse bitkilerden epey anlıyormuş!
Jack Archer: Bu bitki meraklısı katil, <İsim> onu parmaklıklar ardına "dikmeye" geldiğinde hazır olsa iyi olur!

İncele: Bilinmeyen Kadın.
Jack Archer: Cinayet mahallinde bulduğun fotoğraftaki kadının adı Damaris Maina'ymış <İsim>...
Jack Archer: Ve bu Damaris kurbanla evli... Yani imiş.
Jack Archer: Bu tür haberleri vermekten hiç haz etmem <İsim>. Ama Damaris'le konuşmamız gerek!

Damaris Maina'ya kocasının öldüğünü haber ver.
Damaris Maina: Habari yako? Nasılsınız Memur Beyler? Gününüz nasıl geçiyor?
Jack Archer: Şey, aaa, sorduğunuz için sağ olun Bayan Maina ama haberler kötü... Şey, kocanız öldürüldü.
Damaris Maina: Öldürüldü?! Kariuki öldü mü yani? Olamaz!
Jack Archer: Başınız sağ olsun. Bize kocanız hakkında söyleyebileceğiniz bir şey var mı? Katilini yakalamamıza yardımcı olacak şeyler.
Damaris Maina: Ben... Özür dilerim <Rütbe> <İsim>, kafamı toparlayamıyorum... Kariuki iyi bir eşti. O bana, ben de ona çok yakındık.
Damaris Maina: Kariuki, sıradadn biir safari rehberi olmasına rağmen köydeki herkesten daha fazla kazanırdı. Belki birisi servetini kıskanıp onu öldürmüş olabilir.
Jack Archer: Kariuki tura çıkardığı Lavinia De Brills adlı bir turistten bahsetti mi hiç?
Damaris Maina: Kariuki mahremiyetine çok önem verirdi <Rütbe> <İsim>. İşinden bahsetmezdi hiç Kusura bakmayın, elimden daha fazlası gelmiyor.

İncele: Şifreli Telsiz.
Jack Archer: Kurbanın yakınında bulduğun bu telsiz görünüşe göre Nyota Adhiambo diye birine ait! Hadi şu Nyota'yı bula...
Sanjay Korrapati: <İsim>, bak ne buldum! Şu aslan yavrusu sence de çok tatlı değil mi?
Jack Archer: Sanjay?! Carmen'in savanda olduğundan haberi var mı? O aslanı da indir yere! Burası evcil hayvan çiftliği değil!
Sanjay Korrapati: Ama <İsim>, o kadar sevimli ki!
Jack Archer: Yavrunun annesi o kadar da sevimli olmaz ama! Bırak şu hayvanı Sanjay yoksa öfkeli aslanlar seni bir çırpıda yer, Carmen'de seni kurtaramadığım için beni çiğ çiğ yer!
Sanjay Korrapati: Peki! Off Jack, hem yaşlı hem de sıkıcısın!
Jack Archer: Yaşlı ve sıkıcı mı? Ben mi?! Siz zamane çocukları yok musunuz...
Jack Archer: Hee... Doğru dedin <İsim>, sorgulamamız gereken yeni bir şüpheli var. Unutmadım herhalde. Sanjay sen merkeze geri dönüyorsun!

Nyota Adhiambo'ya telsizinin neden kurbanın yanında olduğunu sor.
Nyota Adhiambo: Jambo! Umarım buraya vahşi hayvanları izlemeye gelmişsinizdir, onları öldürme niyetinde değilsinizdir! Kaçak avcılar yüzünden vahşi yaşam korucuları olarak işimiz başımızdan fazlasıyla aşkın!
Jack Archer: Burada bulunmamızın sebebi kesinlikle fil kafatası bulmak değil!
Nyota Adhiambo: Aslında avcılar daha çok fildişi için geliyor... Fildişi oldukça değerlidir ve karaborsada sağlam para ediyor. Neyse ki siz o tür insanlardan değilsiniz. Nasıl yardımcı olabilirim?
Jack Archer: <Rütbe> <İsim> ile Kariuki Maina adlı birinin cinayeti hakkında konuşmak istemiştik. Telsizinizi cesedinin yakınında bulduk.
Nyota Adhiambo: Ne? Maina öldürüldü mü? İyi de niye?
Nyota Adhiambo: Savanda devriyeye çıktığım zamanlarda ara ara Maina'nın turistleri gezdirdiğini görürdüm. Telsizimi de uzun süre önce yine devriyedeyken kaybetmiştim.
Nyota Adhiambo: Maina hakkında başka ne söyleyebilirim bilmiyorum. Duyduğuma göre müşterilerini yakındaki bir pansiyondan alıyormuş, tek bildiğim bu.
Jack Archer: Öyleyse şu pansiyonu bir ziyaret edelim! Hem doğru diyorsun <İsim>, rehber peşinde olduğumuz şu turistle orada tanışmış olabilir!

İncele: Safari Pansiyonu.
Jack Archer: Yok artık Ali Sami! <İsim>, hemen dibimizde bir fil var! Kenya'nın zengin bir vahşi yaşamı olduğunu biliyordum da bu vahşi yaşam neden her gittiğim yerde beni bulur?!
Yavru Fil: HIMMFF?
Jack Archer: Hee... Bu yavru fille neden ilgilendiğini şimdi anladım <İsim>! Hortumundaki yayı yeni fark ettim!
Jack Archer: Cinayet kurbanımızın bir fil tarafından ezilmeden önce okla vurulduğunu bildiğimize göre...
Jack Archer: Bu yay, cinayet silahı olan okun atıldığı yay olabilir mi dersin? Fil bunu cinayet mahallinde bulmuş olmalı.
Jack Archer: Hey sen, fil! Ver bakalım kanıtımızı!
Sanjay Korrapati: Fillere öyle hitap edilmez Jack!
Sanjay Korrapati: Merhaba tatlı fil! Eski bir arkadaşıma ne kadar da benziyorsun. Yayı bana verir misin lütfen?
Sanjay Korrapati: İşte <İsim>! Yay artık senindir!
Jack Archer: Yayı aldığın için sağ ol Sanjay. Şimdi şu fili bırak da merkeze dön! Böyle tek başına ortalıkta dolaşma!
Jack Archer: Vay be <İsim>, bu vaka bildiğin safariye döndö he! Neyse ki katilin kurbanı öldürmekte kullandığı yay artık yüksek ihtimalle elimizde! Hadi yayı Jonah'a götürelim!
Jack Archer: Bütün bu velvele sırasında bulduğun paramparça kağıdı neredeyse unutuyordum. Bunu hemen birleştirelim!

İncele: Paramparça Kağıt.
Jack Archer: <İsim>, safari için bir katılım formuymuş bu!
Jack Archer: Ama kağıt fazla güneşte kalmış ve bazı kısımları tamamen solmuş! Hadi hemen toz fırçasını kap gel!

İncele: Soluk Kağıt.
Jack Archer: <İsim>, bu safari katılım formunda Lavinia'nın adı yazılı!
Jack Archer: Lavinia bu pansiyonda kalıyor olmalı! Sonunda onu bulduk! Hadi hemen onunla konuşalım!

Lavinia De Brills ile olan biten hakkında konuş.
Lavinia De Brills: Ah merhaba, buraya yeni mi geldiniz? Safari için yılın en iyi zamanı, değil mi? Tüm bu büyüleyici... nası diyor siz... Antiloplar filan. Bana sorarsanız tek eksik bir şişe şampanya!
Jack Archer: <Rütbe> <İsim> ile buraya tatile gelmedik Bayan De Brills. Sizi uyarmaya geldik. Uluslararası bir suç örgütü size ve elmaslarınıza göz dikti!
Lavinia De Brills: Suçlular bana göz mü dikti? Af buyurun? Bir yanlışlık olmalı!
Jack Archer: Elmaslarınızın peşinde olduklarını düşünüyoruz! Son zamanlarda sıra dışı biriyle tanıştınız mı?
Lavinia De Brills: Tanıştığım tek kişi safari rehberim Kariuki'ydi. Birkaç saat önce beni pansiyona bıraktı.
Jack Archer: Eh, Kariuki öldürüldü! Malum örgütün peşinizde olduğunu düşünürsek, bu bir tesadüf olmayabilir!
Lavinia De Brills: Ne?! Kariuki öldü mü? Ne kadar da vahşice!
Lavinia De Brills: Onu çok iyi tanımıyordum tabii. Sonuçta insan, çalışanlarıyla bir dereceye kadar yakınlaşabiliyor. Yine de çok şaşırdım!
Jack Archer: ...Tabii. Neyse ki sizi o suç örgütünden önce bulduk. Sizi uyarmamız gerekiyor, kendinize dikkat edin!

Analiz et: Yay.
Jonah Karam: <İsim>, bu köstebek meselesi sanki bel altına tekme yemek gibi bir şey! Bunca zamandır koynumuzda yılan beslediğimize halen inanamıyorum!
Jack Archer: Ya evet, ben de senin bu köstebeği fark edememiş olmana inanamıyorum. Sen bizim güvenlik uzmanımız değil miydin?
Jonah Karam: Laflarına dikkat et birader...
Jack Archer: Neyse, buraya filden aldığımız yay için gelmiştik.
Jonah Karam: Tahmin ettiğiniz gibi yay, kurbanı vurmakta kullanılan ok ile örtüşüyor. Yani yay katile ait olmalı!
Jonah Karam: Yayın üstünde garip bir tortu vardı... Başta fil teri olduğunu düşünmüştüm ama ne olur ne olmaz diye Lars'a sorayım dedim!
Jack Archer: Pekala hacı, anlat bakalım neymiş!
Lars Douglas: <İsim>, yayın üstündeki şey keçi eti, sarımsak, limon ve biber karışımı imiş... Kısacası, popüler yöresel bir yemek olan nyama choma'nın malzemeleri!
Lars Douglas: Bu yemeği filin yapmış olabileceğini hiç sanmıyorum, bu yüzden nyama choma kalıntıları ancak katilden gelmiş olabilir!
Jack Archer: Katilin nyama choma'ya düşkünlüğü onun çöküşü olabilir <İsim>! Hapiste öyle lezzetli tıkınmalıklar bulamayacak!

Daha sonra...
Jack Archer: <İsim>, Kenya'ya gelmeden önce aramızda bir SOMBRA casusu olduğu haberiyle sarsıldık.
Jack Archer: SOMBRA'nın büyük ihtimalle elmaslarından ötürü Lavinia De Brills'in peşinde olabileceğini öğrendik ve kadını bulmak istedik.
Jack Archer: Ve Lavinia'ya SOMBRA'dan önce ulaştık... Tabii safari rehberinin cinayeti SOMBRA bağlantılı değilse.
Jack Archer: Kurban zehirli bir okla vurulmuş.a
Jack Archer: Karısının normalden epey fazla para kazandığından bahsetmesi dışında hakkında öyle göze çarpan bir şey yok... ama, belki de hep zengin turistler müşterisi olmuştur.
Jack Archer: Elimizde bu kadar az şey varken ne...
Sanjay Korrapati: <İsim>! Korkunç bir şey oldu! Koş!
Jack Archer: Sanjay?! Ne oldu, hem neden hala bu fille birliktesin? Sana bırak şu hayvanı demedik mi biz?
Sanjay Korrapari: Mesele de bu zaten <İsim>! Filin ailesini ararken... Bir iskelet yığınına takılıp düştüm!
Jack Archer: Ne yaptım dedin?!

2. Bölüm

Jack Archer: <İsim>, Kenya'ya gelmeden önce aramızda bir SOMBRA casusu olduğu haberiyle sarsıldık.
Jack Archer: SOMBRA'nın büyük ihtimalle elmaslarından ötürü Lavinia De Brills'in peşinde olabileceğini öğrendik ve kadını bulmak istedik.
Jack Archer: Ve Lavinia'ya SOMBRA'dan önce ulaştık... Tabii safari rehberinin cinayeti SOMBRA bağlantılı değilse. Elimizde fazla bir şey yok ama...
Sanjay Korrapati: <İsim>! Korkunç bir şey oldu! Koş!
Sanjay Korrapari: Filin ailesini ararken... Bir iskelet yığınına takılıp düştüm!
Jack Archer: Ne yaptım dedin?!
Sanjay Korrapati: Fil iskeletleri <İsim>! Fil avcılarının kampını buldum! Her yerde kemikler ve fil dişleri vardı!
Jack Archer: Ödümü patlattın be oğlum! Ben de insan iskeletlerinden bahsediyorsun sandım!
Sanjay Korrapati: İnsan iskeletlerinden bana ne?! <İsim>, insanlar burada filleri öldürüyor! Hem de tonla! Bir şeyler yapman lazım!
Jack Archer: Hımm, buralarda kaçak fil avcılığının bir sorun olduğunu duymuştuk. Fil dişleri karaborsa da satılıyormuş, hemde epey fahiş fiyatlarla...
Jack Archer: Mantıklı konuştun <İsim>: Bir cinayet soruşturmasında her türlü yasa dışı faaliyetle ilgili ipucunu takip etmek gerekir! Kaçak avcı kampı tam da aradığımız dönüm noktası olabilir!
Jack Archer: Hadi şu kampa gidelim! Ama sen oradan uzak duruyorsun Sanjay. Orası çocuklara göre bir yer değil!

İncele: Kaçak Avcı Kampı.
Jack Archer: Sanjay'in neden üzgün olduğunu şimdi anladım <İsim>! Fil avının kanıtlarını bu kadar yakından görmek rahatsız edici.
Jack Archer: Nasıl? Üzerinde kurbanın adının yazdığı bir sırt çantası mı buldun?!
Jack Archer: Kurbanın sırt çantasının burada ne halt yemeye işi var <İsim>? Çünkü burada olması için pek makul bir sebep gelmiyor aklıma...
Jack Archer: Tek ihtimal kurbanın kaçak fil avına karışmış olması!
Jack Archer: Demek Kariuki'nin değirmeninin suyu buradan geliyormuş! Filleri öldürüp dişlerini satıyormuş!
Jack Archer: Haklısın, o çantaya göz atmamız gerek! Belki bu cinayeti aydınlatacak bir şeyler buluruz!
Jack Archer: Şu asit bidonunun üstünde bir tutam saç var... Kaçak avcılar asiti ne için kullanır ki? Boşver, bilmesem daha iyi belki de. Kutudan saç örneği alsak yeter!
Jack Archer: Şu pusula da... Kanla kaplı! Biraz da toprak var sanki? Bunu süpürsek iyi olur!

İncele: Asit Bidonu.
Jack Archer: Harika <İsim>, hadi asit bidonundan aldığın bu saçı mikroskopta inceleyelim!

İncele: Saç.
Jack Archer: Kaçak fil avcılarının kampında bulduğun asit şişesinden topladığın saç Muthui Ndiritu adlı birine aitmiş.
Jack Archer: Bu Muthui her kimse, kurbanla iş çevirdiği gün gibi ortada! Bize tüm bildiklerini anlatsa iyi eder!

Muthui Ndiritu'yu kaçak fil avcılığı konusunda sıkıştır.
Jack Archer: Muthui Ndiritu, elimizde kaçak fil avcılığı yaptığına dair kanıt var!
Muthui Ndiritu: Ben mi? Yoo hayır, ben sıradan bir işçiyim. Ben bitkilerden anlarım, fillerden değil! Kariuki filleri tek başına avlıyor, tek suçlu o!
Jack Archer: Hah, demek Kariuki'yi tanıyorsun! Öyle diyorsun da fil avcılığı öyle tek başına yapılacak bir iş değil, Bay Ndiritu.
Jack Archer: Ayrıca kaçak avcı kampında bulunduğuna dair kanıt bulduk! Araştırdım ve öğrendim ki kaçak avcılar fil dişlerini temizlemek için asit kullanıyormuş!
Muthui Ndiritu: Tamam! Zaten her şeyi biliyorsunuz! Yine de filler konusunda çokbilmişlik taslamayın sakın! Fillerle yaşayan siz değilsiniz! Tarlamı ezip geçtiler ve bütün mahsüllerim telef oldu!
Muthui Ndiritu: Fil dişlerini satarak para kazanmak Kariuki'nin fikriydi. Alıcıları bulan oydu.
Jack Archer: İyi de, Kariuki öldü ama!
Muthui Ndiritu: Öldü mü? Ne ara?
Muthui Ndiritu: Her neyse, onu öldüren ben olmadığıma göre beni niye sıkıştırıyorsunuz anlamıyorum.
Jack Archer: Her şeyden önce kaçak avcılıktan! Başka ne suçlar işlediğini bulana kadar <Rütbe> <İsim> seni gözaltında tutacak!

İncele: Kurbanın Sırt Çantası.
Jack Archer: <İsim>, artık kurbanımızın kaçak av işinde olduğu kesinleşti! Çantasındaki şu kanla kaplı alet edevata bak! Şu ahşap heykelciğin burada ne işi var ki?
Jack Archer: Geleneksel bir oymaya benziyor ama ffigürlerden birinin... kafası kopmuş!
Jack Archer: Bu heykelcikten ne çıkartacağımı bilemedim <İsim>. Umarım Dupont'un bir fikri vardır!

Analiz et: Kırık Heykelcik.
Armand Dupont: Bonsoir <İsim>! İçimizde bir SOMBRA casusu olmasını halen sindiremiyorum. Neyse ki ziyaretin kısa da olsa bu kötü haberi unutmamı sağladı.
Jack Archer: Yardımımız dokunduysa ne mutlu... Şimdi, kurbanın sırt çantasında bulduğumuz bu heykelcik hakkında bize ne söyleyebilirsin?
Armand Dupont: Heykelcik, buranın geleneksel ahşap oymacılık zanaatının bir örneği! Zannımca bir düğün hediyesi. Buradaki iki figür karı ve kocayı, yani gelin ile damadı temsil ediyor...
Jack Archer: İyi de adamın kafası niye koparılmış?
Marina Romanova: Dupont bunu cevaplamam için beni çağırdı! Bu vandallık, uzun süre bastırılmış bir öfkenin patlaması. Heykelcikteki kafası koparılan adam gerçek birini temsil ediyor.
Marina Romanova: Heykelciği kıran kişi de muhtemelen bir kadın... Ya da kurbanın karısı!
Jack Archer: Heykelcik kurbanınsa, kıran kişi de kurbanın karısı olmalı!
Jack Archer: Damaris kocasının ölümüyle yıkıldığını söylemişti. Bakalım bunu nasıl izah edecek <İsim>!

Damaris Maina'yı kafası kopmuş heykelcik konusunda sıkıştır.
Jack Archer: Damaris, bu heykelciğe Kariuki'ye kızdığın için mi zarar verdin?
Damaris Maina: Şey... Keşke onu bulmasaydın <Rütbe> <İsim>. Karı koca arasındaki şeyler mahrem kalmalı.
Damaris Maina: Ama evet. Kızmıştım. Çok kızmıştım. Heykelciğini parçalayıp Kariuki'ye fırlattım.
Damaris Maina: Evde bütün gün çalışıp saçımı süpürge ediyordum ama bir teşekkürü bile çok görüyordu! Kariuki beni aldatıyordu! Bana kendi malı, hatta uşağı gibi davranıyordu!
Damaris Maina: Ben asla geri kafalı bir kabadayının malı olamam. Ne kadar zengin olursa olsun.
Jack Archer: Anladım. Paradan bahsetmişken, servetini, fildişi için filleri öldürerek kazandığını biliyor muydun?
Damaris Maina: Ne? Kariuki'nin yaptığı tüm melanetler artık beni şaşırtmaz diyordum ama artık bu kadarı...! O adamla evlendiğime bin pişmanım <Rütbe> <İsim>!
Jack Archer: Kariuki'yi öldürdüysen, ona da bin pişman olursun! O yolun sonu hapishaneden başka bir yere çıkmaz!

İncele: Pusula.
Jack Archer: Pekala <İsim>, hadi pusuladan aldığın şu kanlı tozu Lars'a götürelim!

Analiz et: Kanlı Toz.
Lars Douglas: Selam <İsim>! Kenya'nın nesi harika biliyor musun? Davulları! Şu ritme uyacak bir şarkı yazıyorum! Büro'daki SOMBRA köstebeğini nasıl alaşağı edeceğimizle ilgili!
Jack Archer: Dinlemek için can atıyorum usta! Şimdilik bize <İsim> ile kaçak avcıların kampında bulduğumuz pusulanın üstündeki kanlı tozdan bahsetsen?
Lars Douglas: Tozun içindeki kan kurbanın kanı!
Lars Douglas: Ama daha ilginç bir şey de vardı: Toz cinayet mahallinden gelmiş! Kurban öldükten sonra pusulayı kampa getiremeyeceğine göre...
Jack Archer: Pusulayı kaçak avcıların kampına bırakan kişi katil olmalı! Yani katil de oradaymış!
Johan Karam: Araya kaynadığım için kusura bakma <İsim>, de o pusulayı nereden buldun? Bu profesyonel işi bir alet! Nasıl kullanacağını biliyor musun ki?
Jack Archer: Alt tarafı bir pusula. Ne kadar zor olabilir ki?
Jonah Karam: Sandığından daha zor. Büyle bir pusula, ancak son derece ileri düzey yön bulma ihtiyaçları için kullanılır!
Jack Archer: Öyleyse... <İsim> doğru dedi! Bu pusula bize katilin ileri düzey yön bulma becerilerinin olduğunu gösteriyor! Bakalım hapishaneden çıkış yönünü de bulabilecek mi!
(Analiz sonrası)
Jack Archer: <İsim>, soruşturmada ilerleme kaydediyoruz ama kurbanın kaçak fil avı işinde olduğunu öğrenmemiz, onu kimin öldürdüğü hakkında bize pek bilgi vermiyor...
Jack Archer: Üstelik ölümünün, Lavinia De Brills ile ve SOMBRA'nın De Brills'e olan ilgisiyle bağlantısı olup olmadığını henüz bilmiyoruz.
Jack Archer: Doğru dedin, kurban Lavinia'yla safari pansiyonunda tanışmıştı... Ortada bir bağlantı varsa, bunu ancak pansiyonda bulabiliriz! Hadi gidelim <İsim>!

İncele: Pansiyon Salonu.
Jack Archer: <İsim>, bu broş kırık olabilir ama bunun fildişinden yapıldığını söyleyebilirim! Bunu toparlamalıyız!
Jack Archer: Doğru dedin, birisi kurbanla iletişim kurmak için pansiyonun bilgisayarını kullanmış olabilir! Belki de bilgisayarı kurban kullanmıştır. Hemen şifresini kıralım!
Carmen Martinez: Demek buradasın Jack! Söylesene, Sanjay'in bir fili ele geçirmesine hangi akla hizmet izin verdin?!
Jack Archer: Ben onun kimseyi evlat edinmesine izin vermedim ki! <İsim>, biraz arka çıksana, ben...
Carmen Martinez: Ne yaptığını bilmiyorum ama Sanjay file "Elsa" adını vermiş! Ona ömür boyu bakacakmış!
Jack Archer: Bunun tam olarak neresi benim suçum anlamış değilim. İşim başımdan fazlasıyla aşkın, <İsim> ile incelememiz gereken ipuçları var. Görüşmek üzere!

İncele: Paramparça Broş.
Jack Archer: Baksana <İsim>, bu fildişi broşun üstünde "Lavinia'ya" yazıyor. Lavinia dediği Lavinia De Brills mi sence?
Jack Archer: Lavinia'nın fildişi mücevherleri var, kendisinin safari rehberi de yasa dışı fildişi satıyordu... Biraz fazla büyük bir tesadüf bence!
Jack Archer: Hadi Lavinia'yla tekrar konuşalım <İsim>!

Lavinia De Brills'i sahip olduğu fildişi mücevheri konusunda sıkıştır.
Lavinia De Brills: Beni sofradan niye kaldırdın <Rütbe> <İsim>? Elmaslarımı isteyen suç örgütünü mü yakaladınız yoksa?
Jack Archer: Ne yazık ki hayır. Ama onun yerine fildişi broşunuzu bulduk... Safari rehberinizin yasa dışı fildişi sattığını düşünürsek, bu sizin için pek de hayra alamet değil!
Lavinia De Brills: Ne? Hepsi bu mu? Yemekteki leziz nyama choma'yı bunun için mi kaçırıyorum yani?
Lavinia De Brills: Çok merak ettiyseniz söyleyeyim, bu kabartma madalyon bana büyük büyükannemin hediyesiydi. Yıllardır bendedir!
Lavinia De Brills: Doğada yön bulma konusunda yetenikli olabilirim ama kesinlikle ima ettiğiniz gibi Kariuki ile fil öldürmüşlüğüm falan yok!
Lavinia De Brills: Bana fildişi satmayı teklif etti ama reddettim! Buraya bunun için gelmedim ben.
Lavinia De Brills: Buraya o muazzam hayvanları görmek ve yöresel bitkileri öğrenmek için geldim! Lakin bu korkunç cinayet tüm safari planlarımı suya düşürdü!
Jack Archer: Şayet söz konusu cinayeti siz işlediyseniz, sorunlarınız bununla sınırlı kalmayacak!

İncele: Pansiyondaki Bilgisayar.
Jack Archer: Pansiyon bilgisayarında ayıklanması gereken bir sürü veri var <İsim>. Bırakalım da bununla bizim yerimize Elliot uğraşsın!

Analiz et: Pansiyondaki Bilgisayar.
Elliot Clayton: <İsim>, umarım buraya Sanjay ve koca kulaklı arkadaşı için gelmemişsindir! Az önce Carmen'de buradaydı, onları arıyormuş. Sanki burada fil ağırlayabilirmişim gibi!
Jack Archer: Tabii. Fil bir yana, <İsim> ile pansiyonda bulduğumuz bilgisayardan kurbanla ilgili bir şey çıktı mı?
Elliot Clayton: Evet çıktı! Kurban bu bilgisayarla Melvin Cheruiyot isimli birine mesajlar göndermiş, adamla epey bir görüşme ayarlamış.
Elliot Clayton: Melvin'i araştırdım. Kendisi buraya yakın bir şehirde görev yapan bir bürokrat. Ayrıca konumuna bakılırsa cebi fazla şişik diyebiliriz.
Jack Archer: Peki öyleyse <İsim>, gidip Melvin'e bizim kaçak fil avcısıyla neden bu kadar çok görüşme yaptığını soralım!

Melvin Cheruiyot'u kurbanla yaptığı görüşmeler hakkında sorgula.
Melvin Cheruiyot: Hoş geldiniz memur beyler! Sizinle tanışmak benim için bir zevk. Sıhhatiniz yerindedir umarım? Çoluk çocuk nasıl?
Jack Archer: Sorduğunuz için sağ olun ama <Rütbe> <İsim> ile burada bulunma sebebi bir cinayet soruşturması. Kendisini siz de tanıyorsunuz, adı Kariuki Maina.
Melvin Cheruiyot: Kariuki öldü mü? Vah yazık.
Jack Archer: Kariuki'yi ne kadar iyi tanırdınız? Onunla sık sık görüştüğünüze dair kanıtımız var.
Melvin Cheruiyot: İnsan insanı ne kadar iyi tanıyabilir ki <Rütbe> <İsim>? Kariuki beni sık sık görmek isterdi. Muhtemelen arkadaşı olduğumu sanıyordu. Onun tur rehberliği iznini ben çıkarmıştım.
Jack Archer: Peki onun "arkadaşı" olarak, Kariuki'nin kaçak fil avcılığı yaptığını ve fil dişlerini karaborsada sattığını biliyor muydunuz?
Melvin Cheruiyot: Tabii ki hayır! Kariuki'mi yapıyormuş tüm bunları? Bu ciddi bir suçlama. Üstelik herhangi bir kanıt da göremiyorum.
Melvin Cheruiyot: Başkalarını öyle alelacele suçlalamak lazım. Svahili dilinde dediğimiz gibi, haraka haraka haina baraka! Yani, acele işten hayır gelmez!
Jack Archer: Resmi bir soruşturmayı aksatmaktan da hayır gelmez. Bu yüzden kendi iyiliğiniz için, umarım bize her şeyi söylemişsinizdir Bay Cheruiyot!

Daha sonra...
Jack Archer: Bu soruşturma başımı döndürdü <İsim>!
Jack Archer: SOMBRA'nın Lavinia De Brills'in elmas şirketiyle ilgilendiğini öğrenince, kadını bulup uyarmak için Kenya'ya geldik.
Jack Archer: Ama Lavinia'ya ilaveten bir de tur rehberini bulduk... Ama ölü olarak!
Jack Archer: Daha derin araştırmalarımız sonucu kurbanın kaçak fil avladığını ortaya çıkardık. Filleri öldürüp dişlerini karaborsada satıyormuş.
Jack Archer: Ayrıca kurbanın henüz bilmediğimiz bir nedenle düzenli olarak görüştüğü tekinsiz bir bürokratla tanıştık. Melvin'in kurbanın fildişi ticaretine bulaştığından haberi var mıydı acaba?
Jack Archer: Belki de cinayetin fildişiyle alakası yoktur. Kurbanın karısı berbat bir koca olduğu için onu öldürmeye dünden hazır gibiydi!
Jack Archer: Bu arada ekipteki herkes aramızdaki hain konusunda büyük bir üzüntü duyu...
Jack Archer: Bir saniye, o ses de neydi öyle <İsim>?
Jack Archer: Aaa! Vahşi hayvanlar üstümüze doğru geliyor! Zamanında kaçmamız imkansız!
Jack Archer: <İsim>, imdat!!

3. Bölüm

Jack Archer: SOMBRA'nın Lavinia De Brills'in elmas şirketiyle ilgilendiğini öğrenince, kadını bulup uyarmak için Kenya'ya geldik.
Jack Archer: Ama Lavinia'ya ilaveten bir de tur rehberini bulduk... Ama ölü olarak!
Jack Archer: Daha derin araştırmalarımız sonucu kurbanın kaçak fil avladığını ortaya çıkardık. Filleri öldürüp dişlerini karaborsada satıyormuş. Şimdi...
Jack Archer: Aaa! Vahşi hayvanlar üstümüze doğru geliyor! Zamanında kaçmamız imkansız!
Jack Archer: <İsim>, imdat!!
Jack Archer: Çok fazlalar!
Nyota Adhiambo: <Rütbe> <İsim> Ne işiniz var burada? Antilopların önünden çekilin hemen! Çok tehlikeli!
Jack Archer: Onu fark ettik de, bir türlü ilerleyemiyorum!
Nyota Adhiambo: Beni takip et <Rütbe!

-Kısa süre sonra...-
Jack Archer: Ucuz yırttık <İsim>, o da neydi öyle?!
Nyota Adhiambo: Bu bir antilop göçü; dünyanın dört bir yanından turistlerin izlemek için geldikleri muazzam bir olay. Tabii turistler genellikle kendilerini antilopların önüne atmazlar!
Jack Archer: Ben atmadım ki! Onlar attı! Onlar...
Jack Archer: Ah her neyse. Yardımınız için teşekkürler Bayan Adhiambo!
Nyota Adhiambo: Benim işim bu <Rütbe> <İsim>! Artık güvende olduğunuza göre gidebilirim!
Jack Archer: Evet <İsim>, biz de artık gitsek iyi olur. Merkeze gidip uzun bir duş almak, sonra da...
Jack Archer: Ne? Hay lanet, haklısın! Eğer antilop göçü tüm savanı kapsıyorsa, cinayet mahalline ulaşıp tüm kanıtların üstünden geçmeleri an meselesi! Bir an önce oraya dönmemiz gerek!

İncele: Savan Bitki Örtüsü.
Jack Archer: Bulduğun şu taşın üstünde kan var <İsim>! Sence kurbanın mıdır, yoksa katilin mi? İyisi mi bir örnek alalım!
Jack Archer: Şu not da kurbana yazılmış! Fakat metnin üstü... kurumuş yapraklarla mı kaplı? Hadi bunları süpürelim!
Jack Archer: Ayrıca cinayet mahallinde yırtık bir fotoğrafın ne işi olur? Hadi bunu yapıştıralım! Hadi <İsim>, eğer bu cinayetin SOMBRA veya Lavinia'yla bağlantısı varsa zaman kaybedemeyiz!

İncele: Paramparça Fotoğraf.
Jack Archer: Nasıl lan! <İsim>, bu fotoğrafta kurban Nyota Adhiambo'yla pek sıkı fıkı!
Jack Archer: Nyota kurbanla ayak üstü tanıştığını söylemişti ama bu fotoğraf farklı telden çalıyor!
Jack Archer: Nyota'dan bazı cevapları acilen almamız gerekiyor!

Nyota Adhiambo'yu kurbanla olan ilişkisi konusunda sorgula.
Jack Archer: Bayan Adhiambo, bizimle konuştuğunuzda kurbanla ne kadar yakın olduğunuzdan bahsetmeyi unuttunuz!
Nyota Adhiambo: Ah... Bunu öğrenmeyeydin iyiydi <Rütbe> <İsim>.
Nyota Adhiambo: Kariuki'yle bir kaçamağımız oldu. Bu arada beni yargılamadan önce belirteyim, o zamanlar evli olduğunu bilmiyordum.
Nyota Adhiambo: İyi bir adama benziyordu ve pek çok ortak noktamız vardı. Hayvanlar ve bitkileri araştırmak, doğada yön bulma... Birkaç kez çıkmışlığımız var.
Nyota Adhiambo: Ama çok geçmeden onu sepetledim. Yatakta horlaması yetmezmiş gibi bir de birlikte yediğimiz nyama choma'yı karısının pişirdiğini öğrenmeyeyim mi! Beni salak yerine koydu resmen!
Jack Archer: Evet, aşkta hayal kırıklığına uğramak nedir bilirim. Kız arkadaşım beni terk ettiğinden beri...
Jack Archer: Affedersin <İsim>, haklısın. Şimdi sırası değil.
Jack Archer: Bayan Adhiambo, Kariuki'nin kaçak fil avladığını biliyor muydunuz? Yakınlarda kampını bulduk...
Nyota Adhiambo: Ney ney ney NEY?! Kampını bulduk derken ne demek istiyorsunuz? Neden hemen bana haber vermediniz?
Nyota Adhiambo: Ben bir vahşi yaşam korucusuyum! Kampı ve Kariuki'nin suçlarını bana bildirmeniz gerekirdi! Artık ölümüne zerre üzülmüyorum! Hain köpek!
Jack Archer: Onu öldüren de pek evliya sayılmaz hani! Umarım o sen değilsindir yoksa <Rütbe> <İsim> ne yapar eder seni parmaklıklar ardına gönderir!K

İncele: Not.
Jack Archer: Notun üstündeki kuru yaprakları topladığına göre artık notta ne yazdığını okuyabiliriz <İsim>!
Jack Archer: Notta diyor ki, "Kariuki, beni denemeye kalkma! Ben olmasam bütün operasyonun çökerdi." Bu hiç hayra alamet değil!
Jack Archer: İyi dedin, bu notu yazan her kimse kurbanın fildişi ticaretine bulaşmış olmalı. Sonuçta kurbanın operasyonu dediği bu!
Jack Archer: Doğru diyorsun <İsim>, notun üstündeki bu kuru yapraklar gönderenin kimliğini belirlememize yardımcı olur! Hadi şunu hemen mikroskopta inceleyelim!

İncele: Kuru Yapraklar.
Jack Archer: Kurbana gönderilen tehdit notundaki kuru yapraklar, Küba purosu tütünüymüş!
Jack Archer: Küba purosu burada pek kolay bulunmaz... Haklısın, Melvin Cheruiyot dışında kimsenin Küba purosu içtiğini sanmıyorum!
Jack Archer: Melvin kurbanın yasa dışı yollardan fildişi sattığını bilmediğini iddia etmişti ama bu not bariz bir biçimde operasyonun içinde olduğunu gösteriyor! Hadi gidip Melvin'e hesap soralım!

Melvin Cheruiyot'u kurbana yönelik tehditleri konusunda sorgula.
Melvin Cheruiyot: Yine karşılaştık <Rütbe> <İsim>! Ne hoş.
Jack Archer: Oyun bitti Bay Cheruiyot! Kurbanı tehdit ettiğiniz notu bulduk!
Melvin Cheruiyot: Ee o mu? Bir yanlış anlaşılma olmuş sanırım...
Melvin Cheruiyot: Kariuki'nin safari rehberlik iznini iptal ettirme imkanım vardı. Ona turistlere yerel bitki örtüsü hakkında yanlış bilgiler vermeye devam ederse, bunu yapacağımı söyledim.
Jack Archer: Öyle mi? Demek notunuz bitki örtüsüyle ilgiliydi. Biz daha çok hayvanlarla ilgili sanmıştık! İtiraf edin Bay Cheruiyot! Kariuki'nin fildişi işinin içindeydiniz!
Melvin Cheruiyot: Hayır değildim!
Melvin Cheruiyot: Melvin arada sırada bana hediyeler verirdi o kadar. Sanırım safari rehberliği iznini çıkardığım için müteşekkildi.
Jack Archer: Ya da kaçak avlanmasını görmezden gelin diye size rüşvet veriyordu!
Jack Archer: Şu anda sizi tutuklamak için elimizde somut delil olmayabilir ama Kariuki'yi öldüren sizseniz, <Rütbe> <İsim> cinayeti sizin işlediğinizi mutlaka kanıtlayacaktır!

İncele: Kanlı Taş.
Jack Archer: Hadi taştan aldığın şu kanı hemen Lars'a gönderelim <İsim>!

Analiz et: Kan.
Lars Douglas: Selam <İsim>! Tak tak!
Jack Archer: Usta biraz meşgulüz şimdi. Ama neyse, kim o?
Lars Douglas: Ben şah!
Jack Archer: Hangi şah?
Lars Douglas: Şah-ane bir kan örneği <İsim>!
Jack Archer: .......
Lars Douglas: Her neyse! Cinayet mahallinde bulduğun taşın üstündeki kan kurbana ait değil... Muthui Ndiritu adlı birine aitmiş!
Jack Archer: Muthui mi?! Onun kanı oraya nasıl ulaşmış? İyisi mi nezarethaneye inip kendisine soralım <İsim>!

Muthui Ndiritu'yu taşın üstünde bulunan kanı konusunda sorgula.
Jack Archer: Muthui, <Rütbe> <İsim> üzerinde kanının olduğu bir taş buldu ve...
Muthui Ndiritu: Kanımın neden o taşın üstünde olduğunu mu merak ediyorsunuz? Kariuki'ye sorun! Taşı bana atan oydu!
Muthui Ndiritu: Tek istediğim fildişinin getirdiği kârdan eşit pay almaktı! Bunu duyunca tepesi attı!
Muthui Ndiritu: Güya müşteri bulup işimizi kolaylaştırdığı için aslan payını o hak ediyormuş... Ama avlanan da bendim! Yön bulma konusunda ikimiz de iyiydik ve aynı riskleri alıyorduk!
Muthui Ndiritu: Kariuki köşe oldu, ben ise fakir kaldım. Benim için nyama choma bayram ziyareti gibiyken o moloz istediği zaman yiyebiliyordu!
Muthui Ndiritu: Ama son gülen iyi güler! Kariuki geberdi gitti, hangimiz daha zekiymiş bakalım!
Jack Archer: Eğer adamı sen öldürdüysen hiç zeki olmadığın kesin! Çünkü <Rütbe> <İsim> bunu yanına bırakmaz!

Daha sonra...
Jack Archer: <İsim>, bu vakada çok fazla kemik ve fildişi var ve SOMBRA şu anda muhtemelen karanlıkta pusmuş bekliyor. Acil yeni ipuçlarına ihtiyacımız var!
Jack Archer: Kaçak fil avının etrafında bir sürü şey dönüyor... Doğru dedin, kampa tekrar baksak iyi olur!

İncele: Kaçak Avcıların Kasaları.
Jack Archer: <İsim>, her şey ulu orta açıktayken bu kasa kilitli... Hadi kilidi kıralım!
Jack Archer: Eğer bu keseyi katilin düşürmüş olabileceğini düşünüyorsan içine bakmmamız gerekir!

İncele: Kese.
Jack Archer: Kesenin içinde bulduğun şu garip şeyin üstünde kan var <İsim>! Bunun ne olduğunu bilmiyorum ama bunu koşar adım Lars'a göndermemiz gerektiği kesin!

Analiz et: Kanlı Nesne.
Lars Douglas: Hey <İsim>, bakalım şarkı sözlerimi beğenecek misin: "Hey SOMBRA, hain köstebeğin de buluna! Büro'ya sızdın, bu kalmaz yanına!"
Jack Archer: Çok... Sağlam bir şarkı olacak hacı.
Jack Archer: Geri kalanını yazmadan önce <İsim> ile avcıların kampında bulduğumuz kesenin içindeki şeyden bahsedetsen!
Lars Douglas: Bana gönderdiğin bu ufak şey bir kol saatinin kurma kolu çıktı!
Lars Douglas: Ve üzerindeki kan da kurbanın kanı!
Jack Archer: İyi de kurban saat takmıyordu ki!
Lars Douglas: Ama birileri takıyormuş!
Jack Archer: Ben o "birilerinin" kim olduğunu biliyorum! Katil taktığı saat ile hapishanede ne kadar yatacağını hesaplar gari! Onu ifşa etmemize ramak kaldı <İsim>!

İncele: Kilitli Dolap.
Jack Archer: Görünüşe bakılırsa yakın zamanda bu kasede bir karışım hazırlanmış! Bür tür... Bitkimsi bir şey. Neden o kilitli dolabın içindeydi acaba?
Jack Archer: Doğru dedin <İsim>, bu kadar zararsız görünen bir şeyi kilitlemenin tek bir nedeni olabilir...
Jack Archer: O da kasenin içindeki şeyin zehirli olması! Hadi kâseyi Lars'a götürelim <İsim>! Kaybedecek zamanımız yok!

Analiz et: Kase.
Lars Douglas: Sezgilerinde haklı çıktın <İsim>! Kaçak avcıların kampında bulduğun dolaptaki kasenin içindeki şey zehirmiş!
Lars Douglas: Kasenin içinde Acokanthera schimperi bitkisi kalıntıları çıktı. Bu bitki son derece zehirli olup...
Jack Archer: <İsim> doğru diyor, bu aloha şimşeğini daha önce duymuştuk! Angela, kurbanı öldüren okta bu bitkinin zehrinin kullanıldığını söylemişti!
Jack Archer: Bu da demek oluyor ki katil zehri bu kasede karıştırmış! Diğer yasa dışı eşyaların arasında kaynayıp gider diye kampa bırakmış olmalı!
Lars Douglas: O zaman katil hakkında bir şey daha söyleyebilirim <İsim>! Kasede bir tür bitkisel merhemin kalıntılarına da rastladım. Bu merhem, yara tedavisinde kullanılıyor!
Jack Archer: Yani katil yara izine sahip! Böylesine göze çarpan bir izle bizden saklanması mümkün değil!

Jack Archer: <İsim>, sonunda Kariuki Maina'nın katiline kelepçeyi vurup cinayetin SOMBRA'yla bağlantılı olup olmadığını öğrenebileceğiz! Hadi gidelim!

Katili Tutukla.
Jack Archer: Nyota Adhiambo, Kariuki Maina'yı öldürmekten tutuklusun!
Nyota Adhiambo: Oturup bu saçmalığı dinleyecek değilim.
Jack Archer: <Rütbe> <İsim>'in seni takip etmesini istemiyorduysan, kurbanı vurduğun yayda nyama choma izleri bırakmayacaktın!
Nyota Adhiambo: O izleri benim bıraktığımı kim söylüyor?
Jack Archer: Kanıtlar söylüyor! Bitkiler konusunda epey bilgilisin; okta kullanmış olduğun zehri de bu sayede hazırlayabildin!
Nyota Adhiambo: Ne zehrinden bahsettiğinizi bilmiyorum.
Jack Archer: Bunu söylemen çok ilginç... Çünkü zehri karıştırdığın kaseti bulduk! Haberin olsun, yara merheminin kalıntılarını da bırakmışsın!
Nyota Adhiambo: Zaten her şeyi bulmuşsun <Rütbe> <İsim>. Beni hakkınızla alt ettiniz.
Nyota Adhiambo: Evet, Kariuki'yi öldürdüm. Pişman da değilim!
Nyota Adhiambo: Kariuki ile çıktığımı biliyorsun <Rütbe> <İsim>. Ama işin aslı, ona gerçekten aşıktım. Aptal kafam. O ise beni filler hakkındaki bilgilerim için kullandı!
Nyota Adhiambo: Ona bildiğim her şeyi anlattım! Fillerin göç davranışlarını, zayıflıklarını... Her şeyi! Sonra da bu bilgileri dişleri için filleri öldürmek üzere kullandığını öğrendim!
Nyota Adhiambo: Ben hayatımı hayvanları korumaya adadım ama Kariuki beni onlara karşı işlediği suçlara alet etti! Bunu öğrenmek beni öylesine sarstı ki, evli olduğunu öğrenince bile o kadar etkilenmedim.
Nyota Adhiambo: Ben de adaleti kendim sağladım. Buralarda filler zehirli oklarla öldürülür. Ben de Kariuki'yi aynı yöntemle infaz ettim. Hak ettiğini aldı!
Jack Archer: İşte tam da burada yanılıyorsun. Kariuki'nin ciddi suçlar işlediği doğru ama alacağı cezaya yarar vermek senin vazifen değil!
Jack Archer: Bu çizgiyi aştığın için de cinayetten tutuklusun!

Nigel Adaku: Nyota Adhiambo, Kariuki Maina'yı öldürmekle suçlanıyorsun. Savunman nedir?
Nyota Adhiambo: Suçluyum Hakim Bey. Ama o adam para için filleri katlediyordu! Fillerin yasa dışı avcılıktan neler çektığını biliyor musunuz? Bazı bölgelerde sürülerin %80'i yok olmuş durumda!
Nigel Adaku: Kimin yaşayıp yaşamayacağına karar vermek üzerine vazife değil Bayan Adhiambo!
Nigel Adaku: Bu yüzden mahkeme seni 10 yıl hapisle cezalandırıyor!
Nyota Adhiambo: Olamaz! Beni savandan o kadar süre ayrı tutamazsınız! Ben yokken hayvanları kim koruyacak?!

Daha sonra...
Jack Archer: Keşke iyi niyetli insanlar cinayete başvurmasalar <İsim>! Nyota hayvanları kurtarmak istemiş ama yanlış yöntemlere başvurmuş!
Jack Archer: En azından bir şeyden eminiz. Lavinia'nın safari rehberinin cinayeti onunla veya SOMBRA'yla alakalı değilmiş!
Jack Archer: Ama bu durum daha fazla soruyu da beraberinde getiriyor. Eğer bu SOMBRA'nın işi değilse, neredeler şu anda? Lavinia'ya ulaşmayı planlıyorlardı. Lavinia burada ama herhangi bir şekilde eyleme geçmediler.
Jack Archer: Sence o adada SOMBRA'ya sandığımızdan daha ağır bir darbe indirmiş olabilir miyiz? Belki de Lavinia'ya ulaşmaktan vazgeçmişlerdir?
Jack Archer: Belki de SOMBRA, ajanları elimizde olduğu için planlarını değiştiriyordur?
Jack Archer: Ajan demişken, en azından aramızda olduğu iddia edilen hain henüz...
Elliot Clayton: <İsim> çabuk gel! Birisi uydumuz BOB'yi sabote etmiş!

İçimizdeki Düşman 2

Jack Archer: <İsim>, Lavinia'nın safari rehberinin katilinin SOMBRA'yla ilgili olmadığını ortaya çıkardık çıkarmasına da, şimdi de elimizde cevaptan çok soru var!
Jack Archer: SOMBRA'nın kendisiyle temas kuracağını bildiğimizden Lavinia De Brills'in bulmak için Kenya'ya geldik. Amaçları muhtemelen De Brills'in elmasları için bir anlaşma yapmaktı!
Jack Archer: SOMBRA suikastçılarının Lavinia'ya ulaşmaya çalıştığını öğrenince, anlaşmayı reddetmesi halinde kendisine gözdağı vermeyi planladıklarını düşünmüştük.
Jack Archer: Lakin cinayetin SOMBRA'yla bir bağlantısı olmadığı gibi ortaya bir SOMBRA ajanı da çıkmadı. Acaba Lavinia ile ilgili planlarını mı değiştirdiler ya da...
Elliot Clayton: <İsim> çabuk gel! Birisi uydumuz BOB'yi sabote etmiş!
Jack Archer: Ne?! Ne demek sabote etmiş? Kim yapmış?
Elliot Clayton: Bilmiyorum ama uyduyu sabote eden her kimse Büro'nun içinden biri olmalı çünkü kontrol odasına girmek için güvenlik kodunu girmek gerekiyor!
Michelle Zuria: İşler kızışıyor! <Rütbe> <İsim>, artık köstebek kendisinden haberdar olduğunu bildiği için daha cüretkar adımlar atmaya başladı! Köstebek...
Lavinia De Brills: <Rütbe> <İsim>! Seninle acilen konuşmam gerek!
Jack Archer: Şimdi hiç uygun bir zaman değil Bayan De Brills. Acele mi?
Lavinia De Brills: Evet! Ayrıca son derece gizli...
Şef Ripley: <İsim>, Jack'i al ve neler döndüğünü öğren! Birazdan sizinle olurlar Bayan De Brills!
Elliot Clayton: Şu uydu konusunda da en kısa zamanda yanıma uğra <İsim>! Michelle'i de yanında getir!

Lavinia De Brills'e sorunun ne olduğunu sor.
Jack Archer: Bayan De Brills, <Rütbe> <İsim> ile bu kadar acil konuşmak istemenizin sebebi nedir?
Lavinia De Brills: <Rütbe> <İsim>, şirketimde herhangi bir sorun olmadığını söylerken pek dürüst davranmadım.
Lavinia De Brills: Yakın zamanda şirketin kayıtlarında bir tutarsızlık olduğunu fark ettim. Bazı nakliyat ve üretim belgeleri birbirini tutmuyordu... Ayrıca yüklü miktarda elmas da kayıplara karışmıştı!
Jack Archer: Yani birinin şirketinizden elmasları çaldığını mı ima ediyorsunuz?
Lavinia De Brills: Bu durum başka türlü nasıl açıklanır bilmiyorum! Araştırmaya başladım ve kanıt olarak birkaç belge hazırladım...
Lavinia De Brills: Belgeleri pansiyonda tutuyordum ama birisi onları çalmış! Hem de az önce!
Lavinia De Brills: Bu ne demek oluyor <Rütbe> <İsim>? Sizin şu suç örgütünden birileri burada olabilir mi? Hırsızlığın arkasında onlar mı var?
Jack Archer: Bayan De Brills, eğer onlar varsa <Rütbe> <İsim> izlerini sürmek için ne gerekirse yapacaktır! Pansiyonu aramakla başlayabiliriz. Hadi gidelim!

İncele: Safari Pansiyonu.
Jack Archer: Bu, Lavinia'nın belgelerini tuttuğu dosya olmalı... Ve tam da dediği gibi için bomboş!
Jack Archer: Neyse ki dosyayı boşaltan her kimse üzerine deri hücreleri bırakmış! Hadi hemen bir örnek alalım!

İncele: Belge Dosyası.
Jack Archer: Lavinia'nın dosyasından topladığın deri hücrelerini hemen Lars'a teslim edelim <İsim>! İşin içinde SOMBRA varsa acele etmemiz gerekir!

Analiz et: Deri Hücreleri.
Lars Douglas: Kenya'da başka neye bayıldım biliyor musun <İsim>? Kahveye! Doyamıyorum! Bir bardak, iki bardak, üç bardak...
Jack Archer: Ee, usta? <İsim> ile Lavinia'nın belge dosyasından topladığımız deri hücreleri hakkında bir şey diyebilecek durumda mısın acep?
Lars Douglas: Tabii! Hemen söyleyeyim! Şu anda enerji patlaması yaşıyorum! Deri hücreleri tanıdığımız biriyle eşleşiyor: Sanjay'le!
Jack Archer: Ne?! Usta sen ciddi misin yoksa fazla kafeinden mi böyle konuşuyorsun? Lavinia'nın belgelerini Sanjay mi çalmış?
Lars Douglas: Laboratuvar sonuçları yalan söylemez <İsim>! Aradığınız hırsız Sanjay!
Jack Archer: Öyleyse Sanjay bize bir açıklama borçlu!

Sanjay Korrapati'yi Lavinia'nın belgelerini çalması konusunda sıkıştır.
Jack Archer: Sanjay! Bayan De Brills'in belgelerini niye çaldın?
Sanjay Korrapati: O aptal belgeleri ne yapayım! Ben para arıyordum!
Jack Archer: Paraya ihtiyacın varsa çalmak yerine vasinden istemen gerekirdi!
Sanjay Korrapati: Ondan isteyemezdim! Kaçmama izin vermezdi!
Jack Archer: Neden kaçmak istiyorsun ki?! Eğer kaçıp da fillerle yaşamak içinse yemin ediyorum...
Sanjay Korrapati: SOMBRA'yla yaşamaktansa fillerle yaşarım daha iyi! İçinizden herhangi bir onlara çalışıyor olabilir!
Jack Archer: Ah be Sanjay. Büro'da casus olması korkutucu ama yine de dışarıda yalnız kalmaktansa bizimle olman daha iyi!
Jack Archer: Sadece... Bize biraz daha güven, olur mu? <İsim> sana zarar gelmesine müsaade etmez!
Sanjay Korrapati: Şey... Evet. Zaten artık tek başıma olmak istemiyorum, o yüzden burada kalacağım. Yalnız önce gidip Elsa'ya veda etmem gerek.
Jack Archer: Bir saniye, gitmeden önce: o dosyadan aldığın belgelere ne yaptın?
Sanjay Korrapati: Ben, şey, onları en son tahmin edilecek yere attım: Kaçak avcıların kampına!
Jack Archer: Öyleyse kaçak avcıların kampına gidiyoruz! Yalnız yolda üç beş atıştırmalık alsak iyi olur <İsim>. Moral konuşmaları yorucu oluyor!

İncele: Kaçak Avcı Kampı.
Jack Archer: Bu belge açıkça Lavinia'nın şirketine ait <İsim>! Elmas nakliyatlarıyla ilgili genel bir açıklama...
Jack Archer: Belge de çeşitli hedeflere gönderilen elmasların miktarları listeliyor... Sonda da toplam nakliyat miktarı var.
Jack Archer: Baksana, tam da Lavinia'nın dediği gibi! Toplam ile nakliye edilen elmasların miktarı arasında bir tenakuz var!
Jack Archer: İyi de... Bu gerçekten de SOMBRA'nın işi mi sence? Onlar için biraz fazla ufak çaplı gibi sanki.
Jack Archer: İyi dedin <İsim>, belgenin soluk kısımlarını kurtarırsak daha fazlasını öğrenebiliriz! Hadi hemen bir toz atalım!

İncele: Solmuş Belge.
Jack Archer: <İsim>, belgedeki notta "Prens Abioye ne biliyor?" yazıyor.
Jack Archer: Prens Abioye'de kim ve elmas hırsızlığıyla ne ilgisi var?
Jack Archer: İyisi mi Lavinia'ya soralım <İsim>!

Lavinia De Brills'e Prens Abioye'yi sor.
Jack Archer: Buyrun belgeniz Bayan De Brills. Biraz yıpranmış ama...
Lavinia De Brills: Mesele değil! Teşekkürler <Rütbe> <İsim>! Şu suç örgütü mü çalmış?
Jack Archer: Şey... Hayır, onlar değilmiş.
Jack Archer: Fakat size bir sorumuz olacak. Belgenizde Prens Abioye diye birisinden bahsetmişsiniz. Kim bu Abioye ve elmaslarınızla ne ilgisi var?
Lavinia De Brills: Keşke bilseydim <Rütbe> <İsim>! Araştırmalarım sırasında bu isim karşıma çıkıp durdu.
Lavinia De Brills: Prens Abioye ücra bir prensliğin hükümdarı. Duyduğuma göre şu anda Güney Afrika'daymış ve peşine düşme niyetindeydim...
Lavinia De Brills: Ancak şu suç örgütü peşimdeyken evden başka bir yere gidemeyeceğim kesin!
Lavinia De Brills: Yardımların için teşekkür ederim <Rütbe> <İsim>! Minnettarlığımın göstergesi olarak lütfen bu son moda kıyafeti kabul edin!

Elliot Clayton ile sabote edilen uydu hakkında konuş.
Michelle Zuria: Uydu nasıl sabote edilmiş Bay Clayton? Köstebek ne yapmış?
Elliot Clayton: Yer kontrol ünitesine hasar vermiş! BOB'ye sinyal göndermek için bu üniteyi kullanıyordum. Uydu halen yörüngede ama bağlantı kuramıyorum!
Elliot Clayton: <İsim>, BOB ile gönderilen mesajların kaydedilmesi için güvenliği arttırdığımı söylemiştim ya?
Elliot Clayton: Köstebek SOMBRA'ya bir mesaj göndermiş olmalı! Ve ben okuyamayayım diye de yer kontrol ünitesini devre dışı bırakmış!
Elliot Clayton: Hasarı onarmak asırlar sürer. Yer kontrol ünitesinin tam bir parçası yerinden koparılmış!
Michelle Zuria: Bunu kimin yapmış olabileceğine dair bir fikrin var mı? Cihazın yakınında en son gördüğün kişi kimdi?
Elliot Clayton: Eee... Aslına bakarsan en son gördüğüm kişi Carmen'di, Sanjay'i arıyordu... Ama o yapmış olamaz! Teknolojiden anladığı söylenemez çünkü!
Michelle Zuria: Ekipman sökmek pek de bilgi gerektirmez!
Elliot Clayton: Ama uydu aracılığıyla mesaj göndermek gerektirir! Carmen değildi diyorum, tamam mı?
Elliot Clayton: Köstebek bozuk yer kontrol parçasını merkezde tutamaz <İsim>... Yakın bir yere saklamış olmalı, muhtemelen savana!
Michelle Zuria: Mantıklı bir fikir Bay Clayton. <Rütbe> <İsim>, hadi hemen savanı arayalım!
Elliot Clayton: <İsim>, al şu parayı ve ne kadar Büro kaynağına ihtiyacın varsa hepsini kullan. Ama gözünü seveyim acele et!

İncele: Savan.
Michelle Zuria: Bu korucu eşyalarını arayarak zaman kaybedeğiz <Rütbe> <İsim>. Doğru yolda olduğumuzdan emin misin?
Michelle Zuria: Doğru, buradaki kıdemli Büro ajanı sensin. Pekala, hadi kutuyu karıştıralım!

İncele: Korucu Kutusu.
Michelle Zuria: Valla etkilendim ne yalan söyleyeyim! Bunca korucu takım taklavatının olduğu kutudan bu ekipmanı çıkarmanı beklemiyordum.
Michelle Zuria: İyi fikir <Rütbe> <İsim>, eğer aradığımız aparat buysa, Büro ajanı şifrenle bunu açabilirsin!

İncele: Teknik Ekipman.
Michelle Zuria: Alet şifreni tanıdı! Yani bu gerçekten de aradığımız yer kontrol ünitesiymiş! Köstebek aceleyle bunu atmış olmalı. Belli ki zora düştüğünün farkında!
Michelle Zuria: Bu ekipmanı derhal teknik uzmana götürmeliyiz!

Analiz et: Kilidi Açılmış Cihaz.
Elliot Clayton: BOB'nin eksik yer kontrol ünite parçasını bularak harika iç çıkardın <İsim>! Böylece köstebeğe karşı bir gol atmış olduk!
Elliot Clayton: Da, BOB ile halen bir bağlantı kuramadım... Hasarı onarmak biraz zaman alacak.
Elliot Clayton: Ama köstebeğin SOMBRA'ya gönderdiği mesajı bulmayı başardım!
Michelle Zuria: Eee, neymiş?
Elliot Clayton: SOMBRA ajanlarının kod diye kullandığı şu hava durumu bilmemneysi!
Elliot Clayton: Köstebek demiş ki, "Fırtınalı hava şartları uçuş için önerilmez. Yıldırım nedeniyle ciddi don riski. Uzak mesafe görüşü istikrarsız. -3.209.24 +02.1237 için uyarıya devam. -9.234 85.51.3 için sıcak hava kütlesi."
Michelle Zuria: <Rütbe> <İsim>, "fırtınalı uçuş" dediği açık bir şekilde Madagaskar'daki uçak kazamız...
Michelle Zuria: "Don" ise ifşa olmak anlamına geliyor! Köstebek ciddi don riski" derken, SOMBRA'nın varlığının ortaya çıkdığına dair uyarı yapıyor!
Michelle Zuria: SOMBRA artık köstebekten haberdar olduğumuzu biliyor!
Michelle Zuria: Geri kalanından emin değilim ama Bay Clayton ile birlikte kodun kalanını deşifre edebilirim! Bitirdiğimizde sana haber veririz!

Daha sonra...
Şef Ripley: Bugün Büro için karanlık bir gün <İsim>. Artık içimizde bir hain olduğu inkar edilemez bir şey.
Jack Archer: Başta inanmıyordum ama artık inanacağım galiba! Allah kahretsin <İsim>, burada kim bize ihanet etmiş olabilir?
Şef Ripley: O her kimse, uydumuzu devre dışı bıraktığı için ciddi bir darbe yedik!
Şef Ripley: Ve şimdi gönderdiği mesaj sayesinde SOMBRA köstebekten haberdar olduğumuzu biliyor!
Jack Archer: Ayrıca SOMBRA'nın Lavinia'dan ne istediğini halen bilmiyoruz! Kadın elmaslarının çalınmasının SOMBRA'yla ilişkili olup olmadığını merak ediyordu... Fakat bu yönde herhangi bir kanıtımız yok.
Jack Archer: Elimizdeki tek ipucu, kayıp elmaslarla bağlantısı olan Prens Abioye diye biri.
Jack Archer: Anlaşılan bu prens şu anda Güney Afrika'da...
Elliot Clayton: Ve SOMBRA onu orada öldürmeyi planlıyor!
Jack Archer: Anlamadım?!
Elliot Clayton: Köstebeğin mesajının son kısmı bu anlama geliyor! Köstebek SOMBRA'ya Lavinia'yı izlediğimizi, bu yüzden onun yerine Prens'e odaklanmaları gerektiğini söylüyor! Peşinden bir suikastçı göndermişler bile!
Jack Archer: İyi de SOMBRA neden Prens'i öldürmek istesin? Ayrıca elmaslarla ne gibi bir bağlantısı var?
Jack Archer: SOMBRA'nın planlarını ortaya çıkarmanın tek yolu, SOMBRA onun sonsuza dek susturmadan önce Prens'e ulaşmak!
Şef Ripley: Çantanı topla <İsim>! Güney Afrika'ya gidiyoruz!

Advertisement